Canımız neden tatlı çeker?

Şeker, ‘mutluluk hormonu’ olarak bilinen serotonin hormonunun salgılanmasını tetikliyor. Tatlıya düşkünlüğümüzün nedenlerinden biri de bu. Ne var ki hayatımız tatlandıkça sağlığımız bozuluyor.

Haberin Devamı

Tatlıları abartıp fazlaca şeker yiyip içmek ya da her çaya, kahveye bol bol şeker eklemek, hele hele “sağlıklı ve doğal” diyerek bala, pekmeze fazlaca yüklenmek sağlıksız ve tehlikeli bir alışkanlıktır. Fazla miktarda şeker ve şeker eklenmiş yiyecek-içecek tüketmenin bazı hastalıklara yol açtığı kesindir.
Kilo sorunundan şeker hastalığına, bellek problemlerinden damar sertliğine birçok problemin aşırı şeker tüketimi ile ilişkili olduğu net ve açık olarak kanıtlanmıştır.
Bu bilgilerin doğruluğunu bilmemize rağmen çoğumuz şeker tüketiminden vazgeçmek istemiyoruz. Bazılarımız gereğinden fazla tatlı yiyip içiyor. Hatta bir kısmımız iflah olmaz birer tutkunuyuz, tatlı yemeden sofradan kalkmıyoruz.
Tekrarlayıp durduğumuz bu kötü alışkanlığın birinci nedeni, metabolik faktörler ama işin ruhsal bir yanının da olduğunu söylememiz lazım.
Şeker mutluluk hormonu olarak bilinen serotonin hormonunun salgılanmasını tetiklediğinden beynimiz için keyif verici bir işlev de görüyor ve çoğu kişi -özellikle kadınlar- bu ani keyif kaçamaklarından müthiş hoşlanıyor.
Sadece kutlamalarda ya da kendimizi ödüllendirme zamanlarında değil, stresli, gergin olduğumuzda rahatlamak amacıyla, yorgunluk dönemlerimizde de enerji düzeyimizi yükseltmek için şekere başvurmamızın nedeni biraz da keyif hormonu serotonin ihtiyacımız.
Zaten bu nedenle çikolata satışları patlıyor, hemen her köşede bir tatlı dükkânı, bir pastane açılıyor. Ne var ki hayatımız tatlandıkça sağlığımız bozuluyor.
Bununla birlikte sık sık tekrarlayan tatlı krizlerinin, hele hele yeme ataklarının yukarıdaki kadar masum olduğunu düşünmek sadece psikolojimizle ilişkilendirmek de yanlıştır. Ataklar halinde tekrarlayan tatlı krizlerinin nedeni sadece duygusal faktörler değil, biraz da beynimiz ve pankreasımız arasında süregiden savaştır. O savaşı da yarın yazacağım.

Haberin Devamı

Tatlı krizi yaşamamak için

- Öğün atlamayın.
- Uzun süre aç kalmayın.
- Şekerli içeceklerden uzak kalın.
- Şeker içeren yiyeceklere dokunmayın.
- Şekerli unlu besinlerden kaçının.
- Gıda etiketlerini okuyarak “şeker kontrolü” yapın.
- Atıştırmaları-nızda şekere yer bırakmayın.
- Meyve sularından uzaklaşın.
- Unlu besinlere, pirinç pilavına, patatese, ekmeğe mesafeli kalın.

Haberin Devamı

Diyetisyen :Nilüfer BAYRAM

ÖNEMLİ

Ne kadar şeker?

Canınız sık sık şeker çekiyor, probleminizin metabolik bir sorundan kaynaklanabileceği aklınızda olsun.
Özellikle yerken nerede duracağınızı bilmekte zorlanıyorsanız, şekerli şeyleri yutarcasına yiyip sonra da bitkin düşüyorsanız, kısacası hipoglisemi sarhoşu biri haline geliyorsanız “Bu işin arkasında bir sağlık problemi olmasın?” diye bir düşünün.
Prensip olarak şekerden, şekerli besinlerin tümünden uzak durun ve ille de bir rakam vermek gerekirse günlük kalori tüketiminizin yüzde 10’undan fazlasını şekerden temin etmemeye bakın. Erkekseniz günde 70, kadınsanız 50 gramdan fazla şeker kullanmayın.
Not: 50 gram şeker 13 tatlı kaşığı toz şekere, iki kutu meşrubata eşdeğerdir.
Dyt. Müge BAŞER

Yazarın Tüm Yazıları