Bir müsekkin olarak uzaydan kendini izlemek

Şu sıralar en çok ihtiyacımız olan şey nedir, biliyor musunuz?

Haberin Devamı

Evrende minicik bir toz zerresi olduğumuzu anımsamak.
Her sabah uyandığınızda göğsünüz yırtılır gibi hissederken, sakinleşmek için yapacağımız şey, önce bu.
“Küçücük olduğumuzu” hatırlamak. Birilerine hatırlatmak.
National Geopgraphic’de bir belgesel var.
Adı Cosmos. Hiç anlatmayayım, izleyin. İzleyin ve evrenin içinde evrendeki nokta kadar yerinizi iliklerinize kadar hissedin.
Programın sunucusu astrofizikçi Neil DeGrasse Tyson diyor ki; “Herkesin daha büyük bir şeyin parçası olduğuna uyandığı bir an vardır.”
Günlük deyişle “Dünyanın bizim etrafımızda dönmediğine uyanma anı.”
Bir başka deyişle, “Evrenin merkezinin dünya ve insanoğlu olmadığına uyanma anı...”
İşte, bu uyanıştan sonra hiçbir şey aynı olmuyor.
Etrafınıza aynı bakamıyor, aynada kendinizi başka görüyorsunuz.
Diyorsunuz ki, “Ben evrende bir noktadan bile küçüğüm”. “Tamamı bilinmeyen bir alemin, az bilinen kısmının ufacık, minicik bir parçasıyım”
İşte o anı geçenlerde büyük değişim başlıyor. Önce “korku” denen duygu ortadan kalkıyor. O anı geçince, peşinden koştuğun her şey önemini yitiriveriyor.
Zihin zorlayan büyüklükler karşısında çaresiz hissediyorsun.
Çaresiz ama –enteresandır- iyi hissediyorsun.
Bu akşam, yani cumayı cumartesiye bağlayan gece saat 02.00'de National Geographic ve NASA, Uluslararası Uzay İstasyonu ve Houston’daki Görev Merkezi’nden canlı yayın yapacak.
Tam tepenizde, dünyanın yörüngesinde, saatte yaklaşık 27.350 km yol alan bir uzay istasyonu var.
Uluslararası Uzay İstasyonu, her 90 dakikada Dünya’nın yörüngesinde tam bir tur atıyor.
İşte buradan, ilk defa kendinizi, üzerinde bulunduğunuz dünyayı, canlı olarak izleyeceksiniz.
Uzaktan birileri size ayna tutacak ama o aynada kendinizi değil, büyüklüğünü hayal edemediğiniz dünyayı göreceksiniz.
Diyorum ya, “insanoğlu” dediğin evrende bir toz zerresi.
Ara sıra bunu hatırlamak, lüzumlu insanlara hatırlatmak lazım.

Haberin Devamı

Kendi kendine suikast

Egemen Bağış, Berkin Elvan’ın cenazesi olduğu gün, Twitter’ına şu cümleyi yazdı: “Terörün bitmesinden ve kardeşliğimizden rahatsız olup çözüm sürecini hedef alan nekrofillere de gereken cevabı milletimiz 30 Mart’ta verecek.”
Kısa bir süre sonra bu Tweet’ini sildi, yerine “Çözüm sürecine ve barışa karşı çıkan hastaları eleştiren tweet mesajımı çarpıtmaya kalkışan bozguncu provokatörler başarılı olamayacak” yazdı. Yani, onu “nekrofil” sözünden dolayı ayıplayanlar “Söz çarpıtan bozguncu provokatör oldu.
Yetmedi, kariyer suikastına kurban gittiğini söyledi.
Peki “nekrofil” kelimesini, Egemen Bağış’ın hesabını ele geçiren gizli güçler mi yazdı ki bunu “birilerinin ona kariyer suikastı yapması” olarak tanımlıyor?
İnsan hakikaten hayret ediyor!

Yazarın Tüm Yazıları