Burhan Öçal’a dikkat: O şimdi mafya babası

Dram, aksiyon, komedi harmanlanmış, ortaya farklı ve etkileyici bir film çıkmış. Levent Kazak, iyi bir senaryo yazmış, yönetmen Abdullah Oğuz da hakkını vermiş.

Filmin kendisini haftasonu yazacağım yazıya saklayıp, O Şimdi Mahkum’un en sürpriz ismine, Burhan Öçal’a geçmek istiyorum.

Şimdiden söyleyeyim, O Şimdi Mahkum’u izlerken, Öçal’ın mafya babası tiplemesine ve başarılı oyununa hayran kalacaksınız. Hele koğuşta bir rajon kesişi var ki. Bir sahnede de dayanamayıp eliyle ritm tutmayı ihmal etmiyor ünlü perküsyon ustası.

İtalyanlar yıllar önce Burhan Öçal’ın hayatını film yapmak istemişler. 10 milyon dolarlık bu projede kendisi de oynayacakmış. Çeşitli nedenlerle gerçekleşmemiş olan bu filmi şimdi çekmek isteseler, Burhan Öçal’ı sadece müzisyen kimliğiyle perdeye taşıyamazlar artık. Öçal, O Şimdi Mahkum’da oyunculukta da başarılı olacağının ve artık oyuncu olarak da anılacağının ilk sinyallerini vermiş bulunuyor. Umarım, ileride kendisini sahnede olduğu kadar kamera önünde de tekrar izleriz.

Yönetmenler hangi filmlere gidiyor?

24. Uluslararası İstanbul Film Festivali, ikinci ve son haftasına girdi. Beyoğlu sokaklarını uzun zamandır bu kadar kalabalık, bu kadar canlı ve hareketli görmemiştim. İstanbul’un kalbi Beyoğlu’nda atıyor. Kan pompalayan damarların çıkış noktası festival sinemalarında gösterilen filmler.

Konu festival olunca herkesin birbirine sorduğu ilk soru ‘Hangi filmleri göreceksin?’ oluyor. Peki, siz hiç İstanbul Film Festivali’nin Ulusal Yarışma Bölümü’ne katılan yönetmenler festivalde neleri izliyor, merak ettiniz mi? Cevabınız ‘evet’se, okumaya devam edin:

Ali Özgentürk (Kalbin Zamanı): 2046 (Wong Kar-Wai), Kırmızı Hamamböcekleri (Miguel Coyula), Haklı İntikam (Park Chan-wook), Haftasonu (Jean Luc-Godard) Pietro Germi filmleri.

Ümit Ünal (Anlat İstanbul): Roman Polanski filmleri, Alain Robbe-Grillet filmleri.

Biket İlhan (Ayın Karanlık Yüzü): Lavanta Kokulu Kadınlar (Charles Dance), 2046 (Wong Kar-Wai), Vera Drake (Mike Leigh), Ölümsüz Kadın (Alain Robbe-Grillet).

Teoman (Balans ve Manevra): Melinda ve Melinda (Woody Allen), İtalyan Usulü Boşanma (Pietro Germi), Geçen Yıl Marienbad’da (Alain Resnais), Cennet ve Sonrası (Alain Robbe-Grillet), Kirli Utanç (John Waters), Karşınızda Marlon Brando (Pietro Germi).

Mert Baykal (Pardon): Haftasonu-Müziğimiz (Jean Luc-Godard), THX1138 (George Lucas), Melinda ve Melinda (Woody Allen), Tiksinti (Roman Polanski), Haklı İntikam (Park Chan-wook), Neil Jordan filmleri.

Ulaş İnanç (Türev): Hayatımın Şarkısı (Kevin Spacey), Nedime (Claude Shabrol), Kardeşler (Susanne Bier), Bayram Günü (Jacques Tati), Acı Hayal (Mohsen Amiryoussefi), Sürgündekiler (Tony Gatlif).

Mehmet Güleryüz (Altın Çağın Senaristi): Lavanta Kokulu Kadınlar (Charles Dance), Bombon, Köpek (Carlos Sorin), Melinda ve Melinda (Woody Allen), 2046 (Wong Kar-Wai), Fedakar Kız (Kim Ki-duk).

Önce Sideways şimdi de Mondovino

Şaraptan kırmızı ile beyazı ayırt edebilecek kadar anlıyorum. Durumum bu kadar vahimken şarap filmlerinden söz etmek ayıp olacak belki, ama, bu filmlerden etkilenen o kadar çok şarap tutkunu var ki. Artık onların yalancısıyım, diyerek, konuya giriyorum.

Amerika’daki üzüm bağlarında, şarap tadım merkezlerinde geçen Sideways filmini geçtiğimiz aylarda sinemalarda izledik. Oscar’larda da adı geçen film zaten güzeldi, ama şaraba meraklı olanlar için daha da bir güzeldi. Çeşit çeşit şaraplar, içeceği bir yudum şarabı dakikalarca ağzının muhtelif köşelerine değdirdikten sonra içen şarap uzmanları, bilene çok şey ifade ediyordu hiç kuşkusuz.

Sideways’in tadı şarapseverlin damağında kalmışken, İstanbul Film Festivali’ndeki şarap belgeseli Mondovino geldi.

Mondovino’da yüzyıllardan beri süregelen bir sanat olan şarap yapımının değişen kuralları anlatılıyor.

Cannes’da Altın Palmiye’ye aday olmuş olan bu belgesel, San Francisco’dan Sardinya’ya, Arjantin’den Bordo’ya, teknolojik destekli holdinglerden, gelenek peşinde koşan köylülere, şarap yıldızlarından eleştirmenlere kadar geniş bir yelpazeyi görüyor.

Ülkemizde şirketler sık sık şarap tanıtım, tadım geceleri düzenliyor. Bu iki film de şarap üreten şirketlerin arşivlerinde olmalı.

Filmartı çıktı

Sinema dünyası yepyeni bir dergiye daha kavuştu: Filmartı. Yerli ve yabancı sinema dünyasından haberler, film tanıtımları ve eleştirilerin yer aldığı derginin genel yayın yönetmeni Sinema dergisinden tanıdığımız Burçin S. Yalçın. Dergide Ali Ulvi Uyanık, Tunca Arslan, Burak Göral, Uygar Şirin, Yeşim Tabak ve Cem Altınsaray gibi sinema yazarlarının yanı sıra yönetmen Yavuz Özkan ile Prof. Ünsal Oskay’ın da yazıları yer alıyor.

Sinema dergilerinin sayılarının artması son derece sevindirici. Filmartı’ya yayın hayatında başarılar diliyorum.

Beyaz perdeden inciler...

‘Güle güle Mistır Spak, sivri kulak, biraz da bu tarafa bak, kabakulak, elimi vereyim de fala bak.’ (Turist Ömer Uzay Yolunda, Yön: Hulki Saner, 1973)

Bunu biliyor muydunuz?

İstanbul Film Festivali’nde Pietro Germi’nin İtalyan Usulü Boşanma filminin biletleri tükenince, ek seans koyuldu. Kaçıranlar, filmi yarın saat 10.00’da Emek Sineması’nda izleyebilirler.