AKUT’un talihsiz balosu

AKUT hayatımıza gireli 15 yıl olmuş. Keşke 15’inci yıllarında SuAda’da kutlama yapmak yerine Japonya’da olsalardı...

Haberin Devamı

Önceki gün SuAda’da yapılan 15’inci yıl partisinde çekilen fotoğrafları gördüğümde aklıma ilk bu geldi.
Cem Yılmaz da katıldı partiye, sahneye çıkıp herkesi güldürdü yine...
O sırada Japonya’da artçı depremler devam ediyordu.
Nükleer felaket riski var, tsunami çamurlarından cesetler çıkıyor...
Nasuh Mahruki, SuAda’da 15’inci yıl şerefine kadeh kaldırıyor...
Oysa biz AKUT’u 1999 depreminde canla başla çalışan gönüllü gençler olarak tanımıştık.
Enkaz altındakilere yardım elini ilk onlar uzattı.
Tam 220 kişiyi kurtardılar Gölcük’te...
Sonraki yıllarda dağda kalanın da, sele kapılanın da yardımına ilk onlar koştu.
Nerede felaket varsa oradaydılar.
Sadece Türkiye’de de değil üstelik, Yunanistan’dan Tayvan’a, Hindistan’dan Haiti’ye her yere yardıma gittiler.
Yedi dağcı olarak çıktıkları yolda 1200 kişilik gönüllü orduya dönüştüler.
15 yılda 1209 kişinin hayatını kurtardılar.
İyi de tüm bunları yapan gönüllüler ordusunun, Japonya dünyanın en büyük felaketlerinden birini yaşarken SuAda’da vur patlasın çal oynasın eğlenmesi nasıl izah edilebilir?
Japonya’da binlerce kişi ölürken, evsizler ve yaralılar yardım beklerken, insanlar nükleer tehdit altında yaşarken bizim en güvendiğimiz arama kurtarma ekibi burada eğleniyor!
Nasuh Mahruki ve ekibi en kritik saatlerde enkaz altında insan arayacaklarına, masa üstlerinde göbek atıyor!
Akıl alır gibi değil...
Belki Japonya’da AKUT’tan birileri vardır, belki gitmek istemişlerdir ama izinler çıkmamıştır...
Deprem sonrasında uluslararası yardım ekipleriyle temasa geçtiklerinden de şüphem yok...
Bunların hepsini yapmış olabilirler.
Ancak bunların hiçbiri ortaya çıkan manzarayı hafifletmez.
15’inci yıl eğlencenizi bir ay erteleseniz ne olurdu?
Bu yıl felaketler yüzünden hiç yapmasanız kim ne derdi?
Hiç değilse ortaya bu sevimsiz manzara çıkmazdı...
Oysa şimdi insanoğlunun yaşadığı en büyük felaketlerden birinde parti organize eden bir kurtarma ekibi olarak anılacak AKUT...

Haberin Devamı

Gerçekleşti!

Son yıllarda medyada sıkça kullanılan ve beni fena halde rahatsız eden bir kelime var:
Gerçekleşti!
Ödül töreni gerçekleşti...
Film galası gerçekleşti...
Moda gösterisi gerçekleşti...
Bunu medyanın diline sokan da pr’cılar.
Gönderdikleri bültenlerde her şeyi ‘gerçekleştirdikleri’ için, gazete editörleri de dikkat etmeden aynen sayfalara aktarıyorlar bu yanlışı.
Biz ısrarla ‘gerçekleşti’ yerine ‘yapıldı’ demeye dikkat ediyoruz.
Yine de içime kurt düştü, açtım dün sabah Hakkı Devrim’e sordum durumu.
“Abi nedir bu işin doğrusu” diye...
“Hiç tereddütün olmasın, sizin yaptığınız doğrudur” dedi.
“Gerçekleşti, tahakkuk etmek, hedefe varmak anlamındadır. ‘Yapıldı’nın yerine kullanmak yanlıştır” diye de ekledi.
Anlaştık mı arkadaşlar?
‘Gerçekleşti’ değil ‘yapıldı’.
Ya-pıl-dı...

Haberin Devamı

Sıvalı kollar

Melis Alphan, Reha Muhtar’ın kıyafetini eleştirdi dünkü Kelebek’te.
“Erkeklerin kazaklarını bileğiyle dirseği arasına kadar çekmesi sinir bozucu.
Ya hiç çekmeyin ya da dirseğe kadar çekin” diye yazdı.
Mümkün değil...
Gazetedeki erkeklere tek tek sordum, “Uzun kollu kazağı dirseğe kadar çeker misin?” diye.
Abartısız hepsi, “Hayır, en fazla bilekle dirsek arasına kadar çekerim” yanıtını verdi.
Tıpkı Reha Muhtar’ın yaptığı gibi.
En büyük tepkiyi de Selim Akçin verdi...
Yani kazak polemiğinde gazetenin erkekleri olarak Reha Muhtar’ın yanındayız Melis’cim...
Kocana da boşuna kızma!
Hepimiz böyle yapıyoruz...

Yazarın Tüm Yazıları