Çocuklardaki şiddete ne demeli

Kadınlara yönelik şiddete, erkeklerin uyguladığı şiddete sürekli değiniyorsunuz.

Ben de pek dikkat çekmeyen ama çok önemli bir başka şiddet konusunda sizi uyarmak istedim. Size başımdan geçen küçük fakat önemli bir olayı aktarmak istiyorum.
39 yaşındayım ve yaklaşık 5 senedir Akdeniz’in şirin kasabalarından birinde tercümanlık yapıyorum. Otopark sorunu ve trafik sıkışıklığı nedeniyle işime motosiklet ile gidip geliyorum. Motorumu güneşten korumak için otopark kenarındaki günlük ağaçlarının altına park ediyorum.

Bir akşam işten çıktım. Tam motoruma binmek üzereyken, 5-6 yaşlarında olduğunu tahmin ettiğim bir erkek çocuğun, elindeki sopayla ağacın filizlerine vurarak onları kopardığını, “Ölün, hepiniz ölün! Sizi öldüreceğim!” diye bağırdığını gördüm. Çok yakınımdaydı, ama beni fark etmesine rağmen tavrını sürdürdü.

Dayanamadım, “Bir şey sorabilir miyim?” dedim, durdu. “Sen okula gidiyor musun?” diye sordum, “Evet” dedi. “Peki sen onların ne olduğunu biliyor musun?” dedim, “hayır” anlamında başını salladı.
“Bak bunlar ağacın senin gibi küçük çocukları ve büyüdüklerinde, sıcaklarda gölge yaparak, nefes alman için oksijen üreterek hatta mis gibi kokarak seni ferahlatacak. Ama sen onları öldürürsen bunların hiçbiri olmayacak. O ağaç, onun çocuklarına yaptıklarına şu an çok üzülüyor. Hadi sev onları... Canlıları sevelim, öldürmeyelim” dedim. Beni sakince dinledi, başını onaylama anlamında salladı. ınanamadım, etkili olmuştu bu kısacık konuşmam!

şimdi en merak ettiğim şey şu Feyza Hanım: Bu anne-babalar çocuklarına ne öğretiyor? Hadi öğretmekten vazgeçtim, konuşuyorlar mı onlarla hiç? Bu çocuk aile içinde şiddete mi tanık oluyor sürekli? Annesi-babaları, bu çocukları ya da birbirlerini ölümle, öldürmekle mi tehdit ediyorlar durmadan? Bu yaştaki bir çocuk nasıl bu kadar şiddet ve nefret dolu olabiliyor? ıleride bu çocuk büyüdüğünde bir zorba, hatta bir katil mi olacak? Eğer çocuklarını doğru bir şekilde eğitemeyeceklerse, bu sorumsuz insanlar neden çocuk yaparlar?
RUMUZ: ÇOCUK EĞİTİMİ

Tam da yarama bastınız sevgili okurum. Çünkü çocuklarda dikkat çeken şiddet olaylarına karşı ailelerin duyarsız kaldığını gördükçe içim yanıyor. Onlarla konuşmuyorlar, ilgilenmiyorlar.
Çocuklardaki şiddete ben de sokakta sık sık rastlıyorum. Özellikle birbirlerine uyguladıkları şiddet, akıl alır gibi değil. Kendinden bir yaş küçüğüne bile, eline aldığı taş ya da sopayla vuran, başına yumruklar indiren, altına alıp tekmeleyen çocuklar görüyorum.
Dayanamayıp “Aman durun, ne yapıyorsunuz? Oğlum, o senin kardeşin, neden vuruyorsun? Bir yerine bir şey olursa vicdanın sızlamaz mı?” diye müdahale ediyorum. O zaman ya kötü kötü bakıyorlar yüzüme, bir an için dövmekten vazgeçiyorlar ya da “Bir şey olmaz teyze” diyorlar, umursamıyorlar.
Ya hayvanlara yönelik şiddet! Büyükler bu konuda o çocukların ellerine su bile dökemezler inanın. Dört yıl önce bir grup çocuk, benim baktığım bir sokak köpeğini ortalarına alıp, taşlayarak öldürmüştü!
Unutmayın ki, çocuklar çok kolay etkilenirler. Kafalarında yarattıkları bazı kahramanlar, idoller onları yönlendirir. Bazen bu idol babası olur, bazen televizyonda gördüğü bir film kahramanı... Her ne olursa olsun, izledikleri filmler de, evde yaşadıkları olaylar da ruhlarında tahmin edemeyeceğiniz kadar ciddi yaralar açar. Ruhlarını, düşüncelerini yapılarını şekillendirir.
Bu nedenle, gelecekte nasıl biri olmasını istiyorsanız, çocuğunuza öyle örnek olun. Taklit edeceği iyi kahramanlar sunun. Aksi halde ileride ona asla güvenemezsiniz.

Evliliğimi yazıp sizi mutlu etmek istedim

Merhaba ablacığım... Köşenizde hep mutsuz, umutsuz, acı çeken, ihanete uğramış kişiler ve evli çiftler görüyorum. Oysa gayet mutlu evlilikler de var bu dünyada...
Ben 31 yaşında, dokuz yıllık evli, biri kız diğeri erkek iki çocuk annesi bir kadınım. Eşim ve ben çocuklarımızı büyütürken psikolojik açıdan ileride hayatlarını olumsuz etkileyecek hiçbir şeye izin vermedik. Çalışmamıza rağmen çok iyi anne-baba olmaya çalıştık, onları ihmal etmedik.
Eşime hâlâ ilk günkü gibi aşığım. Annelerimizi ve babalarımızı çok seviyoruz. Çocuklarım da benim her şeyim. Hayatı, insanları ve sizi çok seviyorum. Allah’a şükürler olsun ki, biz çok mutlu bir aileyiz Güzin abla.
Bunu söyleyerek sizi mutlu etmek istedim. Mutlu evliliklerin de olduğunu hatırlatmak amacıyla bu satırları yazdım.
RUMUZ: KERıRSELCEN

Sağol canım kızım, benimle ilgili güzel duyguların için de teşekkürler sana... Gerçekten de sevgilerin ve sevgililerin çok kötü harcandığını, evliliklerin giderek uçuruma yuvarlandığını gördükçe çok mutsuz oluyorum. Neyse ki seninki gibi mektuplar bana umut veriyor.
Ama keşke bu mutluluğu nasıl yakaladığını, evliliğinizi nasıl yürüttüğünüzü yazsaydın, genç evlilere yol gösterseydin... Yine de üşenmez tekrar yazarsan çok sevinirim.
Yazarın Tüm Yazıları