BÜYÜKŞEHİR Belediyesi “Çayyolu Meydanı”na karşı yıkımı seçti.
Zaten, yıkıcılığı değil yapıcılığı seçmesini hiç beklemiyordum doğrusu.
Önce belediye meclisinde o alana meydan değil lunapark yapılması kararını çıkardılar. Kararı, CHP ve MHP’nin tüm itirazlarına rağmen aldılar. Ardından da Yenimahalle Belediyesi’nin o alana döktüğü betonu dozerlerle parçaladılar. * * * Büyükşehir yetkilileri “meydan muharebesi”nin gerekçesini de şöyle açıklamış: “Meydan yapma yetkisi Büyükşehir’e aittir. Herkes görev dağılımına uymak zorundadır...” Şimdi... Açın bakın, 3030 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’na. Kanunun “İlçe ve ilk kademe belediyelerinin görev ve yetkileri”ni düzenleyen 7. Maddesi’nin d bendinde aynen şu görev yer alıyor: “O topark, spor, dinlenme ve eğlence yerleri ile parkları yapmak; yaşlılar, özürlüler, kadınlar, gençler ve çocuklara yönelik sosyal ve kültürel hizmetler sunmak; (...) kent tarihi bakımından önem taşıyan mekânların ve işlevlerinin geliştirilmesine ilişkin hizmetler yapmak. Tamam, orası “meydan” olmasın. Yaşlılar, kadınlar, gençler için sosyal bir dinlenme/park “alan”ı olsun. “Alan”a Çayyolu’nun kuruluşunu/tarihini özetleyen bir de plaket iliştirilsin. Ve aynen kanunun yukarıdaki hükmüne uygun olarak tanımlansın: “Kent tarihi bakımından önem taşıyan mekan”... İnsanlar o “alan”da, “mekan”da buluşsun, toplansın, dinlensin/dinelsin, eğlensin, “sosyal şey”ler yapsın. Oranın adı da meydan değil, “Çayyolu Dinelme Alanı” olsun mesela. Neden olmasın? (NOT: TDK Türkçe Sözlük’e göre Dinelme: 1. Ayağa kalkmak, dik durmak, 2. Karşı koymak, kafa tutmak)