Ara ki bulasın

ANKARA Rüzgarı şarkısını değiştirip, "Ankara Soğuğu" diye söylesek çok daha iyi.

"Aman soğuk var, oyunu izlerken ateşlenip, heyecan duyarız soğuğu geçiştiririz" diye düşündük ama nerede... Maçı izlerken, adeta donduk. Dondurdular bizi... Futbol adına, söylenecek hiçbir şey yoktu. Galatasaray futbol felsefesine uyan, bir şey yoktu.

Verkaç... Oyunu kanatlara açmak... Kanat organizasyonları... Oyun kurgusu... Top kullanma... Şut atma ve düşüncesi... Yok, yok, yoktu.

OFTAŞ, büyük takımlara karşı nasıl hareket edeceğini iyi bildiği için, hafta boyunca herhalde oksijene dayalı idmanlar yapıp, "Biz koşarsak Galatasaray’ı bozarız, yoksa bizi bitirir" kuralına uydu. Ve Galatasaray’ı bu oksijenle sahadan silip attı. OFTAŞ’ta bir topa 3 kişi koşuyor, Galatasaraylı futbolcu, oyun kuramıyor, pas atamıyor, yönünü dahi bulamıyordu...

Kapasite sorunu

Galatasaray’da takımı ateşleyecek 1 tane oyuncu vardı, Servet Çetin. Birinci bölümde topu alıp, "uyuyormusunuz kardeşim?" diyerek, hücuma geçti. İyi de işler yaptı. Heyecan yarattı ama o kadar. Geri kalanı zaten kapasite meselesi.

Nerede Hakan Şükür, nerede Nonda, nerede orta saha... Nerede Sabri... Ara ki bulasın... Koca Galatasaray’da, anlamlı bir hücum teşebbüsünü görmek imkansızdı.

19 Mayıs’ta taraftar senin arkanda. OFTAŞ’ın seyircisi yok. Ali Sami Yen’de gibisin. Taraftar seni destekliyor. Anlayacağınız her şey var. Ama sen sahada yoksun. Bu soğuğa rağmen, ısınmak için koşmaya teşebbüs ederler diye düşünüyorum ama o da yok. Yoklar içinde bir maç. Böyle bir maçı yazmak insanın içinden bile gelmiyor.

Şimdi Galatasaray sezon arasına girdi. Sarı kırmızılılar ikinci yarıda "Hakan’ı mı, Ümit Karan’ı mı, Nonda’yı mı oynatayım?" diye kendi içinde kavga ederse, hiçbir yere varamaz. Kendini kaybeder, gider. Doğru bir tanedir. Onu da yetkililer düşünsün. Yoksa, Galatasaray’ın ikinci etapta işi zor olur. Kazandığı puanları da harcayıp, durur...
Yazarın Tüm Yazıları