Ankara’nın hafriyat vakası da başka

İstanbul’da gündeme gelen konuya ek olarak ben de Ankara’daki kamyon terörüne dikkat çekmek istiyorum.

Haberin Devamı

Devletin başkentinde her türlü çevre düzenlemesi, yeşillendirme, ağaçlandırma çalışmaları güzel, iyi şeyler yapılıyor ve temizliğe önem veriliyor. Belediye her yere güzel asfalt attı, ancak kamyonların çevreye verdiği ve sağlığımıza yaptığı tahribatı hiçbir yetkili görmüyor.
Vatandaş da duyarsız ve rahatsız değil, anlatayım:
Özellikle Samsun Yolu’nda Elmadağ’a kadar olan bölgede onlarca hatta daha fazla miktarda hazır beton, mıcır, inşaat malzeme depoları, kireç ocakları vs tesisi var ve bunlara giren çıkan kamyon sayısının haddi hesabı yok.
Tesislerinden çıkarken yola bütün pisliğiyle çıkıyorlar, yola dökülmüş kimsenin umurunda değil, adam çimento, alçı, kireç, mıcır boşaltıyor trafiğe çıkıyor, güya brandası var. Branda da göstermelik, tam kapatmıyor üstünü, basıyor gaza, bunlara radar yok çünkü, bütün tozunu pisliğini, yola havaya saça saça tam gaz gidiyor. Çoğu zaman arka damperin kapağını tam kapatamıyorlar. İkaz ediyorum ‘yola dökülüyor’ diye. Şoför öyle bir araç kullanıyor ki Allah korusun bizim binek arabaları ezip geçecek.
Bu sadece Samsun Yolu’nda değil, İstanbul, Eskişehir, Konya Yolu ve diğer tali yollarda da aynı. Süratten beton ve kum dökülüyor; tonaj denetlemesiyok. Yaktıkları yakıtlar kaçak...
Kamyonların arkasında mutlaka telefon numarası olmalı. Bu kadar başıboşluk olamaz. Polis ben karışamıyorum diyor, Büyükşehir mi Çevre Bakanlığı mı kim bakar bu konuya?.. Yetkililerden ricamız öncelikle firmalardan başlayarak konuya el atmaları. Ağır cezalar ve yaptırımlar olmalı.
Mehmet AKYÜREK

Haberin Devamı

Ağzınla kuş tutsan...

Okurumuz Ertan Doğan’ın, 20 Eylül tarihli yazısında Melih Gökçek yönetimindeki Büyükşehir Belediyesi’nin, Güvenpark’ta birçok değişiklik yapmasına karşın, Güven Anıtı’na bir kez bile temizlik yapmadığını, bunun, kasıtlı olarak anıtın yıpranmasını sağlamak için yapılmadığını, hatta oradaki güvercinlerin kasıtlı olarak orada beslendiğini, böylece güvercinlerin pisliğinin anıtı bir an önce yıpratmasının amaçlandığı gibi “şeytanın aklına gelmeyecek” komplo teorileri ürettiğini yazmış Büyükşehir Belediyesi Basın Koordinatörü Avni Kavlak...
Okurumuzun aslı astarı olmayan karalamalar yaptığını belirterek, söz Atatürk’e getiriliyor:
“Bir kere şunun iyi bilinmesi, akıllara kazınması gerekir. Atatürk, Türk milletinin ortak değeridir. Hiç kimse kendi düşüncesine, art niyetini katarak bu ortak değerimizi, böylesine ucuz, pespaye düşüncesine alet edemez” diyen Kavlak şöyle devam ediyor:
“Anıtlar, Kültür ve Turizm Bakanlığı İl Kültür Müdürlüğü’nün yetkisi altındadır. Büyükşehir Belediyesi Kent Estetiği Daire Başkanlığı, İl Kültür Müdürlüğü’nün iznini alarak zaman zaman bu anıtları ve çevresini yıkayıp temizliyor. Ancak temizlikler anıtlara herhangi bir zarar vermemek için sadece suyla yapılıyor. Çünkü bu anıtların bir bölümü taşlar oyularak yapıldığı ve yapılışının üzerinden 80-90 yıl geçtiği için zarar görebilir. Eğer kimyasalla temizlenmesi gerekiyorsa bunun Bakanlık uzman ekipleri tarafından gerçekleştirilmesi gerekiyor. Bildiğimiz kadarıyla onlar da zaman zaman böyle bakımlar yapıyorlar.
Dünyanın her meydanında, özellikle güvercinler yemlenir ve bunlar da o bölgeye ayrı bir renk katar. Çocuklar kuşların arasına girer değişik bir canlılık verir. Şimdi belediye ekipleri orada kuşlara yem atmayı yasaklasa, birileri hemen çıkıp, ‘Atatürk anıtına yasaklar başlattılar..’ diyerek ortalığı ayağa kaldırmaz mı? Kaldı ki orada güvercinlerin beslenmesi tamamen vatandaşlar tarafından kendi kendine oluşturulan bir durum.”

Haberin Devamı

Ertan Doğan keşke, Gezi Olayları sırasında Anıt’ın cephesindeki ‘Türk, Öğün, Çalış, Güven- K. Atatürk’ün yazısının bulunduğu yere yağlı boyalarla küfürler yazanları da görebilseydi...
Hani bir söz vardır. “Ağzınla kuş tutsan yaranamazsın” diye. Bunlara ağzımızla kuş tutsak yaranamayacağımızı biliyoruz. Ancak, Ankaralı çoğunluk yıllardır yapılan her şeyi gayet net görüyor. Yeter ki “bakar kör olunmasın”.

Park yasağına dikkat

Bahçelievler’de artık her sokak ve caddenin sol bölümüne park etmek yasaklandı. Eveden dışarı çıkar çıkmaz artık her şey paralı ve cezalı oldu. Sanki park yeri varmış gibi niye diklemesine park ettin uzunlamasına park etmedin diye ceza yazılmakta, kendi evimizin önüne dahi park yasağı getirdiler. Bahçelievler’e gittiyseniz park etmeden önce arabalara bakın yada birilerine cezalı olup olmadığını sorun yoksa uzun süre sonra gelmediyseniz arabanız çekilir.
G.Ö.

Yazarın Tüm Yazıları