Ailesi düğünde takılan tüm altınlara el koydu

Merhaba Güzin Abla; 27 yaşında ve daha 5 aylık evliyim. Kocamı gerçekten seviyorum...

Evliliğimin ilk sabahı balayı için hazırlık yaparken eşimin annesi, babası, ablaları, enişteleri, ablasının kayınvalidesi diye uzayan bir liste eve gelip düğünde takılan altınları "Siz balayındayken sahip çıkalım" diye elimizden aldılar. Hatta, 70 yaşındaki babamın balayı için bize verdiği parayı da aldılar. Alış o alış, bize hiçbirini geri vermediler. Balayı rezervasyonunu eşimin babası yaptırmıştı. "Ödemeler, her şey tamam", dedi bize... Biraz harçlık koydu cebimize. Ama hiç de öyle değilmiş; yüklü bir ödeme yaptık. Orada mahsur kaldık, kısacası tüm paramızı otele verdik. "Sadece 20 YTL para yatırın hesabımıza da eve dönelim" dedik; yatırmadılar. Dönüş biletlerini bile, kredi kartıyla aldık. Hiç aldırış etmediler. Düğünden önce mobilyalar ve beyaz eşyaların yarısını onlar yarısını benim ailem aldı. Ama eve geldik ki düğün salonu, mobilyalar, beyaz eşyalar, anne-baba-ablaların düğün kıyafetleri ve alınan hediyeler, meğer hepsini biz ödeyecekmişiz. Eşim işyerinden düğün için para almış, maaşından kesiliyor. Küçücük bir maaş alacak yaklaşık 5 ay boyunca. "Borçlarımızı altınlarla kapatırız" dedik ama babası bize takıların hiçbirini vermedi. Eşim bunalıma girdi; "Sıkma canını üstesinden geliriz bir şekilde" dedim. Evlenmeden önce biraz birikim yapmıştım onları verdim, acil olanları kapattık. Sonra bir telefon geldi... Babası düğün için kredi çekmiş bankadan, ağabeyinden borç almış, sonra kredi kartı borcu varmış, "Onları siz ödeyeceksiniz" dedi. Şok geçirdim. Düğün için o kadar para harcamış madem, biz neyin borcunu ödüyoruz? Düğünde bize takılan altınlar nerde? Neye uğradığımı bilemedim. Ve bu soruları onlara da sordum; ama cevap veremediler. Babasının tek dediği; "Ben sizden para istemiyorum, sadece borçlarımı ödeyin." Bir de üstelik bizden para isteyecekti demek ki...

Eşim bembeyaz oldu, tepki veremedi, şaşırdı kaldı. Ben kendi aileme hiçbir şey söyleyemedim üzülmesinler, kırgınlık girmesin araya diye.

Ben alışık değilim böyle şeylere; benim babam eğer yemek azsa, "Çocuklarım doysun" diye, yemeği bitirmeden sofradan kalkar. Ben üniversitedeyken harçlığımı verir onun dışında da cebinde ne kadar bozuk varsa, "Minibüs parası yaparsın" diye cebime atardı. Ben böyle büyümedim. Anlayışla karşılayamıyorum. Eşimin ailesi geldiğinde güler yüzlü olmaya çalışıyorum ama olmuyor. Bu da eşimle aramızda sorunlar yaratıyor. Hiçbir şey olmamış gibi mi davranmalı, yoksa yeri geldiğinde taşı gediğine oturtmalı mıyım? Saygısızlık yapmak istemem ama, geçekten kırgınım onlara. Siz de annesiniz, anlarsınız.

