GeriEtkinlikler Kibariye ile dobra dobra bir söyleşi...
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi

Kibariye ile dobra dobra bir söyleşi...

Kibariye ile dobra dobra bir söyleşi...

“Ben çocuğumla bir yere gelmedim ki, çocuğumu alıp kanal kanal dolaşayım.”

Pozitif elektriği ile herkesi kendine hayran bırakan Kiboş ile keyifli, bir o kadar da uçuk kaçık bir söyleşiye hazır olun.

"Bu nasıl bir enerji?"

Bildiğin gibi değil, resmen hiperaktifim. Bir yandan bardakları toplarım, bir yandan çocuğu okula hazırlarım, bir yandan anneme bakarım… Her işime kendim koşarım ama kayınvalidemin hakkını ödeyemem, çok yardımcı bana, çok koşar her işime Allah bin kere razı olsun.

Aynı evde mi yaşıyorsunuz?

Hayır ama ben rica edip çağırdığım zaman gelir kalır bizde. Allah bin kere razı olsun. Valla neler var, millet nelerle uğraşıyor, ben şanslıyım o yönden. Ben kaynana o gelin neredeyse.

Genç mi?

Hem genç hem benden güzel valla. Çocuğum ona benziyor. Allah onun gönlüne göre versin.

Kibariye ile dobra dobra bir söyleşi...

Dayak yediniz mi çocukken?

Oooooooo, Allah seni inandırsın, beni babam kemerle döverdi, belindeki kemerle, Kuran çarpsın. Ama ne için? Düzgün kalayım, olur olmaz insanlarla gezmeyeyim, gezdiğimde ne olduğunu, nerede olduğumu bileyim ve hata yapmayayım diye. Bazen ben inadına geziyordum , babam adam olayım diye dövüyordu. Haklıymış adam, iyi ki de dövmüş bak ne güzel insan oldum. Allah razı olsun, nur içinde yatsın babam.

Hadi annelikten konuşalım biraz. Çalışan anne olmak zor. Annelik, ev kadınlığı, eş olmak, iş hayatı derken kadına biçilmiş bir sürü rol var.

Biliyorsunuz ben Birgül’ü çok bekledim. Bana Birgül yıllar sonra geldiği için ben Allah’ıma söz verdim. Bütün fedakarlıkları çocuğum için yapacağım dedim. Çalışsan da, ölsen de, kriz de geçirsen bu senin çocuğun, bakmak zorundasın. Ben gerçekten yoruluyorum ama çocuğum için değer. Çocuğum mutlu oluyorsa, okula birlikte götürüp getiriyorsak, bunların hepsinin tadını çıkarıyorum. Bak benim işim zor ama Allah bana yardım etti. Kayınvalidem süper. Çok yardımcı bana.

Çok şanslısınız. İnsanın yakınına emanet edebilmesi büyük lüks.

Tabi, deli misin. Bizde çok kişi çalıştı ama kendi ailem gibi olmadı. Bak başkası bir şey yapsa hasta olursun ama babannesi, ananesi saçını çekse koymaz sana. Kendi kanın, canın. Çok şanslıyım bu açıdan. Allahıma şükürler olsun ki çocuğum bize benzedi. Yaşına göre nasıl akıllı, nasıl olgun, nasıl merhametli. Çok aklı başında, hanım bir kızım var. Maşallah!

Kibariye ile dobra dobra bir söyleşi...

Kızınız okullar tatil olduğunda sizinle konserlerinize geliyor mu?

Yok, yok, yok, hayır! Bak şimdi halk Konserlerinde her şey olabiliyor. Bana denk gelmedi ama görüyoruz işte televizyonda, şişe atanlar oluyor, içip gelenler oluyor. Yok anam, ben götürmem çocuğumu. Ben televizyona da çıkarmam çocuğumu biliyorsun. Bazen, kırk yılın bir başı, çok kıramadığım biri olursa ancak… Yoksa hiç istemiyorum şekilde. Ben kızımla bir yere gelmedim ki elinden tutup kanal kanal, konser konser gezdireyim. Ben sesimle, gırtlağımla geldim.

Bebek olduktan sonra anne-baba arasında sıkıntılar yaşanıyor. Babalar kendilerini ikinci plana atılmış hissedebiliyor. Siz de oldu mu Ali bey’le böyle bir durum?

Var, var, oldu. Onlar da haklı. Onlar da çocuk. Zaman geldi, adam evde, ben çocuğun peşinde. Adam geliyor, “Kiboş gel bir çay içelim” diyor, benim gözüm görmüyor. Oldu tabi. O kadar beklemişim bebeğim gelsin diye, gelince deli oldum tabi. Ya ben anneyim. Anne demek ne demek? Anneliğin tadını çıkarmak için bir ara Ali’yi es geçtim. Emzirirken falan dünyayı gözüm görmüyordu valla.

Anneanne, siz ve kızınız. Üç jenerasyon ilişkileriniz nasıl?

Dün annemi aldık havaalanından, Birgül var ya, annemi daha uzaktan görünce “Anane hoş geldin “ diye üzerine atlıyor valla. Annemin konuşmalarını çok seviyor. Ben 12-13 yaşında programlara başladım, evde çok durmadım. Sekiz kardeşiz biz, en çalışkanlarından biri benim. Gayrettepe’de Star Gazinosu’nda ilk çıkmaya başladığımda 16 yaşındaydım yani evde çok durmadım. Ama annemle ayrı da kalsak diyaloğumuz çok ayrı. Her zaman, maddi-manevi, neyse elimden gelen, evlatlık görevlerimi yaptım, yapıyorum. Ama çok fazla evde kalmadığımım için hiper samimiyet olmamış olabilir. Ama nerede olursam olayım, bir ayağım İzmir’dedir. Bir kere ben anneyim, kendimden ölçüyorum. Mümkünatı yok aramızın kötü olmasının. Hep söylüyorum, koca da bulursun, kadın da bulursun, evlat da gelir ama anneyle baba gitti mi gerı gelmez. Onun bilincindeyim ben. Onun için Allah bütün anne babalara uzun ömür versin. Evlatlarının başından eksik etmesin. 

Röportaj: Mehtap Erel

False