Ayrımcı devlet

Devletin muhtaçlara yardımı takdire şayan.
Önce devlet okullarında okuyan öğrencilere ücretsiz ders kitabı, sonra tablet bilgisayar dağıttı. Son olarak da anasınıfı ve ilköğretim 1-4’üncü sınıflardaki 7 milyon öğrenciye ücretsiz süt dağıtılmasına ilişkin Bakanlar Kurulu kararı yürürlüğe girdi.
Buna sözümüz yok.
Fakat önceki gün Habertürk’e konuşan Türkiye Özel Okullar Birliği (TÖOB) Derneği Sınav Yerleştirme Kurulu Başkanı Nurullah Dal’ın sözlerine katılmamak mümkün değil.
Dal, 1603 özel okulda 465 bin öğrencinin okuduğuna ve bunların yüzde 25’inin alt gelir grubuna mensup olduğuna, yüzde 10’unun burslu okuyan çok yoksul ama başarılı çocuklar olduğuna dikkat çekiyor. Geçtiğimiz hafta Başbakan’ın coşkuyla toplu taşımayı hayat boyu bedava kullanacaklarını ilan ettiği şehit ve gazi çocuklarının bir bölümünün de özel okullarda okuduğunu unutmamak gerek.
Dal soruyor: “Bu çocuklar Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı değil mi? Devletin üvey evlatları mı?”
Özel okullarda ücretsiz eğitim alan çocukların sayısı 46 bin 500.
Yani devlet baba, 46 bin 500 çocuğunu görmezden geliyor. Bir anlamda özel okullarda eğitim aldıkları için onları cezalandırıyor.
Ben özel okulda okudum. Ve kendi dönemimden en az 15 ücretsiz okuyan öğrenci hatırlıyorum. Geriye kalanların hepsinin de para içinde yüzdüklerini söyleyemem. Bunların bir kısmının aileleri çocuklarının mümkün olan en iyi eğitimi almaları için her şeylerinden kısıp para artırmaya çalışıyorlardı.
Ha bu arada devlet okullarında okuyan çocukların hepsi yoksul mu? Tabii ki hayır. Kimisi de paraya para demiyor ama çocuğunu devlet okuluna yolluyor. Ona ne yapacağız? Onun sütüyle tablet bilgisayarı da günün bonusu.
Yani devletin son dönemdeki uygulamalarıyla ortaya tek bir mağdur çıkıyor: Özel okullarda parasız okuyan yoksul çocuklar.
Hali vakti yerinde çocuğun ihtiyaçlarını babası karşılıyor.
Devlet okulundaki çocuğun ihtiyaçlarını devlet babası karşılıyor.
Özel okulda okuyan yoksul çocuk ise öksüz. O hem okuldaki hem de mahalledeki arkadaşının altında eziliyor.

Kuyruğa kaynak izni

Buyrun size bir ayrımcılık daha... YDO’nun Gebze-Eskihisar ile Yalova-Topçular hattında araçlarıyla seyahat eden yolcular 20 TL fiyat farkı ödeyerek beklemeden, ayrı şeritten vapura binebilecek.
Yani bir nevi kuyruğa kaynak yapacaklar.
Kuyruğa kaynak yapmanın bedeli otomobillere 70, minivanlara 75, minibüslere ise 80 lira.
Uygulamanın adını da “Öncelikli Geçiş Sistemi” koymuşlar. Hayatımda duyduğum en saçma ve sinir bozucu uygulamalardan biri.
Parası olmayan adamın günahı ne? Parayı basan vapura binecek, parası olmayan ezik ezik yandan araçlar vapuru doldururken hali hazırdaki bekleme süresinin üzerine belki saatlerce bekleyecek, vapurlar gözünün önünde dolup dolup ilerleyecek.
Ayrımcı devlet burada da hem bekleme süreni uzatıyor hem başkasının önüne geçip sıranı almasına önayak oluyor hem de 20 lira ekstrayı ödemediğin için seni daha da bekleterek cezalandırıyor.�
Bu millete daha sıraya sadık kalmayı öğretemedik, bir de sıra çalmasını meşrulaştırıyoruz.
Bravo.