Basında yaprak dökümü

Basında sanki annemin başını çektiği bir yaprak dökümü başladı. Çok garip ama genelde hep böyle oluyor galiba... Aynı meslekten birçok insan sanki sözleşmiş gibi peş peşe gidiveriyorlar.

Evet Duygu Asena’yı ve Halit Çapın’ı arka arkaya kaybettik. Onun ardından da Ergil Tezerdi ağabeyimizi... Halit Çapın, ne gariptir, bir dönem Duygu’nun eniştesi idi... Ergil ağabeyi de annemle aynı gazetede çalıştığı yıllardan beri tanırım.

Duygu hem Moda’dan arkadaşım, hem de uzun yıllar birlikte çalıştığım yoldaşımdı... Onunla önce Kadınca dergisinde uzun süre birlikte çalıştık. O benim çok nazik, çok kibar, çok yetenekli ve aynı zamanda iyi bir dostum olan yöneticimdi. Sesini hiçbir zaman yükselttiğini duymadım. O yumuşacık, sakin, huzur veren, ağır ağır konuşma tarzıyla benim gibi telaşlı, aceleci, heyecanlı birini bile birkaç dakika içinde sakinleştirmeyi bilirdi. Benden çok önce; Kelebek’te uzun yıllar çalışmıştı. "Şirin" adıyla yayınlanan kendi gibi çok sevimli bir köşesi vardı. Gerek Kelebek’te, gerekse rahmetli Ercan Arıklı’nın yönetiminde gazetecilik alanında çok önemli gelişmeler kaydetti. Çok şey öğrendi. Büyük başarılara imza attı.

Daha sonraki yıllarda ise Milliyet’in yayınladığı Kadın dergisinde bir kez daha bir araya gelmiştik. O basın tarihinde bir öncüydü. Kadınlara "Kocanızı çekip oturmak zorunda değilsiniz, kişiliğinizi ezdirmeyin, kocanızdan dayak yemeyi doğal karşılamayın, ona başkaldırmak hakkınız" diyebilen ilk kadın yazardı...

Hem çıkardığı dergilerde -ki Kadınca Türkiye’de gerçekten bir ilkti- hem de köşe yazılarında kadına sürekli cesaret veren, yüreklendiren, onu ezilmekten kurtarmaya çalışan ve ilk kez kadına da cinselliğini hatırlatan bir öncüydü.

Onun Türk kadınına boşanabileceğini, kendi ayakları üzerinde durabileceğini, bunun için de mutlaka çalışması, kendi maddi gücüne güvenmesi gerektiğini öğreten ilk yazar olduğu asla unutulmamalı.

Kadın hakları için verdiği mücadele; tüm Türk kadınlarının yüreklerinde umut ışığı yakmıştır.

Onu zaman zaman aşırı feminist olmakla suçlayanlar, elbette ki erkeklerdi... Ama çağdaş kadın adına mücadelesini ve başarılarını sonuçta erkekler de saygıyla kabullenmişlerdir.

Uzun süredir beynindeki tümör yüzünden tedavi görüyordu.

En son, geçtiğimiz aylar içinde bir TV programında kendisini izlediğimde, gözyaşlarımı tutamadım. İyi görünmüyordu. Ölüm insanın yaşına başına, kimliğine, kişiliğine, yaptığı işlere bakmıyor. Ölüm her an ensemizde. Hiç kimseyi kayırmıyor.

Duygu; daha çok uzun yıllar öncülük yapabilirdi hepimize. Yön verebilir, yüreklendirebilirdi yazılarıyla, kitaplarıyla, katıldığı TV programlarıyla... 60 yaş çok erken ölüm için... Hele ölen böylesine cesur bir kadınsa. Bir acı daha yaşadım. 15 gün içinde yüreğim daraldı bir kez daha... Nurlar içinde yat Duygu...

İnternette birine aşık oldum

Ben evli ve çocuklu, mutlu bir yuvaya sahip bir hanımım. Ama internette birine aşık oldum. Onunla böyle bir arkadaşlığı paylaşmak hoşuma gidiyor, öte yandan bir o kadar da beni rahatsız ediyor.

