Artık ‘tülbentli’ domates yiyeceğiz (2)

ANTALYA’da tohum ve fide üreticisi Hasan Ünal’la konuşurken o kadar şey anlattı ki...

Domates ürününe musallat olan ‘Tuta Absolut’ zararlısına bağlı olarak üretimin ne olacağını sorduk... Türkiye’de 10.5-11 milyon ton domates üretildiğini (hal kayıtları) bildiren Ünal, yaz başından kasıma kadar üretim kaybının yaklaşık 3 milyon olduğunu, salça sektörünün de zarar gördüğünü söyledi.

“Domatesin tohumu artık İsrail orijinlidir, bunu kimse inkâr edemez” sözünün altını çiziyor önce.

Antalya bölgesinde cam seralarda iki kez domates ekimi yapılıyor. Bir dekardan ortalama 20-25 ton domates alınıyor. Modern cam seralarında (Trakya’da Can Tekstil’in kurduğu seralarda) üretim ise yılda 60 tona çıkmış. Bir domates fidesinin uzunluğu önce eğik olarak yana, sonra dikine olarak 13 metreyi buluyormuş.

Artık üretimi bu tür yatırımların kurtarabileceği anlaşılıyor.

İki konuyu merak ediyoruz, hormon ve ilaç...

“Hormon konusunda tüketiciler yanlış yönlendirildi” diyor ve ekliyor:

“Esas sorun hormon değil, tarım ilacıdır.”

Dün köşemizde ‘Tuta Absolut’ zararlısını anlattınız. Peki, domatesin yapraklarını yiyen bu zararlıya karşı ilaç kullanılmıyor mu?

Kullanılıyor da... Bu zararlı, o kadar çabuk ve çok ürüyor ki, mücadele için yetişemiyorsunuz. Bu durumda açık üretimde seradan daha fazla ilaç kullanılmak zorunda kalınıyor. Seralarda öyle değil. Seralarımızı artık tülbent örtülerle kapatıyoruz, doğal olarak da maliyet de artıyor.
Hormona gelince... Teknik bilgisi olmayanlar, hormon dediler, insanları ürküttüler. Türkiye’de sebzede hormon yok. Güngör Uras köşesinde, verdiğim formülleri yazdı; bunu hormon diye ispat eden var mı dedim; kimse cevap veremedi.

Siz bu formüllü sebzeleri yiyor musunuz?

Ben yememezlik etmiyorum.

Bazı domateslerde lezzet yok deniyor.

Serada veya cam serada güneş ışığı direkt iniyor. Hava kapalı olduğunda, bazen 10 gün ışık alamıyor. Bunun için lezzeti sınırlı olabiliyor. Gene ilaca gelelim. Kışın üretilenlerde ‘zehir’ yoktur. Dışını yıkarsanız, gider. Sağlığa zararlı bir şey yoktur. Yani serada Hollanda’da ne kadar ‘zehir’ varsa bizde de o kadardır. Kimse endişe etmesin.

GDO’ya güveniyor musunuz?

Avrupa GDO’ya güvenmiyor, bunun nereye gideceğini bilmiyorum, diyor. Daha müsaade etmiyor. Ben de bilmiyorum, iş nereye gidecek.

Bu açığa çıkmadan GDO’lu ürünlerin üretilmesine ve satılmasına karşıyım.

Dikkatinizi çekerim, YÖK Başkanı Özcan, geçenlerde bu konuda bir şeyler söyledi, kafaları karıştırdı. Ama bu sözler ‘bilinçli’ olarak söyletildi kendisine... Altında mutlaka bir şey var.

Organikler için ne diyorsunuz?

Ben güvenmiyorum o söylenenlere... Çünkü organik tohum da yok, fide de... Organik kuralların tarifinin yüzde 10’u bile yoktur o ürünlerde.

Meyveler, elma ve armut gibi...

Size, Eğridir Gölü’nün civarında üretilen elmalara uygulanan ‘zehirler’ (ilaçlar), domateste uygulananın bin katıdır diyebilirim. Elmaya 9 kez ilaç yapılır. Domates, elmanın yanında pirüpaktır. Domatesin bünyesine geçen bir zehir yoktur. Armuttaki kurtlar için bir adam ortaya çıkıp zehir yaptı; piyasayı mahvetti. Ürün ihracattan döndü. Bütün armutçular aynı ilacı kullanıyor değil tabii...

