Bayrağı al Şişli’ye gel

'KKTC ve Rauf Denktaş'a Destek Girişimi Yürütme Kurulu' bildirisinin bulunduğu sayfanın üstünde Atatürk'ün ‘‘Kıbrıs'a dikkat ediniz.

Kıbrıs bizim için gereklidir’’ sözüne yer verilmiş... ‘‘İstanbul ayakta, Türkiye ayakta’’ sözleri daha iri puntolorla yazılmış... Yürütme Kurulu adına Erkan Önsel imzalı açıklamada şöyle deniliyor:

‘‘Büyük milletimize sesleniyoruz. Görev başına! 2 şubat günü (14.00) bayrağı al, Şişli'ye gel... Vatan toprağı Kıbrıs'ı savunmak için, milli davamıza sahip çıkmak için, Irak'ta ABD saldırısna dur demek için Pazar günü Abide-i Hürriyet Meydanı'ndayız...’’

Mitinge katılacak kitle örgütü ve kuruluş sayısı 800'ü aştı. Bunlar arasında Türk-İş, Kamusen, ADD, Ülkü Ocakları, USİAD ve Ulusal Halk Hareketi (KKTC) de bulunuyor. İstanbul Barosu'ndan sonra İ.Ü. Senatosu, Rektör Prof. Kemal Alemdaroğlu'nun başkanlığında olağanüstü toplanarak mitinge katılma kararı aldı. Süleyman Demirel girişim komitesini arayarak desteğini ifade etti. Başta Şişli Belediyesi olmak üzere birçok belediye Abide-i Hürriyet Meydanı'na otobüs tahsis etti; meydan ve caddeler Türk ve KKTC bayrakları ile süslenmeye başlandı.

Sloganlar...

- Denktaş
'la omuz omuza... Türkiye'nin savunması Kıbrıs'tan başlar... Kıbrıs'ı veren Türkiye'yi de verir... ABD saldırısına dur....Kuzey Irak'ta kukla devlete hayır...

Konuşmacılar...

- DSP, DYP, BBP, İP, SP, MHP, BCP, DCP'nin parti genel merkezleri katılım için örgütlerine genelge çıkardı. Mitingde bugüne kadar Prof. Şükrü Sina Gürel, Şevket Bülent Yahnici, Doğu Perinçek Muhsin Yazıcıoğlu, muhtemelen Mehmet Ağar ve Türk-İş Başkanı Salih Kılıç konuşacaklar.

Dolmabahçe’de 30. yıl


68'LİLER Vakfı'ndan: Bugün, Amerikan Bahriyelilerinin Dolmabahçe'den denize dökülmesinin 30. yıldönümüdür. Türkiye Devrimci Gençliğinin, 'Tam Bağımsız ve Gerçekten Demokratik Türkiye' şiarı ile verdikleri antiemperyalist direnişi ve dünya halklarının ABD emperyalistlerine verdikleri dersleri yeniden anımsatmak amacıyla bugün saat 13.00'te Dolmabahçe'de olacağız. Halkımızın ve arkadaşlarımızın bu toplantıya katılmalarını önemle duyururuz.''

Kültür Bakanlığı Ziya Paşa’yı anlayabilir mi?


KÜLTÜR Bakanlığı Yayımlar Dairesi Başkanı Sayın Ali Osman Güzel'e... İlkin ben Ziya Paşa ile ilgili kitabımı Sayın Bakan Hüseyin Çelik adına İstanbul'dan 24.12.2002 günü kargo ile göndermiştim. Bakan'ın imzasıyla yanıt beklerdim. En azından Bakan'ın tarafınıza havalesi olmalıydı. Belirtilmediğine göre bunun gerçekleşmediği anlaşılıyor.

Çünkü kitabım Bakan'ın onuruna değil ulaşmak, mektubunuzun tarihine bakılırsa hiç duraksatılmadan yalnızca sarıtı (paketi) değiştirilip bana geri gönderilmiş... Dolayısıyla iki yıldan daha fazla bir uğraşıyla ortaya çıkardığım yapıt için harcadığım bunca emek en uygun olmayan yerde yani Kültür Bakanlığı'nda ilgisizlikle karşılaşıyor.

Evet Ziya Paşa'yla ilgili olarak Bakanlığımızın değerli yayınları var. Ancak, genelde Ziya Paşa'nın şiirleri ya olduğu gibi aktarılmış ya da kimi şiirleri düz yazılarla çeviri-yorum olarak verilmiştir. Biz değersiz yapıtımızda olayı okuyucunun belleğinde kalabilecek özgün olanına çok yaklaşan dizeler, beyitler olarak sunmaya çalıştık. Bu inceliğin ayırdına kesinlikle varmış olmalısınız.

Çalışmalarımda başarılar dileğinize teşekkür ederim.

Peki başarı nasıl olacak? Marifet iltifata tabidir demişler. Nerede iltifat? Kimlerin tekelinde? Durumu doğal karşılıyorum. Çünkü benim şu ya da bu yolla sağlanmış, gölgesinden yararlanacağım, yayınevlerinin ilgisini çekecek bir ünüm yok. Kültür Bakanlığı ileri gelenlerinden kimseyi tanımıyorum. Bastırmak için parasal olanağım yok. Elbet Van Gogh kulağını keser...

Evet ülkemizde Ziya Paşa ile ilgili her türlü yayınlar yapılmıştır. Ancak; Ziya Paşa erdemlik örneği olan bir kişidir. Onun hakkında ne kadar çok yapıt gündeme gelirse o denli yararlı olur. Bir de ortaya konulan yapıtların Ziya Paşa'ya ulaşması, onunla halkımız arasında köprü oluşturması gerekir.