Kısacası onunla da onsuz da yapamıyorum. Karşılıklı çok güzel duygular paylaşıyoruz. Kendimi bir çıkmazın içinde görüyorum. Bundan nasıl kurtulacağım konusunda yardımlarınıza ve tecrübenize ihtiyacım var.

RUMUZ: ONUNLA DA ONSUZ DA


İnternet üzerinden ilişkilerle ilgili yazmadığım yazı kalmadı. En son geçtiğimiz cumartesi günkü yazımı okuyun; okumadıysanız... Dekan beyin başına gelenlere ne demeli? O bile kandırılabiliyor. İnternet, insanları kandırmanın en kolay yolu. Siz ise evliliğinizi bu uğurda tehlikeye atabiliyorsunuz.

Kocam her gece dövüyor ölmeyi düşünüyorum

Sevgili Güzin Ablacığım; hayatım acılar içinde geçti ve hálá da öyle devam ediyor. Ailem beni küçük yaşta sevmediğim biriyle evlendirdi. Kocam her gece eve içkili geliyor; beni dövüyor.

İki çocuğum var; onlar için dayanıyorum ama bazen de ölümü düşünmüyor değilim. Hayatımı böyle devam ettiremeyeceğim. En kısa zamanda bana yardım elini uzat ablacığım...

RUMUZ: Z. 25


Yeni kaybettiğimiz Sevgili Duygu Asena işte bu mektubu görseydi, kim bilir ne kadar üzülürdü. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın, ailelerin kızlarını istemedikleri kişilerle zorla evlendirmelerine karşı çıkan uyarılarının ne kadar yerinde olduğunu bu tür mektuplar bize tekrar hatırlatıyor. Sevgili Duygu da bunun için yıllardır mücadele veriyordu.

Ben de yıllardır yazıyorum, gazetemin başlattığı "Şiddete Son" kampanyası da bu konuyla mücadele için yaratıldı. Ama eminim ki Diyanet’in uyarısı, zorla evlendirilmenin Tanrı katında da günah olduğunu belirtmesi bizden çok daha fazla etkili olacaktır.

Sana gelince kızım, seni durmadan döven ve eziyet eden adamı çocukların da olsa çekmemelisin. Ölümü düşünmek yerine, onu terk etmeyi düşün... Biliyorsun kadın sığınma evleri var. Senin durumundaki kadınlara yardım elini uzatıyorlar. Bana nereden yazdığını belirtmemişsin, ama sana birkaç telefon numarası vereyim, oralara başvur.

l Mor Çatı Kadın Sığınma Evi / İSTANBUL / (0212) 233 60 85

l Uçan Süpürge / ANKARA / (0312) 427 00 20 - 426 95 67

l Kadın Merkezi (KAMER) / Diyarbakır / (0412) 228 10 53 - 229 04 59

l Kadın Kuruluşları Birliği / ADANA / (0322) 351 51 12

Benimle evlenmeden önce beraber olmak istiyor

Güzin Abla, kafayı yemek üzereyim, bana akıl ver. Başka kimseye anlatamıyorum. Nişanlıyım ve bir ay sonra evleniyorum. Ama nişanlım her buluşmamızda benimle birlikte olmak, ilk gecemizi yaşamak istiyor.

Aile yapısına baktığımda, şu çok eskilerden gelen çarşaf meselesini hatırlatıyorum, "Yok canım, istemezler" diyor. Daha sonra ise "isteyebilirler" diyor. Ailem bu konuda çok katı, "yapamam" diyorum. Ablacığım lütfen bana yardım et.

RUMUZ: H.K.


Madem şurada bir ay gibi kısacık bir süre kalmış nikaha ve madem sen bu konuda çok hevesli değilsin, o halde nişanlın da biraz sabretmeli, değil mi?

Böyle bir şey mutlaka karşılıklı istekle olmalı. Tek taraflı değil. Ancak kızım, sen de sanki bu çarşaf meselesini kabul etmişe benziyorsun.

Nişanlına bu zamanda böyle bir şeyi asla kabul etmeyeceğini sen söylemelisin. Daha neler artık! Bu ilkel geleneklere dur diyecek siz gençlersiniz.
Yazarın Tüm Yazıları