Küçük domates türleri; ceri, kokteyl domatesi gibi... Genetiği değiştirilmiş midir bunların?

Hepsi rahatlıkla yenebilir; hibrittir bunlar. Yani iki çeşidin birbirleriyle döllendirilerek üretilmesi gibi bir şeydir. Atla eşeğin birleşmesinden katır olması gibi... Doğanın felsefesine aykırı değildir; geni değiştiriliyor.

‘Tuta’nın verdiği zararının etkisini ileriki günlerde daha iyi anlayacağız... Domatesi dün Etiler’de 6 liraya aldık. Tuta’nın yok edilmesi henüz mümkün değil. ‘Tuta’ ile birlikte yaşayacağız.

Şimdilik bir çözüm var; yazlık da ekilse domates bitkisinin üzeri mutlaka özel tülle örtülecek.

Almanya’da ırkçı söylemler artıyor

SARAZZIN Pandora’nın kutusunu açtı. Irkçıl söylemleri ile halk tarafından % 70 destek alan eski Alman Merkez Bankası Yönetim Kurulu üyesi başka ırkçıların iştahını kabarttı. Artık her önüne gelen çekinmeden içindeki ırkçığı gün ışığına çıkarıyor. Hafta sonu Bavyera Eyalet Başkanı ve CSU Partisi Başkanı Seehofer açıkça “Türklerin ve Arapların ülkemize gelmesini istemiyoruz” diyerek gerçek yüzünü gösterdi, ardından Aile Bakanı Schröder Müslümanları suçladı.

Her gün yeni bir ırkçı söylem ile karşı karşıyayız. Sağduyudan yoksun bu kişiler toplumun barışını zehirlemekle kalmıyorlar. Yarın veya öbür gün bazı Dazlaklar yine benzin bidonlarını eline alıp Müslümanları veya camileri yakmaya kalkarlarsa hiç şaşmamalı. Bu felaketten topluma nifak tohumu eken siyasetçiler sorumludurlar.

Tüm sağduyulu insanları birlik beraberlik içinde bu ırkçılığa demokratik yollardan dur demeye davet ediyorum, aksi takdirde bizi zor günler bekliyor.
Özcan MUTLU - Yeşiller Partisi Berlin Millletvekili

Biliyor musunuz

İHRACATÇILARIN en büyük destekçisi olan Türk Eximbank’ın çalışanlarının 20 yıldır belirli bir seviyede olan gelirlerinin son 2 yıldan beri yarıya yakın düştüğünü, bu yüzden personelin büyük sıkıntılar yaşadığını ve kurumun giderek zora girdiğini (Nihat Pulak’tan)... 

ADD Genel Başkanı Tansel Çölaşan’ın Hatay’da bir konuşmasında “Yüzde 42’nin dışındakiler gaflet ve delalet içindedirler” dediği iddiasıyla Başbakan Erdoğan ile AKP Genel Merkezi’nin 20 bin lira; Melih Gökçek’in 5 bin lira tazminat davası açtıklarını... 

BEDRİ Baykam’ın, çağdaş sanat aracılığıyla ülkemizin yaşadığı büyük gerilimi ve Cumhuriyet’e yönelik ağır tehditleri gözler önüne serdiği ‘İçim Parçalanıyor’ adlı sergisinin bugün Kadıköy Caddebostan Kültür Merkezi’nde 18.00’de açılacağını...

BODRUM’un önemli değerlerinden biri olan Halikarnas Balıkçısı’nın (Cevat Şakir Kabaağaçlı) ölümünün 37. yılında bugün anılacağını...

Milli irade böyle istiyor

AĞUSTOS ayında petrol fiyatları varil başına 83 dolardan 71 dolar civarına düştü. Fakir fukara, garip gurebanın hükümeti Türkiye’de benzinin litresini 1 kuruş ucuzlattı mı? Elbette hayır! Üstelik dolar 1.50’lerden 1.40’lara düşmesine rağmen. Ne de olsa seçime az kaldı. Milli irade böyle istiyor olmalı! Cem TOKER

GÜNÜN SÖZÜ

“Bir ülkenin kahramanlara muhtaç olması kadar üzülecek bir şey olmaz.”
(Süleyman DEMİREL)
Yazarın Tüm Yazıları