DNA'larımda devlet adamlığı geni var

Bu dönemin bol çalkantılı siyası olayları arasında, Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen’in mayoyla çekilen fotoğrafları vardı. Karnını içine çekip çekmediği de, unutulmayacak tartışma konularından olacak. Gözümle gördüm, gayet fit bir vücudu var.

Her ne kadar kendisine 30 santimden daha fazla yaklaşmanın tehlikeli olabileceğine dair beni uyarmış olsa da, karın kaslarının sıkılığını göstermek için, karnına dokunmamı istedi. Dokundum, taş gibi. Bu başarı onun için bakanlıkla eş neredeyse! Hiç kompleks duymadan, "Önce dalgıcım, sonra bakan" diyebiliyor...

Bir erkek genelde mayo ile poz vermeye sıkılır. Siz sıkılmıyorsunuz. Bundan, bedeninize güvendiğiniz sonucunu çıkarabilir miyiz?/images/100/0x0/55ea1bd1f018fbb8f86bc2ae

- Benim hiç kompleksim olmadı hayatta...

Bedeninizle barışıksınız yani...

-Tabii. Ben rahat bir insanım. O çekilen fotoğraflar, habersiz çekilmişti. Sabah yüzmeye gitmiştim, dönüyordum. Elimde güneş gözlüğüm vardı, ıslanmasın diye sallıyordum...

Ne kadar sıklıkta spor yapıyorsunuz?

- Siz gelmeden yüzdüm mesela. Fırsat bulduğum her zaman yüzüyorum. Ya da yürüyorum, kardio yapıyorum, bazen alır başımı dağlara çıkarım. Haftada 3- 4- 5, hiç belli olmaz. Spor beni bırakıncaya kadar devam etmeyi düşünüyorum.

Peki yediklerinize dikkat edebiliyor musunuz?

- Nerde? O konuda biraz zaafım var. Ama yine de idare ederim. 95 kiloyum, boyum da 1.90.

İyiymiş...

- Öyle mi? Piyasaya hálá hakimim desenize...

Bazı insanlar kendilerini aynadan seyretmeyi severler. Siz de öyle biri misiniz?

- Biliyor musunuz, bu tür şeylere vaktim olmuyor. Tabii ki, gömleğimin rengine, kravatımla uyumuna filan bakarım. Saçımı filan tararım. Hele sizin gibi biriyle buluşmaya gelirken...

Kabinedeki en iyi vücutlu bakan siz misiniz?

- Ona siz karar verin. Ben böyle bir şey söyleyemem...

İnsanların bir erkeği seksi bulmasında başarı en büyük etken oluyor. Bu durumda siz seksi misiniz?

-
Ona siz affedersiniz karşı cins karar verir. Ben diyemem ki ben öyleyim, böyleyim, yakışık almaz...

Benim erkek arkadaşlarım fotoğraflarınıza bakınca diyorlar ki, "Karnını içine çekiyor" ben de, hiç de öyle değil diyorum...

- Onu Rahmi Koç da söyledi...

Sizce erkekler sizi kıskanıyorlar mı?

- Olabilir, bilemem...

Yoksa, karnınızı içine çekiyor musunuz?

- Görüyorsunuz, burada gayet doğal ve rahatım. Karnımı içime çekiyor muyum şu anda? Hayır. Ama mayoluda, tam bilemiyorum... Uzaktan çekildi o fotoğraflar. Soğuk suda bir saat yüzmüştüm, biliyorsunuz, vücut şişiyor soğuk suda. Sonra çıkmışım, soluk alıp veriyorum, bir taraftan da yürüyorum. Ben genellikle karnını içine çeken bir adam değilim. Eskiden plajlarda dolaşırken filan yapardık. Kızları görünce karnımızı içine çekerdik ama biz bunu 30 sene evvel yapardık. Artık çeksek de fark etmiyor. Rahmi Koç, "Tüzmen pozu vereceğim" diyor, arada atışırız kendisiyle böyle, sağ olsun. Yani rahatım bu konuda hiç sıkıntım yok, olduğum gibiyim...

En son ne okudunuz?

- Çılgın Türkler’i. Şu anda da Fatih’in Torunları’nı okuyorum. Yabancıların Türk tarihini anlattığı kitapları pek severim.

En son ne dinlediniz?

- Ben hep caz dinlerim.

En son ne rüya gördünüz?

- Görmüyorum. Her an bizzat rüyayı yaşıyorum. Hayat benim için bir rüya...

Kıymalı patates severim

En çok neye üzülünüz?

- Ekonomiyi bilmiyor türünden şeyler söylenmesi haliyle beni üzüyor.

En çok neyi beklediniz?

- Otobüs! İstanbul’da yaşarken, nişanlım Nişantaşı’nda oturuyordu, evim Kadıköy’deydi, işyerim Mecdiyeköy’de. Bu Bermuda Şeytan Üçgen’i arasında sürekli otobüs beklerdim.

En çok hangi yemeği seversiniz?

