Başkent’te hayat var mı?

Polİtİkanın sıcak gündemi sebebiyle başkent Ankara’nın bünyede yarattığı ciddiyetten sıyrılıp, şehrin yeme, içme ve eğlence hayatını keşfetmek üzere yollara düşmeye ne dersiniz? Televizyon haberciliği ile konumuz ve mekânlarımız farklı ama cümlemiz aynı; “ Evet, şimdi son gelişmeleri almak üzere Ankara’ya bağlanıyoruz!”

Başkent deyince akıllara ne gelir? Anıtkabir, Meclis, Çankaya Köşkü, bakanlıklar, ciddi bürokratlar... Belki de bu sebepten, yazımın nedeni Ankara sosyal hayatını keşfetmek de olsa, gayri ihtiyari bir ciddiyet hâkim üzerimde.
Ülkemizin dört bir yanını saran alışveriş merkezleri Ankaralıların da gün içerisinde sosyalleşmek ve biraz yemek, biraz eğlence için tercih ettikleri adreslerinde başında geliyor. Ancak otobana dönmüş şehir içi trafikten ve tarihe gömülmüş meydanlardan olsa gerek bu gidiş biraz da çaresizlikten oluşuyor.
Hal böyle olunca da şehrin kaybolan ruhu, yeme, içme ve eğlence sektörünün canlı kalmasına müsaade etmiyor. Ancak tüm olumsuzluklara rağmen Ankaralılara nefes aldıran bazı cadde ve sokakları göz ardı etmemek lazım. Hava kararınca akıllara düşen “Akşama ne yapıyoruz?” sorusuna, şehrin farklı ruhlara farklı cevapları mevcut.

TUNALI’DA ÜÇ-BEŞ TUR ATARIM REPERTUARI

Alternatif ruhlar, Bestekâr Sokak’ta toplanan rock soundu yüksek sesli müzik mekanlarında içeceklerini yudumlayabilir. Türkçe canlı müzik meraklıları için ise Farabi Sokak, Nenehatun Caddesi, Mesa Koru sitesi, gidilesi yerlerin başında geliyor. Genç müzisyenlerin “Tunalı’da üç-beş tur atarım” hattında ilerleyen repertuvarları ile felekten bir gece çalmak mümkün.
Şekillendirilip bu hali almasında, New York’taki meşhur Park Avenue’nun etkisinin olup olmadığını hala merak ettiğim Park Caddesi’ndeyiz bu sefer. Cadde, şehir merkezinden uzak, şık evlerinde banliyö hayatı yaşayan Ankaralıların yanı dibinde, banliyö sakinlerinin eğlence ihtiyaçlarını giderme amaçlı oluşturulmuş bir proje hissi uyandırıyor en başta. Şık, popüler restoran ve kulüpler derli toplu bir halde. Programında yemek sonrası eğlence olanlar için trafikten kurtarılmış bu bölgede takılmak son derece keyifli.

BU YAKARIŞLARIN ADRESİ BELLİ

Kulüplerden ziyade restoranların ağırlıkta olduğu Park Caddesi’nde kalabalığın yarısını çiçeği burnunda üniversiteliler, kalanını ise iş sebebiyle yolu başkente düşmüş iş adamları ve yakınlarda oturan aileler oluşturuyor. Bu farklı kalabalık hep yana yakıla bir ağızdan bağırıyor “Hayat beni neden yoruyorsun?” diye. Bu yakarışların adresi ise belli... Alkolü ve çocukları bahane ederek baskın üstüne baskın yapan polisler ile yaşam tarzını tehdit olarak algılatan siyasi gelişmeler.
Üniversite gençliğinden tutun ailenin tüm fertlerine kadar geniş bir kitlenin akın ettiği bir cadde de Filistin Caddesi. Sanki tüm şehir burada toplanıyor. Mekanların samimi havası, başarılı mönüsü ve modern dizaynıyla şehrin en trend yerlerinden biri. Filistin Caddesinden aşağı doğru kıvrılıp meşhur Arjantin Caddesine geçmemiz ise bünyede hafif bir hayal kırıklığı yaratıyor. Arjantin’i bu kadar kanlı canlı tutan mekânlar bir bir kapanmış olsa da kalanlar yine de ilgi çekmesini biliyor.

TAKLİT HOLLYWOOD FİLMLERİNİ ANDIRIYORLAR

Çankaya ve GOP’da ara sokakları kendine mesken tutmuş başarılı restoranların ve tavernaların azımsanmayacak çoklukta olması ise adresi iyi bilmenizi gerektiriyor. Çok özel tatları ve eğlenceyi bulacağınız bu adresleri zaman zaman sizlere aktarıyorum. Kendine özgü yiyecek ve servisleriyle bu işletmeleri çok beğeniyorum. Ne var ki Ankara’nın bazı kurnaz işletmecilerinin gözünün sürekli İstanbul’daki şaşalı, meşhur, yaldızlı isimlerde oluşu işleri değiştiriyor. Mazisinde hayli popüler işletmeler olan Ankara’nın bir bölüm gece hayatı, yıllar yılı yapılan aynı hataya yenik düşerek İstanbul’daki mekânların büyüsüne kapılmış durumda. Taklit Hollywood filmlerini andıran halleriyle, aslına benzeyeyim çabalarına rağmen “kaş yaparken göz çıkarmış” bu mekânlar, şimdilik kuru kalabalıkla idare ediyor gibi gözükse de gelecekleri meçhul!