RUMUZ: BU NASIL AİLE

Doğrusunu istersen; nutkum tutuldu... Rumuzundaki gibi ben de kendi kendime, "Bu nasıl aile?" dedim durdum. Bizler evlátlarımızın mutluluğu için, evlendikten sonra rahat etmeleri ve sorun yaşamamaları için, her türlü fedakárlığı yaparken, her fırsatta çocuklarımıza destek olmaya çalışırken, eşinin ailesi, tümüyle size ait olan parayı, altınları alıp ceplerine atmaktan, hatta size bir de borç ödetmekten kaçınmamış... Nasıl gönülleri rahat edebiliyor, bunu yaparken? İnanılır gibi değil. Eşin belli ki, bu duruma çok üzülüyor, ama sonuçta ailesine karşı saygısızlık edemiyor, onları kıramıyor. Sen kırgın olabilirsin elbette ve çok haklısın. Bence saygısızlık etme ama size takılan altınları, ve babanın balayı parasını geri vermeleri için ısrar etmelisin.

Sanırım kazayla bekáretimi bozdum

Sevgili Güzin Abla, size daha önce de yazdım, ama cevap alamadım. Çok büyük bir sorunum var; sizinle paylaşıp, fikrinizi almak istiyorum. Ben birkaç yıl önce kendi kendime sert bir cisimle mastürbasyon yaparken, kızlığımı bozmuş olabilirim. O sırada bunu hiç umursamamıştım. Ama daha sonra, yaşım ilerledikçe bunun ne kadar önemli olduğunu anladım. Şimdi çok pişmanım. Kara kara düşünüyorum; aileme asla söyleyemem. Beni öldürürler. Ama bu durumda nasıl evlenirim? Bana yardım edebilecek bir doktor var mı?

RUMUZ: KARA TALİHİM


Sevgili kızım, burada bilinçsizce yaptığın bir hareket söz konusu. Kendi kendine zarar vermiş olabilirsin. Belki de hiçbir şey olmamıştır, ya da bir tahriş söz konusudur. Bu durumda yapacağın en doğru şey, bir kadın doğum uzmanına gidip, muayene olman ve durumu ona açık açık anlatman. Ondan sana kaza eseri kızlığını kaybettiğine dair bir rapor vermesini isteyebilirsin. Gerçek bir ilişki yaşamadığına göre, hiç kimse seni suçlayamaz. Evleneceğin kişiye de bu raporu gösterirsin. Genç kızların çeşitli kazalar sonunda bekáretlerini kaybetmeleri pek ender rastlanan bir sorun değil, inan bana.

Sevdiğim kızın annesi beni istemiyor

Sevgili Ablacığım, ben özel bir şirkette işçi olarak çalışan bir gencim. Lise mezunuyum. Kazancım da doğal olarak pek fazla değil. Buna rağmen ben üniversite mezunu bir genç kızla beraberim. Evlenmeyi düşünüyoruz. O da beni çok seviyor ve benimle evlenmeye razı. Ancak annesi beni beğenmiyor. Benim hiçbir şekilde geleceğim olamayacağını, hep bir işçi olarak sürüneceğimi, söylüyormuş. Aslında bu pek de yalan değil. Bu ülkede işçi olarak kalırsam, ne uzar, ne kısalırım... Kızına da parlak bir gelecek sağlayamam. Ne dersiniz, annesine boyun eğip, sevdiğimden ayrılayım mı?

RUMUZ: İŞÇİ OLMAK


Sevgili oğlum, yazından ve ifade tarzından aklı başında, kültürlü bir genç olduğun anlaşılıyor. Sonuçta hepimiz işçi olarak çalışmıyor muyuz? Biz gazeteciler bile fikir işçisi değil miyiz? Bu ülkenin çok büyük bir kesimi işçi değil mi? Evet, belki kazancın çok yüksek olmayacaktır, ama eğer birbirinizi seviyorsanız, yuvanızı geçindirecek parayı birlikte kazanırsınız. Bugünkü evliliklerde kadın, erkeğinin kendisini geçindirmesini, ona parlak bir hayat sağlamasını beklemiyor. Gençler birlikte çalışıp, yuvalarını kuruyor, hayatı paylaşıyorlar. Sevdiğin genç kız da umarım, akıllı fikirli, çağdaş biridir. Seninle birlikte çalışıp, evine katkıda bulunacaktır. Eve kapanıp, bütün gün eşini beklemek için üniversiteyi bitirmedi ya.
Yazarın Tüm Yazıları