Eleştiri canavarı Gülse

Kurabiye canavarının kurabiyeyle beslenmesi gibi, Gülse Birsel de galiba eleştiriyle besleniyor.

Haberin Devamı

Bir de bakıyorsunuz, yapılan tüm eleştirileri ciddiye almış. Hepsi hakkında düşünmüş.
Onlardan yararlanarak dizisini rayına oturtmuş. Tıpkı yıllar önce “Avrupa Yakası”nda yaptığı gibi.
Hatırlarsanız o dizi de yayına girince ok yağmuruna tutulmuş, hatta birkaç bölümü iptal edilmişti.
Sonra söylenen hataları tek tek giderip bir ekran klasiğine imza atmıştı Gülse Birsel.
“Yalan Dünya”yı seversiniz ya da sevmezsiniz. Ama kendisinin bu yönü önemlidir.
Okullarda “eleştiriden yararlanma teknikleri” başlığıyla ders verse yeridir. Bu, hepimizin ihtiyaç duyduğu bir özellik.
Eleştiriyi saldırı olarak görüp defansa çekilmek yerine ona kurabiye muamelesi yapmak.
Romancı Murat Menteş’in dediği gibi “eleştiri bir dayanışma biçimidir” diye düşünmek. Bir nefis terbiyesi.
Mesela, siyasetçilerimizin bu dersi almalarında sonsuz faydalar var.
Bir bakıyorsunuz bir taraf eleştiri yapmak yerine durmadan şikayet ediyor.
Diğer taraf da en küçük eleştiriyi bile saldırı olarak görüp tırnaklarını çıkarıyor.
Hâl böyle olunca, dayanışma falan kalmıyor. Kimsenin kimseye hayrı dokunamıyor.
Eleştiriyi dayanışma olarak görenlerse, ego canavarını yenmeyi başaranlar.
Onlar, hoşlarına gitmeyen bir şey duyduklarında önce “dur bakalım, haklı olabilir” diyorlar.
Sonunda kazanan hep onlar oluyor. Başarı da, para da onlara yâr oluyor.
Bir de eleştirilere kulak tıkamak var tabii. Bakın bu da başka bir çözüm. Kötünün iyisi.
Eleştiriyle beslenecek özgüvene sahip değilsek, bari bunu yapmayı bilmek gerek.
Bunun için de kişinin kendini bilmesi şart. Madem katlanamıyoruz, bari psikoloji bozulmasın.
Hem kulak verip hem de yararlanamayanlar ise en kötü durumdakiler. Ego kurbanı olanlar.
Gülse’nin başarılı işlere imza atmasına rağmen eleştirileri ciddiye alması garip görünüyor ama değil.
İkisi arasında tavuk-yumurta ilişkisi var. Eleştirilerden beslenenler her zaman başarılı.
Şu hayatta kurabiye canavarı için kurabiye neyse, onlar için de eleştiri o çünkü.

Haberin Devamı

ŞEFİN TAVSİYESİ

İlaç gibi blog: Ranini

“Her taşın altını kurcalama hevesiyle kayda geçirilmiş sayıklamalardır” yazıyor, Ranini’nin bloğunun girişinde.
Okuyunca görüyorsunuz: Her taşın altı kurcalanıyor sahiden. Ama pek sayıklanmıyor.
Tam aksine, gayet tatlı yazılara imza atılıyor. Hayat, sinema ve televizyon üstüne.
Hem masum hem de sivri dilli bloglara hasta olanlara duyurulur: Ranini’nin yeri bir nevi ilaç.

Yazarın Tüm Yazıları