Amerika’yla sorunu olanlar belli

“İlk Yenilmez: Kaptan Amerika” adlı filmin, Amerika’dan pek haz etmediği anlaşılan bazı ülkelerde ‘Kaptan Amerika’sız vizyona gireceği açıklandı.
Amerika’da 22 Temmuz’da gösterime girecek filmi Amerika’yla hassas ilişkileri olan Rusya, Ukrayna ve Güney Kore “İlk Yenilmez” ismiyle oynatacak.
Sadece ismi değil, senaryosundaki milliyetçi tavırla da dikkat çeken filmin bir diğer süper güç olan Çin’de vizyona girip girmeyeceği ise bilinmiyor.
Yılda sadece 20 yabancı film kotası olan Çin, “Kaptan Amerika”yı vizyon listesine almayabilir de.
(Bu arada Amerika’nın uzaylılar tarafından yok edildiği “Battle Los Angeles” filminin Çin’de hemen gösterime alındığını ve büyük ilgi görüp rekorlar kırdığını da söylemeden geçmeyeyim!)
Dozajını bir kenara bırakırsak, Amerikan değerlerinin yüceltilmediği Hollywood filmi neredeyse yok denecek kadar az diyebiliriz herhalde.
Peki nedir koparılan bu yaygara, bu karmaşa?
Bıraksak artık bu sansür işlerini, Büyük Birader numaralarını.
İsteyen izlese, istemeyen islemese.
Film neyse ki bizde sansüre ve değişikliğe uğramadan “İlk Yenilmez: Kaptan Amerika” olarak gösterilecek.
Vizyon tarihi 2 Eylül.

Siz hangi günahı işlediniz?

Gecenin 03.00’ü.
Bizim kızlar, Alaçatı’da gecesini gece ederken ben Kastamonu-İstanbul yolunda dakika sayıyorum.
Yol uzun, bitmek bilmiyor...
Onlara “ey tatil modundakiler, eğlenin bakalım, yedi ölümcül günah boynunuza” derken, Twitter’da da konu açılıyor.
Dante’nin “İlahi Komedya”da açıkladığı, “Se7en” filmine de konu olan yedi ölümcül günah; öfke, açgözlülük, kıskançlık (haset), oburluk, şehvet, kibir ve tembellik üzerine yazışıyoruz.
İşlemediğime emin olduklarım kıskançlık (haset), oburluk ve açgözlülük.
İnsanlık adına en tehlikeli bulduklarım ise öfke ve açgözlülük.
Yedi ölümcül günahın karşılığı olan yedi erdeme baktığımızda ise karşımıza şunlar çıkıyor; bağışlama (öfkeye karşı), hayırseverlik (açgözlülüğe karşı), cömertlik, paylaşım (kıskançlığa, hasetliğe karşı), ölçülü ve kendine hakim olma (oburluğa karşı), iffet (şehvete karşı), alçakgönüllülük (kibire karşı) ve çalışkanlık (tembelliğe karşı).
Daha iyi bir dünyada yaşayabilmek için öfke ve açgözlülüğe karşı artması gereken iki erdem var; bağışlama ve hayırseverlik. Şu iki güzel sözle özetlendiği gibi:
“Mutlu olmak istiyorsan, bir amaca bağlan, insanlara ya da eşyalara değil.” (Albert Einstein)
“Sevgi, şefkat ve yardımseverlik gerçek mutluluğun kaynağıdır.” (Dalai Lama)

Anne sivrisinekler

Sivrisinekleri öldürmüyorum. Hatta ısırmalarına bile izin veriyorum. Çok fazla saldırırlarsa, pikeyi üstüme çekiyorum, olmadı başka odaya geçiyorum dedim, olay oldu.
Mazoşist olduğumu söyleyenler bile çıktı.
Alakası yok tabii.
Ben sadece anne olmak isteyen bir canlıya yardım ediyorum.
Bir nevi ebelik yani.
Üstelik Afrika’da da yaşamıyoruz, bizim sivriler sıtma yaymıyor, masum birkaç kızarıktan başka zararları yok.
Bildiğiniz gibi sadece dişi sivrisinekler ısırıyor.
Tek amaçları soylarını devam ettirebilmek, üreyebilmek.
Ve ben anne olmak için koluma konan bir canlıyı öldürmek istemiyorum.
Üstelik sivrisinekler öldürmeden ya da başka odaya geçmeden de savuşturulabiliyor.
Yeni haberim oldu, sivrisinekleri kovan Bugslock adlı bir bilezik çıkmış.
Yüzde 100 doğalmış ve takınca sinekler yanınıza yaklaşmıyormuş.
Aklınızda olsun.