Ben Pako

ASLINDA, ben aşk üzerine yazı yazmayacaktım.

Ama herkes yazıyor.

Bir de, bizim aşklarımızın olmadığını düşünsünler istemem.

Aşk, insanlara özgü bir şey değil. Kuşlar, filler, karacalar, aslanlar, kediler, köpekler, kısacası tüm canlılar tabii ki áşık olurlar!..

Ben ilk áşık olduğumda, çok küçüktüm.

Komşumuzdu o...

Çitin aralığından burnumu uzatıp onu öperdim. Ama asla bir araya gelmemiz mümkün değildi, yasaktı.

Sonra bir gün, bizimkiler durumun farkına vardılar.

Babam beni karşısına oturtup, upuzun bir söylev çekmişti bana:

"Bir defa, o bir kangal... Senin otuz mislin, boylarınız uymuyor... Nasıl olacak o iş?.. Ayrıca sende yükseklik korkusu var."

Zaten sonradan vazgeçtim o aşktan.

Umutsuz bir aşktı.

***

Bugünlerde aptalca bir aşk izliyoruz.

Bizim Gorbi, bizim Çıtır’a áşık oldu. Çıtır çok güzel bir genç kız, tamam... Gorbi’yle boyları da uygun. Ama yaptıkları şeylerden ben bir şey anlamıyorum.

Bütün gece bahçede kaybolup, sonra üstleri başları yaprak ve çerçöp içinde içeri giriyorlar.

Gorbi’nin gözleri şaşı oldu, nereye baktığı belli değil.

Yaptıkları şeyler tuhaf.

Gorbi, Çıtır’ın kuyruğunu ısırıyor, o da onun ayağını alıyor ağzına, öylece dönüp duruyorlar.

Dönmedolap gibi.

Dön dön nereye kadar?

Gorbi’nin gözleri daha da şaşılaşıyor.

Babam, "Bunların fantezileri de bir tuhaf" diyor.

İkisi bir tabaktan yemek yemeye başladılar. Elbette önce Çıtır yiyip bitiriyor, salak Gorbi’ye kalırsa dibi...

***

Olsun, yine de aşk güzel bir şey.

Hayvanların da aşkları vardır.

O aşk sonunda yuvalar kurup yavrularını yaparlar.

Minik serçe yavruları görürseniz dallarda, onların mantık değil, aşk çocukları olduğunu unutmayın. İnce bacaklı taylar, minik kedi yavruları, kendi kuyruğunu kovalayan bir köpek yavrusu...

Yunusların, aşkları uğruna okyanusu aştıkları yazılıdır... Kimi kelebekler sevişince öleceklerini bilip aşkları uğruna ölürler... Sıcağı seven kediler, aşk uğruna değil mi ki en soğuk ayı çatılarda geçirirler.

Ama insanoğlu tüm bunları göremez...

Anlayamaz...

Birçok şey gibi...

***

Yukarıdaki Yazı Pako’nun.

Pako’yu biliyorsunuz... Hürriyet’in eski yazarlarından... Babası Sevgili Bekir Coşkun’un deyişiyle "Küçük kara köpek".

Kendi gitti sayfası kaldı yadigár. Bir de, birini yukarıda okuduğunuz, yazılarının bir araya toplandığı kitabı "Ben Pako". Doğan Kitap’tan çıktı.

Kitabı bitirip bir süre sonra bu yazı için bir tanesini seçmek üzere yeniden elime aldığımda bir baktım ki "En komik bu", "Yok, en hüzünlüsü olsun", "Bu hepsinden etkileyici" derken güle ağlaya bir kez daha okumuşum tamamını.

Sonunda içinde aşk olanını seçtim.

Hürriyet okurları arasında pek yoktur ama olur ya hayvan sevmeyen varsa, aşk belki "aşka getirir" onları düşüncesiyle...

Acaba, hayvan sevmeyen demeyeyim de hayvan korkusu olan arkadaşlarıma birer kitap hediye etsem... Yazılardan biri olmazsa öteki bir mucize yaratacaktır elbet.

Hem kitabın geliri de barınaklara gidecek madem... Bir taşla iki kuş vurmuş olurum.

Ne? Kuş vurmak mı?

Bir hayvansever olarak acilen bu deyimin yerine geçecek bir başkasını arayıp bulmam lazım.

MIŞ-MUŞ

SSK hastanesinde 1 yaşındaki kız bebeğe gebelik testi faturası kesilmiş.

Neyse... Bebek erkek değilmiş hiç olmazsa!

*

Türk kadınının en büyük sorunu orgazmmış.

Yoksa Türk erkeğinin sorunu mu demeli buna...
Yazarın Tüm Yazıları