Bu sevgi zorla olmaz

ARENA Stadı onun okuduğu şiirle çınlarken dedim ki;

Haberin Devamı

Şiir okumak zor iştir...

Hissetmeden, içinizdeki notaları duymadan okuyamazsınız.

Ama bir de iyi okudunuz mu;

Söz kulağa değil, doğrudan kalbe gider...

Ve oradan insan hissiyatının kılcal damarlarına kadar ulaşır.

Erdoğan bunu iyi biliyor.

Çok güzel okumuş İstanbul şiirini...

Bu yüzden ses ve söz duyguyla taşınca;

Arena Stadı klasik bir siyasi parti kongresinden çok bir sevgi ve gösteri karnavalına dönüşüyor.

Stada gelince;

Tıklım tıklım statta önüne gelen soruyor:

“Sizce kaç kişi var?”

Bu bir muazzamlık ölçüsüdür.

Her mitingde olur. Bir aidiyet arayışıdır bu…

Ama bana göre dün “Arena stadında kaç kişi vardı?” diye sormak saçma olurdu.

Çünkü bir o kadar zaten dışarıda...

Onu da boş verin...

Öyle bir manzara vardı ki... Stadın tam ortasına doğru yürüdüm.

Bir delege yine sordu:

“Acaba kaç kişi var.”

O sırada Başbakan Erdoğan eşi Emine Erdoğan’la stadın çevresinde yürüyor.

Kendisine uzanan ellere karanfil veriyordu.

Soruyu soran delegeye o manzarayı gösterip dedim ki:

“Arkadaş, kaç kişinin olduğunun ne önemi var. Baksanıza şu sevgi seline...

Görkemin, sevginin, sayısı, kaçı olur mu?”

Evet stattaki manzara tam olarak buydu...

Ak Parti’ye kızanınız vardır, seveniniz vardır.

Bütün bunların ötesinde ve bütün tarafsızlığımla diyorum ki;

“Etkileyiciydi. Çünkü kimse zorla böyle bir sevgi böyle bir coşku göstermez...”

Bu arada il teşkilatını da kutlamak gerekiyor. …

Bu derece büyük bir halk organizasyonunu bu kadar disiplinli organize etmek kolay iş değil.

Tayyip Erdoğan siyasi partiler için çıtayı oldukça yükseltti.

Şimdi hangi parti kongre yapsa Arena’nın gölgesi üzerinde olacak...

Haberin Devamı

İKİNCİ YAZI

Veterinerin medyatik vahşeti

HÜRRİYET Ege duyurdu haberi...

Denizli’de bir veteriner bir Vaşak yavrusunun derisini yüzüp tuzlarken çektiği fotoğrafları Facebook’ta paylaşmış...

Ben görünce inanamadım.

Tam bir vahşet.

Elinde bıçak, gözlerinde öyle bir ifade var ki...

Neredeyse “Kuzuların Sessizliği” filmindeki caniyi oynayan Anthony Hopkins  bile böyle bakamamıştı.

Şimdi herkes bu “medyatik vahşete” karşı ne yapılabileceğini soruyor.

Ve ne garip bir tesadüf ki;

Bu “dijital cinayet” daha ortaya çıkmadan birkaç gün önce Kahramanmaraş’ta bir sempozyum düzenleniyordu:

Konusu:

“Uluslararası suç araştırması ve adli bilimler sempozyumu”...

Ve çok daha ilginci oraya konuşmacı olarak gelen ABD’li uzmanın söyledikleri.

Prof. Deborah Keeling dedi ki:

“Siber suçlar gelecekte dünyayı tehdit edecek. İnternette paylaşılan her şey sizi ve dünyayı etkileyecektir. Ne yazık ki, gelişen teknolojiyle etik değerler eşzamanlı olamıyor.”

Yani diyor ki:

“Sanal dünyadaki siber suçlar, ahlaksızlığı tetikliyor. Sanal teknoloji ve küresel paylaşım artıyor ama ahlak ona ayak uyduramıyor...”

İşte Denizli’de bir veterinerin Facebook üzerinden yaptığı “siber cinnet” ya da sanal vahşet paylaşımının adı budur...

Ve inanın gerçek anlamda bir tehdittir...

Haberin Devamı

VAŞAĞIN DERİSİNİ YÜZEN VETERİNERE TEPKİ / WEB TV

ÜÇÜNCÜ YAZI

Arap Birliği komedisi

İNSANLIK tarihinin en acılı tiyatrolarından birisini yaşıyoruz...

Burnumuzun dibinde üstelik...

Aç, işsiz, umutsuz, kırık, acılı, çaresiz Suriyeliler;

İki devletin sınırında ve vatansız bir bekleyişin arasında öylece dünyaya bakıyorlar.

Halk Şam’da, Halep’te ve birçok şehirde  kendisine bir “Tahrir Meydanı” arıyor ama bulamıyor.

Kan akıyor. Resmi cinayet, sivil ölüme karışıyor.

Ve bakıyorum yine bir haber:

“Arap Birliği acilen toplanıyor!”

Bu Arap Birliği komedisi artık canımı sıkıyor.

Arap Birliği ne iş yapar?

Lüks yatlarında, özel jetlerinde, Akdeniz’in en güzel sahillerini gezen bu petrol şeyhleri, kralları ne iş yapar?

Ne etkileri vardır.

Neyi umursarlar...

Arap dünyasında akan kanı, Marmaris koylarına çektikleri yatlarından sessizce seyretmekten başka nedir yaptıkları?

Bilmem kaç kez toplanan Arap Birliği bugüne kadar neyi çözmüştür?

Filistin sorunu için ne yapmıştır?

Ya da ne yapabilir?

Yaptırım gücü var mıdır?

Nasıl olsun?

Sorun bakalım:

Arap Birliği’nin dönem başkanı kim?

Yani Suriye’de akan kana çözüm aramak için acil toplantı isteyen dönem başkanı Arap ülkesi hangisi?

Kuveyt!!!

İşte bu kadar komik ve acılı bir tiyatrodur bu...

Kuveyt hangi yaptırımı önerecektir sizce?

Saddam saldırınca ülkesini bırakıp Ürdün Hilton’a kaçan şeyh mi çözecek Suriye sorununu?

Ne diyecek?

Şu hale baktın...

Bu kadar muazzam bir nüfus. Koskoca bir Arap dünyası...

Şeyhlerin, sözde kralların özel banka hesaplarından başka bir şey değil aslında...

Nerede mesela o Mısır ve Suriye kartalı Selahaddin Eyyübi?

Dikkat edin.

Arap dünyasında petrol zenginliği başladığından bu yana;

Bir tek halk kahramanı çıkmamıştır.

Filistin dışında bir tek irade, bir tek bağımsız ses duyulmamıştır.

Ve “o bedava zenginlik”!

Batılı petrol tröstlerinin kontrolü altındaki şeyhleri halktan kopartıp, özel banka hesaplarına çekmiştir.

Irak’a gelince demokrasi topuzu;

Kuveyt’e gelince petrol şeyhliği geçerli olmuştur.

Dünyanın en uzun binalarını yapmakla övünen, New York’un sokaklarını taklit etmekle hava atan bu Arap dünyasından ne beklenebilir?

En fazla toplanıp Suriye’yi kınarlar...

Sonra da lüks yatlarıyla Akdeniz’e açılırlar.

Arap halkının hiçbir zaman olmadığı bu “petrol tiyatrosu”na acımak ve gülmekten başka ne yapılabilir?

Yazarın Tüm Yazıları