Çin mallarına karşı boykot olabilir mi

Çin’de, Uygur Türklerine yapılan vahşet karşısında, hükümet biraz geç uyanmadı mı?

Sivil toplum örgütlerinin ilk çıkışının arkasında kaldı hükümet. Dün hemen bir anda hareketlendi, bir çok örgüt nezdinde girişimde bulundu. Ankara Maslahatgüzarı Dışişleri Bakanlığı’na çağrılarak “Sessiz kalamayız” mesajı verildi.

Başbakan, İsrail’in Filistinlilere saldırısında aynı gün tepki göstermiş; Davos’ta Erdoğan, İsrail Başbakanına ‘On minite’ diye çıkışmıştı.

İşin garip olanı da, Doğu Türkistan Dayanışma Derneği’nin vurguladığı gibi daha önce Devlet Bahçeli’nin son olarak da Abdullah Gül’ün son Çin ziyaretinden sonra patlayan olaylar tesadüf olmasa gerek...

Çin’den o kadar ithalatımız var; dikkat ediyor musunuz, İtalya ve Fransa’ya karşı yapıldığı gibi

bir boykot çağrısını kimse telaffuz edemiyor. Nedenini hiç düşündünüz mü? �

3. köprünün geçtiği yerler açıklanmalı

3. Boğaz Köprüsü güzergahı üzerinde bir komedi yaşanıyor. Benim anlayışıma göre Bilgi Edinme Yasası’na dayanarak her vatandaşın bunu ayrıntılı olarak öğrenme hakkı vardır Masrafını verdiği takdirde projenin bir örneğini bile alabilir. Diğer taraftan bu güzergahın tamamen gizli kalmasına imkan yoktur. En başta projede çalışan mühendisler bunu biliyorlardır. Saklanamayacak bir şey konusunda bir grubun çıkar elde etmesini önlemek için seçilecek en doğru yol bilgileri herkese açıklamaktır. Tartışmaların bu açılardan ele alınmayışını anlayamıyorum.                     �
Reştan ARAS

Biz öğrenciyiz darphane değil

BİZLER ‘ikinci öğretim’ adı verilen ve örgün öğretim harcının 4 katı kadar harç yatırılan öğretim programında okuyoruz. Zaten normalde bir çok öğrencinin ödemekte zorlandığı 1300 liralık öğrenim harcı; sene başında henüz üniversiteler eğitime başlamadan yapılan zamla 1416 liraya yükseltildi. Belki yapılan bu zammı sessiz sedasız kabul ettik ama, bugün itibariyle harçlara yapılan astronomik zamla yeni dönemde öğretim hayatımıza devam edebilmemiz için gereken harç miktarı 2400 liraya yükseltilmesiyle dayanma gücümüzün sonuna geldik.

Bakanlar Kurulu karar vermeden önce bir kez daha durumu araştıramaz mı?
İbrahim TOPALOĞLU

Aşağılık yasa

DİSK Tekstil İşçileri Sendikası Genel Yönetim Kurulu yaptığı açıklamada, “Özel İstihdam Büroları’ hakkındaki son yasal düzenlemeyi işçileri köleleştiren, aşağılayan, emeği yok sayan aşağılık bir düzenleme olarak değerlendirmektedir” denildi. Tekstil Sendikası Başkanı Rıdvan Budak Cumhurbaşkanı Gül’e telgraf çekerek “Bu şekilde AB yolunda da ciddi bir gelişme sağlamamız mümkün değildir. Bu düşüncelerle, yasayı veto ederek Meclis’e iade etmeniz yönündeki talebimizi bilgilerinize sunarız” dedi.

Tehlike büyük

“Bu yasanın (askeri sivil yargı yolu) onayı darbeye karşı değil yeni bir darbeye gidiş olduğu anlaşılıyor.

Uyarırım, tehlike büyüktür.”
Av. Turgut KAZAN

Deniz otobüsünde dürüstlük örneği

PARİS’ten Türkiye’ye tatile gelen Kader Elveren, İDO’nun bir vapurunda yaşadığı bir olayı okurlarımızla paylaşmak istiyor:

“Büyükada’da, son anda yetişip bindiğim İDO’da düşürdüğüm maddi değeri önemli olmayan bir eşya (pudra kutusu) için bir gün geçtikten sonra cebimdeki tarifede telefon numarası bulunan İDO’nun 0216 - 450 33 29 No’lu Kayıp Eşya Bürosu’nu aradım. Şeref Bey isimli görevliye ‘Kusura bakmayın sizi, deniz otobüsünde oturduğum koltukta unuttuğum maddi değeri önemsiz bir eşya için arıyorum, aradan bir gün geçti dediğim gibi önemsiz ama sizi yine rahatsız etmemek için, olur da tesadüfen bulunur diye telefonumu bırakayım’ dedim. Şeref Bey, benden kutunun markasını ve şeklinin tarifini istedikten sonra aradan bir saat geçmedi beni aradı. ‘Efendim kaybettiğiniz kutuyu bulduk, Büyükada’da olduğunuz için Bostancı’daki İDO Temizlik İşleri Şefi Suat Bey’e teslim edildi, karşıya geçtiğinizde kendisinden alabilirsiniz’ dedi ve akşam üzeri kutuyu Suat Bey’den aldık. Her şeyi eleştirdiğimiz bir ortamda Şeref ve Suat beyler gibi işlerini titizlik ve dürüstlükle yapan görevlilerin de olduğunun bilinmesini istedim. İDO’nun bu mensuplarına teşekkür ederim.
Kader ELVEREN

BİLİYOR MUSUNUZ 

ATATÜRK Havalimanı 0624 pistinin pistinin Ataköy’ye doğru 500 metre uzatılması için, DHMİ’nin daha ihale yapılmadan bu alana Özkan İnşaat’ın hafriyat dökümü (Kimin hesabına acaba!) yaptığını, Ataköylülerin buna karşı gece nöbet tutarak, hafriyatcılara karşı direnmeye başladıklarını (Pist uzatma ihalesini kim kazanır acaba?)...  ŞİŞLİ Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’ün, 21 meclis üyesi ile birlikte DSP’den bugün istifa edecekleri ve parti kuruluşunun gerçekleşeceği kasım ayına kadar ‘bağımsız’ kalacaklarını...  HALKEVLERİ’nin, İSKİ’nin su zammını engellemek ve Büyükşehir Meclisi’nde onaylanmaması için 13-19 Temmuz tarihlerinde Büyükşehir binası önünde eylem yapacaklarını...

Hamili kart

(NİHAL Karabulut’un 2. sperm olayı) Hamili kart sahibi türban severdir, hamili kart sahibi dini kendi çıkarları için kullanır, hamili kart sahibi işinin ehli olmadığı için işini düzgün yapmaz. Hamili kart sahibi olmayanlar kamu kurum ve kuruluşlarında barındırılmaz. 7 yıldır uygulanan politikaların sonuçları ibretle okuyoruz.
Nihal TABAK