Bakan olunca kırgınlıkları iki çift öpücük giderir mi

GENELKURMAY Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın, 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 85. yıldönümü dolayısıyla Kara Kuvvetleri Komutanlığı Yazlık bahçesinde önceki akşam verdiği resepsiyonunda ilginç görüntüler vardı.

Bütün devlet ve hükümet erkanı oradaydı; siyasetçiler ve gazeteciler de...

Gazeteciler Gül, Toptan, Erdoğan ve bakanları izlemek için oradan oraya koşuşturdular.

Sohbetleri yakalamak için çaba gösteriyorlardı.

Bu arada biz de bir sahneye tanık olduk.

Bir gün önce köşemizde Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ile yeni Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun Ankara’nın su sorunu konusunda geçmişte karşı karşıya geldiklerini, bu yeni durumdan sonra güçlü bir Bakana karşı Gökçek’in ne gibi bir tavır alacağı merak konusu olmuştu.

Gökçek, DSİ’nin Ankara’nın 2027 yılına kadar su ihtiyaçını karşılayacak Gerede projesinin ’pahalı’ olduğu gerekçesiyle karşı çıkmıştı. Suyun Ankara’ya getirilmeesinde büyük elektrik faturası ödeneceğini düşünüyordu Gökçek...

Bu nedenle Eroğlu ile Gökçek arasında görüş farklılığı nedeniyle tartışıyorlardı.

Prof. Eroğlu’nu, Tayyip Erdoğan’ın Belediye Başkanlığı döneminde İSKİ Genel Müdürlüğü’nden tanıyoruz. İstanbul’daki su havzalarının korunması konusunda büyük çaba göstermiş, Istranca derelerindeki suyun Terkos’a aktarılması konusunda projeler geliştirmişti.

GÖKÇEK GELİYOR

DSİ Genel Müdürlüğü sırasında, Türkiye’nin ’su röntgenine’na hakimdi; bir çok yatırım projesini devreye sokmuştu.

Resepsiyonda Eroğlu ile Türkiye’de yaşanan kuraklık ve su sorununu görüştük.

Türkiye açısından bir endişe duymuyor. "Bütün bunları halledeceğiz" diyor.

Bu sohbet sırasında karşıdan Melih Gökçek’in geldiğini gördük.

"Hoşgeldiniz" diyerek öpüştük.

Eroğlu ne olacağını dikkatle izlerken, Gökçek’e bakana dönük olarak "Kırgın mısınız? Sayın Bakanı öpmeyecek misiniz?" diye sorduk.

Gökçek bir anda Eroğlu’nun sol yanağını öptü.

Buna tanıklık etmek Ankara açısından önemliydi.

Gülücükler saçan Gökçek, kırgınlık iddiasına karşı "Olur mu böyle şey" dedi.

Biz devam ettik:

"Yarım elma ile gönül alma olmaz... Öbür yanağını öpmeyecek misiniz?"

Gökçek keyiflenmişti.

Bu kez öbür yanağından öptü Eroğlu’nu...

Ve dedi ki:

"Ben bakanımı çok severim, kargınlık olur mu? Bakanımla çok yakın çalışacağım".

Gökçek bir yandan da "Ah bu gazeteciler..." derken, ne yazık ki bu manzarayı çekecek bir fotografçı ortada yoktu.

Gökçek bu arada Eroğlu’nu ikinci kez öpmüştü.

Sohbete, Genelkurmay II. Başkanı Orgeneral Ergin Saygun da tanık katılıyordu.

Saygun’un İstanbul’un tarihten gelen suları ve çeşmeleri üzerinde ayrıntılı bilgiye sahipti. Siyaset dışı sözleri keyifle dinlendi Saygun Paşa’nın...

Gökçek’in, Ankara’nın su yatırımları konusunda DSİ ile ’kavga’sı biter mi? Göreceğiz.

Bir resepsiyonun Ankara açısından notları bunlar.

Şemsiye tutturmak ayıp

SAYIN Gül’ün oğlu babasının Cumhubaşkanlığı yemin töreni için Meclise gelirken ilginç bir görüntü vardı. Yağmur yağıyor ve koruma görevlisi abisi küçük Gül’ün başına şemsiye tutuyor.

Bir de İngiltere’den bir örnek vereyim. Ülkenin velihat Prensleri, anneleri Lady Diana olan iki oğlan kardeş. Büyük olanı hayatı tanısın, adam olsun diye bir gençlik kampına gönderildi ve orada tuvalet bile temizledi. Basında fotoğrafları yer aldı. Küçük olanı askerdi ve Irak’a, sıcak savaşın içine gönderilme konusunda ailesine rest çekti.

Hani belki merak eden olur, ufacık bir ülke nasıl oluyor da dünyayı yöneten süper bir güç olarak karşımıza çıkıyor diye...

Yukarda bahsettiğim küçücük gibi görünen detaylar, esasında toplumların nereden geldiğini ve nereye gidebileceğinin kanıtlarıdır.

Osman DALGÜN

’Su akar, Türk bakar’

ŞÖYLE bir deyimvardır; ’Su akar, Türk bakar...’

Bilim adamları, yıllardır, küresel ısınmadan ve susuzluk tehlikesinden bahsetmektedir.

Suyun yaşamsal boyutu nedeniyle, önümüzdeki yüzyıllarda petrolden daha kıymetlı stratejık bir madde olacağı bilinmekteydi.

Yine sıyasi gayelerle, altyapı yerine göze hitap eden işler yapmayı tercih ettik. Mevcut akar sularımızdan yeterince faydalanamadıığımız gibi, zehirli atık maddelerı, kanalizasyonu suya boşalttık.

Kısaca yaptığımızın cezasını çekıyoruz; sonra da oturup dua ediyoruz.

Tamer ÇAPIN
Yazarın Tüm Yazıları