Alkışlamak en çok “O”na yakışır!

O’nu (bazıları) hiç sevmediler!
Çünkü,
Bağırmadı, çağırmadı, küfretmedi.
Tam tabiriyle “tribüne oynamadı” hiç...
Ruhsuz dediler, “Efendi Adam” demediler.
Kıskandı dediler, yutkundu demediler.
Sevinemiyor dediler, ölçüsünde demediler...
Hiçbir şeyden çekmedi, “direkler”den çektiği kadar...

Tam susturacaktı herkesi, 2 maçta tepetaklak oldu...
Kazansaydı, bütün eksiklikleri unutulacaktı;
“Makbul” olacaktı; şimdi “maktul”den farkı kalmadı, Pargalı İbrahim Paşa gibi...
Futbolda dün yoktur!
“Topun canı var” derdi, Prekazi;
Bir el, bir tekme, bir çukur, bir şişe su bazen çok şeyi değiştirir.
Bugün kahraman, yarın hain olursun...
Kazanan haklıdır çünkü...
Yukarıdaki satırlara bakınca,
“En büyük rakibinin”, üstelik...
“Dünya üzerinde en çok yendiğin takımın şampiyonluğunu alkışlamak.”
En çok “O”na yakışır gibi geliyor bana.

Sayın KOCAMAN’a sesleniyorum

“G.Saray’ı alkışlamak gibi bir milat için, şu anda ortamın uygun olmadığını söyleyebilirim” açıklamanızı okudum...
Biliyoruz ki, bugün “alkışlarım” ya da “alkışlanmalı” diyenlerin hiçbiri, “öfkelisi - öfkesizi”, geçmişte böyle bir zarafet içinde olmadılar.
Beyefendi Başkan Özhan Canaydınlı, FB’yi alkışladığı için GS camiası nerdeyse “aforoz” etmişti rahmetliyi...
Haklısınız; “milat adına” değişen bir şey yok futbolumuzda.
Sizi de anlamayacak milyonlarca FB’li var.
Çünkü bu ülkede, gerginlik, cehalet, fanatizm vs’den beslenenlerin sayısı, nezaket, zarafet, estetik, edep vs’den beslenenlerin sayısından çok fazla.
Siz Fenerbahçe’nin teknik direktörüsünüz.
“Çubuklu” size emanetse, hakkını vermeye davet ediyorum.
Başkalarına benzememelisiniz.
Haftalar önce, “Öfke kontrolü”ne muhtaç diye yüklendiklerimizden, bir farkınız olmalı.
Alkışla(ya)mazsanız bir ayrıcalığınız kalmayacak!
Siz alkışlayın Hocam, varsın sizi alkışlamasınlar...
Türk futbolunun bu olgunluğa ihtiyacı var.

Şarlo bu işe ne derdi?

(Albert Einstein’a...) İnsanlar beni alkışlıyorlar, çünkü tümü beni anlıyor; seni alkışlıyorlar, çünkü hiçbiri seni anlamıyor...