Anayasa’da kavga çıkma riski az

ESKİŞEHİR
HIZLI Tren’in rahat koltuklarına yerleştiğimizde tanıdık bir sesten alışılmadık anons işittik:

- Sayın yolcular, lütfen hızla yerinizi alınız, yolculuğumuz başlıyor.

Anons sahibi Başbakan’dı ve ses tonundan da anlaşılacağı üzere keyfi yerindeydi. Tren Polatlı’yı geçip 253 km hıza ulaşınca gururla duyurmak ihtiyacını hissetti. Ardından vagonları dolaşarak konuklarıyla tek tek sohbet etti.

Mehmet Altan, 150 yıl önce Anadolu’nun dört bir yanında Alman sermayesi ve mimarlığıyla kurulan tren istasyonlarında artık hızlı trenin durup kalktığını hatırlattı, Başbakan’ın yatırımcı damarını kaşıdı.

Başbakan geçmişten bugüne bir analiz ihtiyacı duydu:

"ABD’ye gittiğimde ’Krizi nasıl aşacaksınız’ diye sorduklarında, altyapı yatırımlarına yükleneceğimi söyledim. İçeride çok eleştiren çıktı. ’Hangi kaynakla’ dediler. Borçlanarak, bularak yatırımlara devam ettik. Kemer sıkılacaksa sıkılacak ama yatırımlar durmayacak. Bugün dünya bizim altı yıl önce dediğimiz yerde. ABD Başkanı Obama dün altyapı yatırımlarını açıkladı."

Hazır söz ekonomiden açılınca Başbakan’a IMF’nin son teklifini sorduk. Şakayla karışık, "Daha teklif arkadaşlara ulaşmadı. Siz daha önce duydunuz" yanıtını verdi. Ardından ekledi: "IMF bizden kalıcı gelir istiyor. Gelirler her zaman kalıcı olmayabilir. Ben seruma benzetiyorum. İhtiyaç kalmayınca çıkartırsınız. Yani, bazen kalıcı olur bazen olmaz."

Peki ya vergi artışı ihtimali? Başbakan kesinlikle reddediyor:

"Olağanüstü durum olmadıkça vergi artışı yok. Bugüne kadar vergi artışına gitmedim bundan sonra da gitmem."

Tam yanımızdan ayrılırken, "Ya Anayasa değişikliği?" diyoruz.

Elini sanki "Hayır" der gibi kaldırıyor ve yanıtlıyor: "Anayasa’nın tamamını değiştirmeyeceğiz. Topyekun değil kısmi olur. Bireysel başvuru hakkı, ombudsman, siyasi partiler kanunu ve seçim yasası ile ilgili değişiklikler yapacağız."

Bu sözlerden ne anlaşılır? Sanırım Başbakan, ekonomik kriz ortamında anayasa değişikliği yüzünden muhalefetle kavgaya girmek ve tansiyonu yükseltmeyi göze alamıyor. Anayasa’da sadece AB’nin istediği rötüşlarla yetinmeyi düşünüyor olabilir.

Kampus kente 4. paket

SIHHIYE’de toplanan coşkulu fakat meydanı doldurmaktan çok uzak sayıdaki partili kalabalık heyecanlı. Başbakan’dan kentlerine dönük müjde bekliyor. Başbakan ise dördüncü paket adını verdiği düzenlemeleri açıklıyor: İç talebi canlandırmak üzere konut, otomobil ve beyaz eşyada vergi indirimi, ucuz ithalat, üretime kredi desteği...

Krizin varlığını daha yeni yeni kabul eden bir Başbakan için hiç fena değil!

Ama bu paket Eskişehir’de oy dağılımını fazla değiştirir mi? Pek sanmam. Çünkü Eskişehir artık 50 bin öğrenciyi ağırlayan bir kampus kente dönüşmüş.

Eskişehir Sanayici ve İşadamları Derneği Başkanı Onur Sürmeli talebe ekonomisini anlatıyor: "Her çocuğa 300 dolar gelse kente ayda 15 milyon dolar giriyor demektir. Bu para kiraya, gıdaya, giyim kuşama gidiyor."

Eskişehir Ticaret Odası Başkanı Harun Karacan tabloyu biraz daha genişletiyor: "Bu kentin sanayisi modern ve krizden az etkileniyor. Otosan durdu, Arçelik devam ediyor. Parayı da daha çok hizmet sektöründen kazanıyoruz."

Bu yerel seçimde seçmen davranışı ve oy alışkanlığını değiştirecek ölçüde önemli parametre görmüyorum.

İki kez üst üste Yılmaz Büyükerşen’i (halk ağzıyla Hoca’yı) seçen Eskişehir’den bu kez de sürpriz beklemiyorum.
Yazarın Tüm Yazıları