Baş ve tıraş...

BİR yöreyi bir insanla özdeşleştirmek niyetinde değiliz, ama Ayetullah Humeyni’nin İran’da gerçekleştirdiği kara devrimin yıldönümünü, sözde "Kudüs Günü" adıyla kutlayan Sincan Belediye Başkanı Bekir Yıldız’ı anımsarsınız...

Kudüs gününe İran’ın o tarihteki Ankara Büyükelçisi’ni -galiba şimdi İran Dışişleri Bakanı olan da aynı zat idi- Şeref Konuğu olarak çağıran Bekir Yıldız’dan söz ediyoruz.

Sincan’daki Selahattin Akbilek Lisesi Edebiyat Öğretmeni Tarık Sezai Karatepe’nin tam da Bekir Yıldız’ın izinden gittiğini dünkü Hürriyet’te okumuş olmalısınız.

Öğrencilerinin cep telefon numaralarını -anlaşılan o ki, korkutarak- alıyor. Onlara okul öğrencilerinin katılacağı mezuniyet balosu hakkında;

"Bu bir komünist oluşumudur. Komünist oluşuma hayır diyelim. Orada çok büyük kargaşa olacak. Kızlarla erkekler birbirine girecek. Bunu diğer arkadaşlarına da anlat" şeklinde mesajlar çeken; kendisinin Allah yolunda ölmeye hazır olduğunu öğrencilere duyuran ve "Ne mutlu Müslümanım diyene!" şeklinde din içerikli telkinlerde bulunan, Atatürk’e ve diğer bazı önemli Türk büyüklerine öğrencileri huzurunda küfreden; öğrencilerinden bazılarını, onlara haber dahi vermeden Saadet Partisi’nin paralelindeki Anadolu Gençlik Derneği’ne üye kaydettiren... Kısaca düpedüz aktif bir din militanı gibi çalışan bir lise öğretmeninden söz ediyoruz.

İki seneyi aşkın bir süredir bu tür faaliyetlerde bulunduğu bilinen Karatepe’ye belli ki laik Cumhuriyet’in, laikliği korumakla görevli hükümetinin, öğrencilere laik eğitim vermekle yükümlü Milli Eğitim Bakanlığı, öğrenciler isyan edip de okul idaresine dilekçe üzerine dilekçe yağdırıncaya kadar hiçbir işlem yapmamış.

"Bunda hayret edecek ne var?" derseniz, itiraf edelim ki yanıt bulmakta zorlanırız.

Çünkü "Ben laik değilim, ama laikliği korumak durumundayım" diyen bir Başbakan’ın yönettiği Türkiye’de yaşıyoruz. Onun çocuklarımızı emanet ettiği Hüseyin Çelik isimli Milli Eğitim Bakanı’nı herhalde biliyorsunuz. Hani Yatılı İlköğretim Bölge Okulları’nın çalışkan ve yoksul öğrencilerini onlara haber dahi vermeden imam hatip liselerine kaydettiren -yani öğrencilerine karşı bile dürüst davranmayan- Milli Eğitim Bakanı var ya ondan söz ediyoruz...

Okullarda "Kutlu Doğum Haftası" konulu yarışmalar açılmasını teşvik eden... Zonguldak Milli Eğitim Müdürlüğü’nün "Peygamberimize mektup" konulu yarışma açmasına; Kültür Hizmeti diye başlattığı "100 Temel Eser" kampanyasının "din" motifleriyle dejenere edilmesine foya ortaya çıkıncaya kadar "dur" demeyen; ilköğretim okulları ve liselerde "Umre" ödüllü yarışma açılmasına yeşil ışık yakan, Darwin’in "Evrim Teorisi"ni anlattığı için Mersin’deki bazı öğretmenleri başka yere "süren" bir Milli Eğitim Bakanlığımız varsa...

Tüm bunları dikkate alınca, Tarık Sezai Karatepe’nin yaptıklarında hayret verici hiçbir şey yoktur.

Zaten o başa yakışan tıraş budur.
Yazarın Tüm Yazıları