Apandisit çocuklarda 6 -10 yaş arasında görülüyor

Çocuklarda apandisitin en sık 6 ve 10 yaş aralığında görüldüğünü belirten Yrd. Doç. Dr. Emil Mammadov, hastalığın en çok görülen belirtisinin göbek çevresinde başlayan ve süreç ilerledikçe sağ alt karın bölgesine yerleşen karın ağrısı olduğunu söyledi. Belirtiler arasında iştahsızlığın da yer aldığını dile getiren Mammadov, “İştahsızlık, ateş ve kusma apandisit de sıklıkla görülen bulgulardır. Bu belirtilerin hepsi çeşitli karın içi hastalıklarda görülebildiği için, hastanın kısa bir süre içinde bir Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları veya Çocuk Cerrahisi uzmanı tarafından değerlendirilmesi gerekmektedir” diye konuştu.

“KESİN TEŞHİS FİZİK MUAYENESİ İLE KOYULUR”

Apandistin en kesin tanısının fizik muayenesi ile anlaşıldığını vurgulayan Yrd. Doç. Dr. Emil Mammadov, “Yardımcı tetkikler olarak tam kan sayımında beyaz küre sayısının artışı tanıyı destekler. Yapılacak olan idrar tetkiki ile idrar yolları enfeksiyonu veya taş hastalıkları ekarte edilir. Ultrasonografi ile appendiks değerlendirilir, karın içinde diğer organlarda ek patolojilerin olup olmadığı görülür. Ultrason ile appendiksin görülmemesi, hastanın apandisit olmadığına işaret etmez. Çocuklarda da erişkinler gibi, kesin tanı cerrahın fizik muayenesi ile konur. Ameliyat kararı da bu muayeneye dayanarak verilir” ifadelerini kullandı.

Apandisit tedavisinin iltihaplanmış appendiksin cerrahi olarak çıkarılması olduğunu söyleyen Mammadov, “Bu ameliyat açık veya laparoskopik (kapalı) yöntemle yapılabilir. Son dönemlerde çocuklarda açık apandisit ameliyatlarının yerini çoğunlukla laparoskopi almıştır” dedi.

ERKEN TEŞHİS KOMPLİKASYONLARLA KARŞILAŞMA ORANINI DÜŞÜRÜYOR

Yrd. Doç. Dr. Emil Mammadov, apandisitin erken teşhis edilip, tedavi edildiğinde, yara yeri enfeksiyonları, karın içi apseler ve bağırsak yapışıklıkları gibi komplikasyonlarla karşılaşma oranının düşük olduğunu ifade etti. Apandisitin oldukça tehlikeli olduğunu ve cerrahi müdahale yapılmaz ise enfeksiyonun tüm vücuda hızla yayılıp, hastanın ölümüne yol açabileceğini dile getiren Mammadov, “Ameliyat sonrasında da hastalığın ağırlığına bağlı olarak, hastanın bir süre antibiyotik tedavi alması gerekiyor. Bu tedavi genelde hastanede, damardan verilen antibiyotiklerle gerçekleşir. Bağırsak hareketleri normale dönen, ateşi düşen ve ağızdan rahatlıkla beslenmesi sağlanan hastalar eve taburcu edilebilir” diye konuştu.