- Kıymalı patates.

Ezbere okuyabileceğiniz bir şiir...

- Çok var. En sevdiğim, Názım’ın "Denize dönmek istiyorum" şiiri...

Siz hiç içki- miçki içmez misiniz?

- Bu işlere çok erken başladım, hepsinin tadını bilirim...

Çocuklarınızın ismini çok mu aradınız?

- Ortaasya isimleri onlar. Ben koydum. Aybüke, uğurlu ejderha kız demek; Bergütay, kuvvetli, sağlam, oğul demek...

Bıyıklarınız hep var mıydı?

- Kendimi bildim bileli var. Ama AB’ye girince keseceğim, söz!

Dalmak için Papandreu’yu 15 dakika beklettim

Güney Afrika’da büyük beyazköpek balığıyla daldım, iki kere, müthişti. Hindistan’da daldım. Tayvan’da daldım. Peru ve Şili arasında daldım. Brezilya’da daldım. Mısır’da daldım. Yunanistan’da daldım. O zaman müsteşardım, Papandreu da Dışişleri Bakanı, kendisiyle görüşme ayarladım ama 15 dakika geç kaldım. Neden? Çünkü dayanamadım, gittim daldım. Bir şey söylemek lazım, nasıl da zeki bir adam, "Sayın Papandreu, Poseidon’la randevum vardı, o yüzden biraz geç kaldım, kusura bakmayın!" dedim, güldü, "Ha demek daldınız!" dedi. Çok geniştir spor camiası, eski yüzücüler, su topçular hep arkadaşız biz. Eski Atina Belediye Başkanı Dora Bakoyannis arkadaşım, şimdi Dışişleri Bakanı oldu, çünkü kocası sporcudur, çok geniştir spor camiası. Hırvatistan’da su topçu arkadaşlarımız bakan oldu, Cumhurbaşkanı’nın yeğeni filan sporcu, böyle bir camia...

KARIMLA ARA SIRA  GÖRÜŞEBİLİYORUZ

Derler ki, "siyasetçinin karısı dul, parası pul, kendisi kul" öyle mi?

- Evet...

Karınızla görüşebiliyor musunuz?

- Valla, ara sıra görüşüyoruz...

En son zaman görüştünüz?

- Sevgililer Günü’nde eve erken gitmeye yeltendim, ama ne mümkün. Odalar Birliği’nde toplantı yapıldı. Öğleden sonra 3’te başladı, akşam 10.30’ta bitti. Oysa, ben sevdiklerimin özel günlerini kaçırmamaya özen gösteririm.

Eşinizle neler konuşursunuz? Bir araya geldiğinizde kafasını siyasetle mi şişirirsiniz?

- Hayır, hiçbir zaman. Açık söylemek gerekirse, işten eve dönerken fişi çekerim. Eve geldiğim zaman, sıfır kilometredeyimdir....

Çocukluğunuzdan itibaren sizi bu ülkeye bakan olmak üzeri mi yetiştirdiler?

-
DNA’larımda devlet adamlığı geni var. Benim babamın iki dedesi de Osmanlı mareşeli. 20’ye yakın altın madalyaları olan insanlar. Hicaz madalyaları, Balkan madalyaları, Plevne madalyaları, Mısır madalyaları... Dolayısıyla, benim DNA’larımda devlet adamlığı geni var. Bir de bakıyorsun biz ailecek İstanbulluyuz. Kadıköy Osmanağa’sının yarısı bizimmiş, öyle anlatıyorlar. İri yarı, kelli felli adamlar atalarım, heybetli insanlar, oturdukları zaman iki metrelik kılıç, küçücük kalıyor. Yapılı insanlar yani.

Kompleksim olmadı

Biz sizinle birlikte aynı deri kampanyasında yer aldık, bundan gocunmadınız mı?

- Yok canım. Ben Türk örf, adet ve geleneğine uygun olarak ülkemizin mal ve hizmetleriyle ilgili verilecek her görevi yapmaya hazırım. Ülkemle övünüyorum, kendime de güveniyorum.

Siz komplekslerini aşmış bir siyasetçi misiniz?

-
Kompleksim hiç olmadı ki. Bakanım filan ama çok rahat adamım. Allah’tan bu görevler sonsuza kadar değil. Ve ben her zaman insanların arasında dolaşacak yüze sahibim. Alnım açık başım dik. En önemlisi hangi kademede olursam olayım, hiçbir zaman insanlara burun deliklerimle bakmadım, hep gözlerimi kullandım...

Gazetelerde sık sık fotoğraflarınızın yer alması nedeniyle yakın çevrenizden eleştiri alıyor musunuz?

- Ne münasebet. Onlar alışkın. Hem bu yeni bir şey değil ki, yıllardır böyle. Eskiden spor başarılarım gazetelerde yer alıyordu, şimdi bunlar yer alıyor. Bizi popülerlik, ün, şöhret gibi şeyler etkilemez. Alışkınız.
Yazarın Tüm Yazıları