Biz başımıza geleceği hissederiz!

Bir arkadaşımla “Bir erkekte bizi ne çeker?” muhabbeti yapıyorduk bir ara.

Haberin Devamı

Son yıllarda erkeklerde birincil özellik olarak “pak surat” aradığını söylemişti. Yani ne yakışıklılık, ne akıllılık, önce suratının “temizliğine” bakıyordu.
“Pak surat”a gelince, nasıl tarif edeyim size, böyle hani yüzünden saflık, temizlik akan, her an birilerine bir iyilik/güzellik yapacakmış gibi bakan adamlar vardır, onları diyorum.
Adam başka dünyadan gelmiş gibidir. Baktıkça gülümseyesiniz gelir...
İşte, arkadaşım öylelerinden hoşlandığını söylüyordu.
Sebebi basit, temiz yüzlülerden kötülük beklemezsiniz, öyle pek bir kız arkadaşını aldatacak hali/tavrı yoktur.
Yüzüne bakınca “Bu, kız arkadaşını omuzlarında taşır vallaha” duygusu uyandırır.
Arkadaşım aynen dediğini yaptı, yüzlerine baktığında iyi hissettiği adamlarla birlikte oldu, “Pak suratlı” erkek arkadaşlarıyla mutlu ilişkiler yaşadı.
Şimdi yine aynen öyle yüzüne bakınca “Ya ne iyi bir adamdır bu ya” dediğimiz türden bir erkek arkadaşı var, üç yılı devirdiler sanıyorum, mutlular.
Başka bir arkadaşım, beş yıldır evli olduğu kocasına ilk zamanlarda çok direnmişti.
Sonraları sebebini konuştuğumuzda “Ne bileyim, motosikleti filan vardı, zaten kel, ‘piç’ tiplerden sanmıştım, üzülmeyeyim sonra diye direniyordum, ilişki kurmak istemiyordum ama yine de derinlerde bir yerlerde çok iyi hissediyordum” dedi.
Şimdi çok mutlu bir evlilikleri olduğunu not edeyim.
Bana geleyim, bugüne kadar adamın yüzüne bakıp durduk yere “bir şey var, hissediyorum, ama ne olduğunu bulamıyorum” dediğim her ilişkide, ortaya birtakım tatsız hadiseler çıktı, er ya da geç.
Ya da yüzüne bakıp “bu iyi adam be!” dediğim erkekleri tanıdıkça haklı çıktım.
¡¡¡
Kadınların çoğunda var bu özellik. Biliyoruz, hissediyoruz; başımıza iyi ya da kötü; geleceğin ne olduğunu bilmesek de “Var bir şey ama hadi bakalım” dediğimiz anda olay bitiyor.
Erkek tarafı buna paranoyaklık ya da “bu kadar çok şey düşünürsen olur” tarafından yaklaşıyor olabilir ancak kadın hissediyor, biliyor.
Hani pazar günü Psikolog Emre Konuk, Ayşe Arman’a “kadınlar yatılacak adamlarla evlenilecek adamları ayırt edemiyorlar” dedi ya, aslında bal gibi ediyoruz.
İçimizde bir yerlerde “Yok, olmaz bu iş” ya da “Evet, tamam, buldum ben adamımı” diyoruz.
Ha, problem, uygulamada çıkıyor.
Nasıl mı? Bir defa adam istediği kadar “sağlam pabuç” olmasın.
Evvelki günlerden birinde de konuşmuştuk, kadın adamla ilişki yaşadı mı, ona vakit ayırdı mı bir arıza olduğunda derhal “ben çok emek verdim” cümlesi devreye giriyor.
Haliyle olmayacak adamları adam etmeye çalışıp “emek de emek” tutturmasıyla yapışıp kalanların sayısı hayli fazla.
Kadın aldatılma emarelerini görmezden geliyor, adamın “Örtmenin ödevimi köpeğim yedi getiremedim” ayarındaki yalanlarına inanıyor.
Niye, çünkü “ilişkiye çok emek verdi.”
Tabii sevdi, ara sıra sevildiğini hissetti, bu da önemli bir veri.
Aslında bu “ilişki emekçilerinin” durumu biraz “Filmi çekerken büyük emek verdikleri için” başta sinema yazarları olmak üzere herkesin beğenmesini bekleyen yönetmenlere benziyor.
Yok işte, verilen emekle alakası yok aldatmanın, aldatılmanın...
¡¡¡
Ayşe Arman’ın röportajını iki gün boyunca iştahla okudum.
Konuk’un söyledikleri hayatım boyunca inanmayı tercih ettiğim “Aldatmayan ve bunu arzulamayan erkek de var” tezimi çürütecek nitelikteydi, o yüzden içimde çiçekler açtığını söyleyemeyeceğim ama...
Ben galiba yine de kendi inandığıma inanmaktan vazgeçmeyeceğim.

Bekliyorum

Haberin Devamı

İngiliz Daily Mail gazetesi, en pahalı şampuanla en ucuzunun arasında pek bir fark olmadığını ortaya çıkarmış.
Benzer çalışmayı 600 liralık kremle 30 liralık kremin arasında da fark olmadığını ortaya koymak için yapmalarını da bekliyorum.
Şık kavanoz/şişe, marka değeri ve hitap ettiği kitleye göre fiyatları fezaya kadar fırlayan kozmetik malzemelerine yatırım yapmanın manasızlığını kadınlara göstersin istiyorum.
“Törkiş Rihanna” Bengü’nün saçlarını kızıla boyayıp dalgalı maşa yapmasını bekliyorum. Rihanna artık öyle kullanıyor saçını.
Hayır yani, son halini görmediyse filan... Haber vermiş olayım.

Yazarın Tüm Yazıları