Bir restoranla ilgili kötü yorum yazmak mı, asla!

İnternetin hayatımıza getirdiği en büyük kolaylıklardan biri, bir ürünü tüketirken, bir restorana giderken veya eve sipariş verirken, aynı deneyimi yaşamış başkalarının da yorumlarını okumaya olanak tanıması. “Denemek” artık eskisi kadar da rastlantılara dayanan bir eylem değil.

Haberin Devamı

Gideceğiniz tatili, yiyeceğiniz yemeği, gezeceğiniz şehri, kısacası atacağınız her adımı, aynı deneyimi önceden yaşamışların yorumlarına bakarak planlayabiliyor, bir başka deyişle kendinizi “sağlama” alabiliyorsunuz.
Mekanist, Yelp, Tripadvisor gibi siteler tam olarak bunun için var.
Gün içinde on binlerce insanın hayatını kolaylaştıran Yemeksepeti ise kullanıcılarına restoranları puanlama ve yorum bırakma imkanı tanıyor.
Akıllı davranan, daha iyi hizmet vermek için her fırsatı kullanmayı bilen işletmeler, bu tip sitelerde isimlerinin altında yazan kötü yorumları bir adım daha ileri gitmek için kullanıyorlar.
Kullanmalılar.
Kimileri de bu yorumları bir “ilerleme fırsatı” olarak değil, şahsına hakaret olarak algılayıp “gurur” meselesi yapıyor, kötü puan ve yorumları ortadan kaldırmak için türlü numaralara başvuruyorlar.
Kötü yorum demek, hizmetlerindeki bir sıkıntıyı işaret etmiyor, edemiyor bir türlü.
Birkaç gün önce Yemeksepeti’nde kötü yorum bıraktığım bir restorandan şaşırtıcı bir telefon aldım. “Esasında hiç de öyle olmadıklarını” anlatıyor, siparişi tekrar göndermek istediklerini söylüyordu telefonun ucundaki yetkili.
Restoranın niyeti telafi ise, bunu aracı site üzerinden yapması gerekir. Prosedür bunu gerektirir.
Fakat özgürce müşteriyi aramakta bir sakınca görmüyor. Niyet iyi bile olsa “tehdit telefonu almış” gibi algılanıyor bu durum...
Nitekim “Yorumumu silmemi mi istiyorsunuz, ondan mı bu telefon?” diye sormak zorunda hissettim...
Yemeksepeti, restoranlara “Sitemiz üzerinden kötü yorum bırakan müşteriyi dilediğiniz gibi arayabilirsiniz” demiyor, aksine bunu yapan restoranlara son derece katı yaptırımları var.
Ancak buradan görüyoruz ki, eve teslimde aksaklık yaşanma ihtimaline karşı paylaşılan telefonlar, üye restoranlar tarafından özgürce kullanıma açık...
Bu durum kötü yorumu “gurur” yapan bir restoran bir sahibinin, yorum sahibine dilediği gibi telefon açabileceğini, hatta kapısına dahi dayanabileceğini gösteriyor.

Tehdit alan bile var

Haberin Devamı

İsmini vermek istemeyen bir genç kadın, verdiği siparişten memnun kalmayıp restorana kötü bir yorum yazınca, gece yarılarına kadar tehdit telefonları almaya başladığını anlatıyor. “Yalnız yaşayan bir kadın olarak çok korktuğum bir dönem yaşadım. Hâlâ geceyarısı telefon çaldığında yerimden zıplıyorum” diyor.
Bu “yorum” işini ciddiye alan restoranlar arasında meseleye “kat çıkmışlar” da var. Mesela eşe dosta kendi restoranlarından sipariş verip altına iyi yorumlar yazdırmak da bir başka yöntem.
“Çok teşekkürler, bu kadar lezzetli bir yemek hiç yememiştim, pes doğrusu” vb. gibi yazı diline bakınca “kıllandıran” türden notlar düşmek mesela...
Halbuki buna harcayacağı enerjiyi servise, temizliğe ve lezzete harcasa işi daha kolay... Ama yok, illa kolaycılık, illa sahtekarlık...
Her konuda bir “yurdum usulü uyanıklık modeli” vardır ya, kestirmeden gitmek, türlü antikalıklarla “kazanan” olmak...
Olur olmaz her şeyi gurur, şeref meselesine dönüştürmek...
Öyle içimize işlemiş ki, hayatımızı kolaylaştırmasını beklediğimiz, tarafsız, ürünü/yemeği denemiş kullanıcıların yorumlarını BİLE şekillendirmeye çalışıyoruz...  Haliyle, şimdilik denediğimiz bir ürünle/aldığınız bir hizmetle ilgili Türkiye sınırları içinde bir siteye kötü yorum yapmak, eğer iletişim bilgileriniz
paylaşılıyorsa “canına susamışlık” sayılır.
“Tehdit” ya da “restoranın müşteriyi araması” her gün olan bir olay değil, ancak Yemeksepeti restoran sahiplerinin niyetine kefil olamayacağına göre, her zaman bir risk var demektir...
Hâl böyle olunca, yemek siparişi verip sessizce tüketmemiz, yemek kötüyse de “içimize atmamız” gerekiyor zannederim.
En azından ben öyle yapacağım.

Yazarın Tüm Yazıları