Elçi kararnamesinde sıkıntı sürüyor

Sedat ERGİN
Haberin Devamı

Dışişleri Bakanlığı'nda yaklaşık 20 dolayında büyükelçinin yurtdışı merkezlere atanmasını ilgilendiren kararname tam bir bilmeceye dönüşmüş durumda.

Tıkanıklığın merkezinde Dışişleri Bakanı İsmail Cem'in atamalara ilişkin bildirimleri büyükelçilerin büyük bir bölümüne şahsen yapmış olmasına karşılık, bu konudaki agreman taleplerinin ilgili ülkelere henüz iletilememiş olması yatıyor.

Agreman işlemi yapılmayınca da atamalara ilişkin kararname hazırlığı resmen başlatılamıyor. Listede yer alan diplomatlar kendilerini boşlukta buluyorlar.

Üçüncü haftasına giren bu belirsizlik, Dışişleri'nde bugüne dek pek karşılaşılmış bir durum değil.

Tıkanıklığın gerisinde, listenin kendisinin nihai onayı alınmadan işleme sokulmuş olmasının Başbakan Mesut Yılmaz cephesinde yarattığı rahatsızlık yatıyor.

İsmail Cem, listeyi Başbakan'a onaylatmadan doğrudan Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e götürüp, Köşk'ün olurunu alıp, hemen ardından bildirimleri yapıyor.

DEMİREL'İN TUTUMU

Burada ilginç olan bir nokta, Cumhurbaşkanı Demirel'in tutumu.

Cumhurbaşkanı, İsmail Cem listeyi önüne koyduğunda, isimlere itirazı olmadığını belirterek, ‘‘Koalisyon ortakları olarak bu liste üzerinde anlaşırsanız, benim açımdan bir mesele çıkmaz’’ diyor.

Bir başka deyişle, Demirel olurunu bildirirken, bunu Başbakan'ın da onayını bildirmesi koşuluna bağlıyor.

Gelgelelim, Dışişleri Bakanı, listenin koalisyon ortaklarının atamaları görüştükleri üçlü komisyondan geçmesini beklemeden tebligatları yapıyor. Hatta, komisyona listeyi, atama kararlarını büyükelçilere bildirdiği sırada gönderiyor.

Daha ilginç bir nokta, DSP'li Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit'in bu anlaşmazlığın en azından başlangıç aşamasında, Başbakan Yılmaz'ı haklı gören bir çizgide durmuş olması.

Büyükelçiler kararnamesi, bu haliyle koalisyon içinde ciddi bir sıkıntıya kaynaklık ediyor.

Başbakan Yılmaz, listeye müdahale edebilir mi? Mümkün; ancak, kararnameye bu noktadan sonra müdahale edilmesi başka sıkıntılara yol açabilir.

Birincisi, Çankaya Köşkü'nün onay vermiş olduğu bir liste üzerinde değişiklik yapılması, Cumhurbaşkanı'na karşı saygısızlık olarak algılanabilir.

İkincisi, gidecekleri yerler kendilerine tebliğ edilmiş olan büyükelçilere sonradan ‘‘Durum değişti, siz oraya değil, buraya gidiyorsunuz’’ denmesi, Dışişleri mensuplarını zora sokacak, onları yıpratacak bir durum yaratır.

Üçüncüsü, Dışişleri Bakanı, hazırladığı bir listeyi geri çekmek zorunda kaldığı takdirde kendi konumunu tartışmalı bir zeminde bulabilir.

Olay, nereden bakarsanız bakın, Türkiye'de devlet yönetiminin nasıl işlediğini gösteren ilginç bir kesit sunuyor.













Yazarın Tüm Yazıları