Bütün Türk şiiri tek kitapta

SİVAS'ta 'ecel celálilerinin' aramızdan aldığı eleştirmen, denemeci, çevirmen Asım Bezirci'nin 1968 yılında MAY Yayınları arasında çıkanDünden Bugüne Türk Şiiri antolojisini, iyi şair Kemal Özer tamamladı.

Dünden Bugüne Türk Şiiri, divan şiirinden, halk şiirinden, Tanzimat'tan bugüne Türk şiirinden örneklerle, Türk şiirini; bütün dönemleriyle kendinde toplayan ilk antoloji olma özelliğini taşıyor.

Başlangıçtan bugüne Türk şiirini tek antolojide bulmak isteyenlerin tercih edeceği bir çalışma.

Beş kitap şöyle bölümlenmiş:

Halk Şiiri, Divan Şiri, Yeni Şiir (1900-1940), Yeni Şiir (1940-1960), Yeni Şiir (1960-2000).

Antolojide bir de, Dünden Bugüne Türk Şiiri Sesleniyor başlıklı CD-ROM'da 20 Şairden Seçilip Özenle Seslendirilmiş 40 Şiir yer alıyor.

Şiirleri Aslı Öngören ile Enver Akan seslendirmiş, müzik düzenlemesini de Sarper Özsan yapmış.

Antolojiyi sayılarla tanıtmak istersem, 1900 sayfada 500 şairin 2500 şiiri var.

Kemal Özer, arkadaşı Asım Bezirci'nin antolojisini tamamlamış ve yenilemiş. Vefa duygusuna unutulmaz bir örnek.

Asım Bezirci'nin seçiminden 11 şairi çıkarmış, 44 yeni şair eklemiş.

Asım Bezirci'nin eskiden yayınlanan aynı adlı antolojisinde, biyografya, bibliyografya ve sözlük bulunmuyordu. Kemal Özer, bunları da eklemiş. Hiç kuşkusuz Asım Bezirci'nin terekesinden çıkan çalışmalardan da yararlanmış. Onların Asım Bezirci'ya ait olduğunu da A.B. rumuzuyla belirtmiş.

Antoloji hazırlamak gerçekten çok zor iştir. Edebiyat tarihindeki yerini gözönüne alıp, bugün okunurluk oranını kaale almayabiliyor. Daha da garibi, kendi öznel beğenilerinizin üstünü örtmek gerektiği anları sıkça yaşarsınız.

Asım Bezirci, antolojinin başında, her antoloji düzenleyenin başından geçen iç diyaloğu yazmış:

‘‘Estetik yönden beğenmediğim bazı şairlere de yer vermek zorunda kaldım.

Antolojiyi hazırlarken, güttüğüm amaç şuydu: Türk şiirinin tarihsel evrim çizgisini türlü yönleri ve güzel örnekleriyle ortaya koymak. Şüphe yok ki böyle bir amaç, ancak demokratik bir anlayış ve davranışla gerçekleşebilirdi.

Onun için şiirleri derlerken, onların sağ ya da sol, ilerici ya da gerici, mistik ya da laik bir eğilim gütmelerine değil, estetik ve tarihsel bir değerlilik ve çeşitlilik taşımalarına baktım.’’

Asım Bezirci
'nin bu antoloji anlayışının bütün hazırlayanlara örnek olmasını dilerim.

Yeni Şiir (1900-1940) cildinin başında Kemal Özer'in Tanzimat'tan Günümüze Türk Şiirinin Görünümü ve Evreleri yazısını mutlaka okuyun.

Kemal Özer'in yazısı hem bir şairin Türk şiirine öznel bakış açısının ip uçlarını veriyor hem de antolojinin yenilenmesinin, geliştirilmesinin felsefesini anlatıyor:

‘‘Bütün bunlardan sonra, Türk şiirinin, geçmişteki toplumsal ve siyasal içerikli birikimden, estetik alanında yaşadığı deneyimlerden hız alarak, değişen koşullarda yaşamsal isterlere yanıt vermeye elverişli bir gelişim yönü kazandığını, 1980 sonrasında olduğu gibi araya giren kesintilerin bu yönden onu alıkoyamayacağını söyleyebiliriz.’’

1900 sonrası ya da biraz öne çekerek Cumhuriyet sonrası şiirini anlayabilmek, gelenekten bugüne gelişim, değişim çizgisinin izini sürebilmek için, halk ve divan şiirini mutlaka okumak gerektiğine inanırım.

Halk şiiri, divan şiiri adı altında, toptancı yargılara varmamızı, genç kuşaklar için en azından bu tür antolojiler önleyecektir.

Şiiri bütünüyle kuşatmak, deyiminin burada geçerliliğini savunuyorum.

Divan şiirinden İkinci Yeni'ye çektiğiniz çizgide, o dönemin söz ustalıklarından bugün nasıl yararlanıldığını saptayabiliyoruz.

Halk şiirinin de özümsenmesinden, başka bir modern şiir doğduğunu, dikkatli bir antoloji okuru sezecektir.

Kemal Özer'in bir dostun antolojisini tamamlaması yalnız bir vefa borcu olarak algılanmamalı, Türk şiirinin gelişimini de bugüne getirme çabası olarak yorumlamalı.

Türk şiirini bütün dönemleriyle, örnekleriyle okumak isteyenler için gerçekten alınması, okunması gereken bir kitap.


DOĞAN HIZLAN'IN SEÇTİKLERİ


Köpek Olmanın Güçlüğü Roger Greiner Kitap Yayınevi

Osmanlı İmp. Sosyal Devlet Nadir Özbek İletişim

Çağdaşımız Victor Hugo Server Tanilli Adam

Ölüm Oyunları Osman Şahin Can

Aristoteles Jonathan Barnes Altın
Yazarın Tüm Yazıları