ŞEHİRDEN ULAŞACAĞINIZ ALTERNATİF ADRESLER

Bu arada ülkemizin İstanbul gibi başka bir şehrinde doğup Ankara’da şube açan işletmelerden bahsetmiyorum. Benim bahsettiğim kendine rol model olarak belirlediği markayı çakma sıfatını yiyeceğini bile bile taklit eden mekanlar.
Ankara Kalesi, Gölbaşı, Bahçelievler, Çukurambar, Bilkent ve Sakarya Caddesi ise sizlere değişik tatlar bulabileceğiniz mekanlarıyla seslenebilir.
Gelelim bu hafta esas yazmak istediğim bir başka konuya. Geçen hafta sonunu Ankara’ya çok yakın bir kayak merkezinde değerlendirdim. Çok hoş saatler geçirdiğim bu gezimden sonra da aklıma kış turizmi konusunda yazı yazmak geldi. Kimine günü birlik bile gidebileceğiniz birkaç önerimi de size yol haritası olabilir düşüncesiyle sıraladım.

LODGE TİPOLOJİSİNİN MODERN YORUMU

Türkiye’nin en gözde kayak merkezlerinden biri olan Kartalkaya tam bir kayak ve snowboard merkezi. Biliyorsunuz Kartalkaya, Batı Karadeniz bölgesinde, Bolu ilinin güneydoğusunda, Köroğlu Dağları üzerinde yer alıyor. Kayak Merkezi ve çevresi çam ormanlarıyla kaplı ki her mevsimi ayrı bir güzellikte... Ankara’dan en fazla iki saatlik mesafedeki bu merkeze kayak için gitmeniz de şart değil. Pek ala leziz yemekler, seyri doyumsuz manzara ve karlar üzerinde yuvarlanmak için de gidebilirsiniz. Turla gitmiyorsanız yapmanız gereken ise aracınızda kar lastiği ya da zincir bulundurmak.
Yarısı buz tutmuş derelerin yanından, dev gibi ağaçlardan oluşan ormanın içinden geçerek Kartalkaya’ya ulaşırken gideceğim yer belliydi. Kırmızı rengin hakim olduğu Golden Key Otel’e ulaştığımız zaman kapı önünden itibaren binanın mimarisi ve içerisinin dekoru beni büyüledi. Otelin projesi klasik yayla evi ve lodge tipolojilerinin modern bir yorumu olarak tasarlanmıştı.

KAYMAK DEĞİL KAYMAMAK İÇİN GİTSEM DE

43 farklı büyüklükte ve özelikte odalardan birine yerleştiğim zaman ise gözüme ilk çarpan unsur aksesuarlar ile mobilyalardaki ince zevk oldu. Daha sonraki süreçte de güzel dizaynına başarılı işletmecilik anlayışını ekleyen SPA merkezine hayran kaldım. Sizlere tavsiyem, günübirlik de olsa Kartalkaya’ya, özellikle de Golden Kay Otel’e gidip, en azından güzel bir yemek yemeniz. Sıcak ya da soğuk bir şeyler içmeniz bile yeterli.
Tabii kış sporlarına meraklılar için oluşturulan pistler ve telesiyejler de bir harika. Ancak benim gibi hareketlerini kaymak değil de kaymamak üzere gününü programlayan bir kişiyseniz, karlar üstünde mangal keyfi yapmak da çok keyifli.

ILGAZ’DA FİYATLAR MAKUL DÜZEYDE

Yılın altı ayı karlarla kaplı olan Ilgaz Dağları, kış sporları ve turizmi bakımından son dönemlerde önemini bir hayli arttı. Ilgaz dağı Doruk mevkisinde bulunan ve birbirlerine çok yakın olan tesisler, Ilgaz milli parkı sınırları içerisinde yer alıyor. Kastamonu ve Çankırı’nın yanı sıra başta Ankara olmak üzere çevre illerden gelen turistlere hizmet veren bu işletmelerde fiyatlar ise makul seviyede.

ERCİYES VE DAVRAS BİRAZ UZAK GELEBİLİR AMA

Kayseri ilinin 25 kilometre güneyinde bulunan Erciyes dağının yüksek kısımları yılın her mevsiminde karlarla örtülü. Erciyes kayak merkezi, Tekir yaylası üzerinde bulunuyor. Kayak merkezinde iki adet teleski ve bir adet telesiyej olmak üzere üç adet mekanik tesis mevcut...
Davras, Isparta’da kayak, snowboard, tur kayağı, dağcılık gibi kış sporlarını yapabileceğiniz bir yeryüzü cenneti. Davras kayak merkezinde, dağın yüksek yamaçlarından kayarken Isparta ovasını ve Eğirdir gölünü değişik açılardan izleme olanağı var. Sirene Davras Otel’de konaklama ise tavsiyelerim arasında. Fiyatı ucuz ama hizmet kalitesi yüksek bir otel olduğu muhakkak.

MUHTEŞEM DOĞADA KÖY KAHVALTISI

Kartepe, İstanbul, İzmit ve Adapazarı gibi şehirlere yakınlığı ile ön plana çıkan bir bölgemiz. Özellikle yakın şehirlerden günübirlik gezi düzenlenebileceği gibi, konaklamak için oteller de mevcut. Muhteşem doğasında güzel bir köy kahvaltısı, piknik, mangal veya alabalık ile karnınızı doyurabilir, yürüyüşe çıkabilir, Kartepe kayak merkezinde kayak yapabilirsiniz.
Yazarın Tüm Yazıları