Çarşamba sohbeti

AYNALI EV

Dün gece, rüyamda sizin evinizdeydim. Dolaşıyordum. Yüksek tavanlı bir ev. Benden başka kimse yok. Rüyanın en abuk tarafı da şu: Evin birçok yerinde kocaman kocaman aynalar var. Hani "Evde kimse yok, bomboş" dedim ya ama ben aynada insanlar görüyorum. 4 kişilik bir masa var salonda. Masanın karşısında da dev gibi bir ayna. Masa boş ama masanın karşısındaki aynada, 4 tane takım elbiseli adam görüyorum. Kağıt ya da okey gibi bir şey oynuyorlar. Ve içlerinden biri, inanmayacaksınız ama Müslüm Gürses. Aynadan ona baktığımı fark ediyor ve başıyla selam veriyor. Gerçekte olmayan insanları, aynalarda görmek ne kadar ürpertici olsa da, huzurlu, rahat, korkusuz bir hava vardı rüyada... İlginç... Orası neden sizin evinizmiş, neden ben aynalarda gördüm insanları, neden Müslüm Gürses? Gerçekten hiçbir anlam veremedim. Ya bilinçaltım coştu ya da popom açıkta kaldı! (Dilara)

- Valla hangisi bilemiyorum ama sinir bozucu olan şu, bu ev gerçekten yüksek tavanlı ve her tarafta aynalar var. En büyük ayna da, salondaki masanın karşısında, boylu boyunca. Yalnız bizim masa 4 kişilik değil, 8 kişilik. Bak sevgili Dilara, sevgilim de bugün seyahate gitti, tabii ki ben korkusuz bir anneyim ama...

ÜRDÜN KRALİÇESİ

Dün rüyamda sizi gördüm, Ürdün Kraliçesi’yle röportaj yapıyordunuz. Bana ilginç geldi. Yanlış anlamayın, sizin röportaj yapmanız değil, benim rüyama girmeniz. Madem, rüyada da olsa görüştük, size bir selam göndereyim dedim. (Zeynep)

- Size de selam olsun. Ürdün Kraliçesi fikri hiç fena değil bu arada. Bir şansımı deneyeyim. Öpüyorum ve rüyanıza benden daha heyecan verici tiplerin girmesini diliyorum.

ŞAHANE BİTTİ

Ayşe Hanım, bütün gece rüyamda sizi gördüm. Rüya kötü başladı ama şahane bitti. Dilerim, her şey dilediğiniz gibi olur. (Semra K.)

- Benim bilmediğim bir şeyi mi biliyorsunuz? Niye beni rüyanızda görüyorsunuz? Ama tabii karışacak halim yok. Rüya sizin. Dilediğiniz kadar görebilirsiniz. Öpüyorum.

BONE TARZINDA

Dün,15 yıllık bir arkadaşımın düğününe annemle beraber gittik. Ben gayet modern bir ailede, standart üstü denilebilecek şartlarda büyüdüm. Annem de çok modern bir hanımdır ama kafasını bone tarzında kapatır. Dünkü düğün, Orduevi’nde olduğu için annem daha fazla dikkat ederek, epey geriden kafasını kapattı. Ancak Orduevi’nin kapısına geldiğimizde onu içeri almadılar. İşin tuhafı, annem türbana karşıdır. Şimdi kapıda "Efendim bu türban değil, bildiğimiz anneanne başörtüsü... Siyasi simge olmayan..." tartışması mı yapsaydık? (Gülşah K.)

- Eminim anneniz üzülmüştür ama yapacak bir şey yok. Sapla saman artık birbirine karıştı. Bu mesele bir türlü çözüme bağlanamıyor. Annenize selamlar, o kafasındakini takmaya devam etsin, sadece o halde Orduevi’ne girme sevdasından vazgeçsin.

İNTİKAMCI ANNELER

Pazar günü son derece önemli bir konuya parmak bastınız. Boşandıktan sonra perişan olmuş bir sürü baba tanıyorum. Kadınlar, taraf tutan kanunları yanlarına alıp son derece intikamcı ve zalim olabiliyorlar. (Mehmet E.)

- Teşekkür ediyorum, ben de boşandıktan sonra perişan olmuş bir sürü anne tanıyorum. Aynı şekilde babalar da intikamcı ve zalim olabiliyorlar.

NASIL ULAŞABİLİRİM

Türkiye’de yeni kurulmuş olan Boşanmış Babalar Platformu çok ilgimi çekti. Sebebi, benzer sorunları 7 yıldır benim de yaşıyorum olmam. Ama Norveç’te. Yaşamış olduğum tecrübeleri ve yasamış olduğum ülkedeki babalar için olumlu kanunları anlatıp bunları platform gönüllüleri ile paylaşmak beni çok mutlu edecektir. Onlara nasıl ulaşabilirim? (Barış A.)

- www.bosanmisbabalar.com adresinden.

DÜŞMAN GİBİ

1977 doğumlu bir oğlum var. Ne zaman sünnet olduğunu, ne zaman düğün yaptığını bilmem. Bugün bile beni düşman gibi görür. Arayıp, sormaz. Konuşurken annesi gündeme geldiğinde, "Annemin adını ağzına alma" der, lafımı ağzıma tıkar. Ayrılma nedenlerimizi benden dinleme tahammülünü bile gösteremeyen bir evlat... (G.)

- Çok üzüldüm. Hem oğlunuz, hem eski eşiniz, hem de sizin için. Ama ne yaşanmış olursa olsun, sizin bir baba olarak oğlunuzun sünnetinde, düğününde onun yanında olmanız gerekmez miydi? Her türlü engeli aşıp, gitmeniz icap etmez miydi? Tabii hikayenizin tamamını bilmiyorum ama sanki eski eşinizi cezalandırmak isterken, siz oğlunuzu da cezalandırmışsınız. Benim en önemli zamanlarımda yanımda olmayan birini dinlemek bile istemeyebilirim.

PSİKİYATRİSTE GİDİN

Acilen bir psikiyatriste gitmeniz gerekiyor. Obsessif kompulsif bozukluk başlamış sizde. Rahatsız edici düzeyde olan bu titizlik, başınıza iş açabilir. (Prof Dr. İsmail M.)

- Teşekkürler ama gitmeyi düşünmüyorum. En azından bu konuda! Şimdilik kendimi tiye almayı tercih ediyorum. Merak etmeyin bendeki titizlik ciddi boyutta değil. Henüz...
Yazarın Tüm Yazıları