Ülkemin ekinine katkı sağlayacaksa, Bakanlığınızın kısıtlı bütçesi olduğunu söylemeniz nedeniyle telif ücreti de istemeyiz.

Yalçın TAN

Vergi Konseyi nasıl oluştu


BUGÜNKÜ (dünkü) köşenizde yer alan 'Vergi Konseyi'ne ilişkin kısa bir bilgi sunmak istedim.

Maliye Bakanlığı bünyesinde 'Vergi Konseyi' adını taşıyan üniteyi 1992 yılında, bakan olarak ben oluşturdum. Sizin de belirttiğiniz gibi Konsey kanunla değil, bakan onayı ile kurulmuştur.

Üniversitelerden, DPT ve Hazine Müsteşarlıkları'ndan TOBB ile TÜSİAD'dan vergi ve ekonomi alanında uzman kişiliği öne çıkmış temsilciler talep edilmiştir. Düzenlemenin amacı, vergi sistemini daha etkin bir yapıya dönüştürme çalışmalarında değişik kesimlerin, bilim adamlarının ve uzmanların görüşlerini sürekli biçimde sağlamaktır.

Hiyerarşik yapısı olmayan, tamamen istişari nitelik taşıyan bir birimdir.

Konsey'in 1992 yılındaki ilk başkanı Prof. Memduh Yaşa'dır.

Maliye Bakanlığı görevine 1999'da tekrar geldiğimde, faal durumda bulunmayan Konsey'i yeniden canlandırarak başkanlığa merhum Prof. Halil Nadaroğlu'nu getirdik.

Bu bilgiyi size iletmeyi, arvişinizde bulunmasını arzuladım.

Sümer ORAL- eski Maliye Bakanı

Vergide 9 psikolojisi


DİE'ye göre açıklanan enflasyon %30 iken, damga ve harçlara neden %59 artış yapılmıştır? Tesbit edilen damga ve harç oranları neye göre tesbit edilmiştir? Mağazalarda psikolojik olarak kullanılan 9 rakamı ne tesadüftür ki damga ve harçlarda da kullanılmış, %60 oranı ile vatandaşın gözünü korkutmamak için 1 puan aşağıda (59) tutulmuştur.

Yetkililerimiz ne der acaba?

Ömer Faruk GÜLNAR-ADANA

GSGM’ye ‘gazlı’ müdür atanıyor!


GAZETELERİN bazılarında son günlerde şöyle bir haber çıkıyor.

‘‘Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü'ne (GSGM) yeni patron geliyor... Tayyip Erdoğan'a yakınlığı ile tanınan Mehmet Atalay'ın GSGM'ye atanmasını içeren kararname hazırlandı...’’

Haberler genellikle ‘‘Cumhurbaşkanı'nın kararnameyi en kısa zamanda onaylaması bekleniyor’’ ya da ‘‘Kararname pazartesi günü imzalanıyor’’ diye bitiyor. Mehmet Atalay kimdir?

Büyükşehir'in Spor A.Ş'sine önce sıradan bir 'işçi' olarak girdi, sonra kısa süreli müdür oldu. Daha sonra Albayraklar'ın Yeni Şafak'ında idare müdürlüğünde bulundu. Zaten GSGM'ye atanması için iktidara yakın bu gazetenin adını kullanıyor.

Ne yazık ki, 'hatır' için bu haberleri yazanlar kendisine şunları sormuyor:

Kardeşim sen ne mezunusun? Spor Akademisi'ni bitirdin mi? Yoksa İlahiyat, Edebiyat mezunu musun? Yaşamında hangi sporu yaptın (judo olmasın!). Herhangi bir spor dalında milli oldun mu; sportif birikimin var mı?

Sadece Avrasya Koşusu'nu yaptırmakla spor adamı olunmuyor. Parayı verdin mi, herkesi koşturursun.''

Bunları bize anlatan bir gazetenin spor yazarı... Ve şöyle devam ediyor:‘‘Cumhurbaşkanı eğer bu kararnameyi imzalarsa önünde yığılı bulunan bütün atama kararnamelerini imzalaması lazım.’’

Biz de soruyoruz, GSGM teşkilatında yetişmiş hiç spor adamı yok mudur?

Hani Tayyip Erdoğan ‘‘Benim Albayraklar'la ilgim yok’’ diyordu.

Eğlence mi, bilim mi?


TÜRKİYE'nin her konuda geri olduğunu söyleyen bir kesim, bilimde geri olduğumuzu vurgulamak için ellerinden geleni yapıyor. Özellikle internet üzerindeki Türkçe bilimsel kaynak açığından yakınanların sayısı arttığından biz de kendi alanımızdaki açığı kapatmak için seferber olduk.

Hem tasarım hem de bilgi olarak dünyada benzeri olmayan bir siteyi hizmete soktuk (astrofotograf.com). Siteye girenlerin sayısı 30-40 kişiyle sınırlı kaldı. Dayanamayarak bilim tutkunu insanların varlığını size sormak istedim. Porno, MP3 ve eğlence içerikli sitelere giren sayısının 10 binler düzeyinde olduğu bir ülkede acaba yanlış bir işe mi kalkıştık? Ya da bu ülkede bilim yapmaktan vazgeçmek mi lazım?

Halit MİRAHMETOĞLU-Ege Ü. Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü
Yazarın Tüm Yazıları