Yonca Tokbaş - Kelebek
Yonca Tokbaş - Kelebek
Yonca Tokbaş - KelebekYazarın Tüm Yazıları

Bir Annannem vardı...

Düşündükçe “Ne kadındı!” diyorum. Gözleri ile laf anlatırdı. Attığı bakışı anlamayan hapı yutardı. Herkesi anında hizaya sokmayı bilirdi.

Haberin Devamı

Bir bakardı susardın, bir bakardı ayağa kalkardın. Az laf ile çok iş yapardı. Hiç oturmazdı. Hiç boş durmazdı. Tembelliğe dayanamazdı. Müsrifliğe çok kızardı. 93 yaşında aramızdan ayrıldı. Bakışları aklımda kaldı. Hiç çıkmadı...
Annanem, komik bir kadındı. Akıllı bir kadındı. Okuma yazmayı ta 65 yaşında, sırf kafasına koyduğu için öğrenecek kadar azimliydi. Ne istediğini iyi bilirdi. İnanılmaz bir inadı, olağanüstü anıları ve roman gibi bir hayatı vardı. Bugün hayatta olsa, “Azimle inat ettim, taşı deldim!” adında bir kitabı kesin benim Annanem yazardı. Bizi o büyüttü. Onu kaybedeli yıllar oldu.
Annanem aklıma gelince hatırladığım ilk görüntü; tatlı/sert kül grisi bakışları ve tülbent beyazı başörtüsü ile, artık dizlerinden dolayı eğilemediğinden, sandalyede oturarak namaz kılışı. Zaten, namazı yerde kıldığı zamanlarda, ben pür dikkat “o” anı kollar, her yere eğilişinde hop üstüne atlar: “Deeeh dıgıdık” derdim. Annanem çıldırıp beni sırtından tek hamlede atar, ben de bizim evin kıble yönünde bulunan karşı duvarına tossss toslardım. O da fırlayıp, bir hışım ayağa kalkıp: “Tövbeler olsun, Süphan Allah! Bak günaha sokuyor sıpa beni!” derdi. Bense duvara toslamış olan kafamın acıyor olmasına rağmen çok çok gülerdim. Annanem de benimle gülerdi. Namazı unutup “Kazasını kılarım sonra” der, başımı ovup “Acıdı mı kızım başın?” diye sorarak koşup bana dolaptan buz getirirdi. Bazen de ekmek çiğnerdi..
Bana bildiğim tüm duaları Annanem öğretti. Çünkü benim bildiğim, yani zannetiğim; bu bir aile geleneği idi. Öyle olunca da “Din” zorunlu ders olmadığından yani, çok eğlenceli, sevgi dolu, korku üzerine değil de, sevgi üzerine kurulu, günahların yerine sevapların bol örnek teşkil ettiği gönülden seçmeli bir ders idi.
Tıpkı okuldaki zorunlu dersler ve seçmeli dersler arasındaki farklar gibi. Ben zorunlu derslerde zorlandım. Seçmeli derslerden de çok keyif aldım. Zorunlu derslerde ya hep kopya çekmek istedim ya da bir türlü tam öğrenemedim. Seçmelileri ise hala hatırlarım. Onlar benim seçimlerimdi. Annanem zamanlarında, dinimiz bu şekilde bir “gündem maddesi” değildi. Uluorta herkesin altından girip üzerinden çıktığı, ayağa düşürdüğü, kendine göre sağa sola çektiği, herkesin bir yerinden tutup koparıp elinde kalasıya kadar rezil ettiği bir mesele hiç değildi. Dinimiz kişiye özel ve aitti. Mahremdi. Yuvamızın sınırlarının içinde geleneğimizdi. Ailemizin diniydi. Ticari veya politik simgeler olacak bir konu değildi. Politikanın dini hiç değildi.
Sonra bu değişti. Sanırım - sanırım diyorum çünkü içimden geçen his bu – bir şeyler sevgiden ve istekten çok, zorunlu derse benzeyip, dayatılıp; sevaplardan çok günahlara, aşktan çok korkuyla bağlanılmış bir ilişkiye benzetildi. Birileri bizi bu yöne, kötülük olsun diye mi niyet etti de itti, iletişim mi eksildi, sevgi ve aşkın yerini nefret ve korku mu aldı... ne oldu da her şey böyle kötü oldu bunların kesin ve doğru cevaplarını bilmiyorum. Ama bugüne baktığımda, Annanemden bana yadigar görüntülerden eser kalmadı, bunu biliyorum. İç çekip, üzülüyorum.
Annanemi çok özlüyorum.
Yonca
 “KAZAzede”
 (Bu yazı 24 Eylül 2007tarihinde Hürriyet.com.tr de yayınlanan yazımdır)

Haberin Devamı

Oyun Hamuru Tiyatro Grubu

Haberin Devamı

Oyun Hamuru Tiyatro Grubu “Tiyatro Sporu” denilen doğaçlama türü tiyatro ile İzmir seyircisiyle buluşmaya geliyor. Tiyatro Hamuru 2 yıldır amatör ruhu ve kendi imkanlarıyla bir şeyler yapmaya çalışan tiyatro aşığı bir grup. 8 Nisan 2011 saat 20:00'da Karşıyaka Ege Sanat Merkezinde 2. yıllarını kutlayacaklar. Bi destek atarsınız herhalde. Bilgilerinize.

Yol durumu

Hala yollardayız. Geze geze bitiremedik. Biz Amerika’ya geldiğimizde hava -5, -10 lardaydı. Isınmaya başladı dün 7 derece oldu, düşünün yani. Hala kirliyiz. Hala fotoğraf çekiyorum. Hala gülüyoruz. Hala sakiniz. Bugün itibariyle uzun, çok uzun yollardan dönüşe geçmiş haldeyiz. Tatili bitiriyoruz.
Yonca
“pasaklı”

Yazarın Tüm Yazıları