Ağla güzel gitar, ağla

Jimi Hendrix’ten Kurt Cobain’e pek çok rock ikonunun gitarı olan Fender Stratocaster, hem satış rakamlarında hem de kârlılıkta düşüş yaşıyor. Tüketicilerin önemli bir bölümü, yeni üretilen gitarların eskilere göre kalitesiz olduğuna inanıyor. Peki Fender batar mı, ıssız acun kalır mı dersiniz?

Haberin Devamı

En özendiğim insanlar enstrüman çalabilenlerdir, özellikle de gitar. Daha önce de bahsetmiştim, kendimi ve insanlığın kalan kısmını müzikten soğutabilecek seviyede yeteneksiz bir insanım bu bahiste.
Bu durumumda ortaokul yıllarında elektronik gitar isterken elime bir akustik gitar tutuşturulmasının yarattığı travma da etkili olmuştur belki. Fakat bu konuyu sizinle değil, ömrünü ruhbilimine adamış bir uzmanla konuşmak isterim!
Hayallerimi süsleyen gitarlar sıralamasında Fender Stratocaster ilk sıralarda yer alır.
Geçen hafta uzun süredir beklediğim Radiohead konseri için Berlin’deydim.
10 yıl önce ‘Kid A’ turnesinde seyredip unutamamıştım; yine çok iyilerdi hatta çok daha iyilerdi.
Umarım bir şekilde yolları bizim memlekete de düşer...
“Konserde Fender Stratocaster gördüm, iki gözüm iki çeşme ağladım heba olan gençliğime” türü bir bağlama yapmayacağım çünkü gitarın markasını anımsayamayacak kadar uzak bir noktadaydım.
Ama bu konserin bir şekilde Fender’le alakası var.
Pazar sabahı dönüş yolunda uçakta okumak için gazete bayiine gittim, bir adet International Herald Tribune alıp “Dankeşön!” dedim.
Gazetenin manşeti ‘İspanya’da kraliyet krizi’ydi ancak beni sarıp sarmalayan haber sürmanşetteki oldu: ‘Dünyanın en meşhur gitarı için zor zamanlar...’
“1948’de Leo Fender adında bir radyo tamircisi...” diye başlayan Janet Morrissey imzalı ‘ekonomi’ haberine gömüldüm hemen.
Çıkardığım notları paylaşayım...
Jimi Hendrix’ten George Harrison’a, Kurt Cobain’den Bruce Springsteen’e pek çok rock ikonunun gitarı olan Fender, hem satış rakamlarında hem de kârlılıkta düşüş yaşıyor.
Fender’in neredeyse yarısı bir Wall Street yatırım şirketinin elinde; bir süre önce de ‘halka arz edildi’ fakat pek faydası görülemedi.
Sorun sadece Fender’in sorunu değil. Geçen yıl ABD’de müzik enstrümanlarına toplamda 6.5 milyar dolar harcanmış.
Rakam “Oharey” dedirtebilir ama 2005’e göre yüzde 13’lük bir düşüş söz konusu.
Bu düşüşü en çok hisseden markaların başında da Fender ve benzeri kaliteli enstrüman üreticileri geliyor.
Neden?
Neden olacak, gitarın günümüz müziğindeki etkisi 1960’lar, 1970’lerdeki kadar büyük değil mesela.
Bilgisayarlar, pratik elektronik enstrümanlar hakimiyet alanını genişletiyor.
Öte yandan başta Çin olmak üzere, başka ülkelerden daha ucuz enstrümanlar gelirken kimse bin 699 dolar bayılıp ‘Eric Clapton’ etiketli Fender Star almıyor.
Kimse almıyor demeyelim de eskisi kadar rağbet görmüyor.
Bu durumun perakende sektörü üzerindeki etkisini mesela New York’ta, Manhattan’ın meşhur müzik mağazaları bölgesinde görmek mümkün.
Eskisi gibi satış yapamayan, yükselen kiralarla başa çıkamayan mağazalar (1920’lerden beri bu işle uğraşan Sam Ash dahil) kapıya kilit vuruyor.

Haberin Devamı

YENİ BİR FENDER’İN DÜŞMANI ESKİ BİR FENDER’DİR

Haberin Devamı

 Benzer bir durum ‘bağımsız’ müzik dükkanları için de geçerli. New York’ta başta ‘Rocks In Your Head’ olmak üzere pek çok harika dükkanın kapandığını son olarak üç yıl önce gittiğim New York’ta bizzat görmüş, üzülmüştüm; neyse...
Yazıda, “Yeni bir Fender’in en büyük düşmanı eski bir Fender’dir” ifadesi dikkatimi çekti.
Tüketicilerin önemli bir bölümü, yeni üretilen gitarların eskilere göre kalitesiz olduğuna inanıyor yürekten. Ne kadar doğru bir yargı ancak çalan bilir elbette. Ama 1950’lerde, 60’larda, 70’lerde üretilen Fender gitarlar çok daha pahalı olmalarına rağmen daha fazla ilgi çekiyor.
Örnek vermek bakımından Rick Barrio Dill’in dramına bakalım.
Vintage Trouble’ın bas gitaristi 1999’da 1200 dolar ödeyip 1969 model bir Fender Jazz Bass almış.
Dört yıl sonra gitarını 2 bin 500 dolara satmış ve “Bugün almak istdiğimde 6500-7000 doları gözden çıkartmam gerekiyor” diyor.
Müsaadenizle “Satmasaydın o zaman, Allah Allah” demek istiyorum.
Peki Fender batar mı, gitarın gücü azalır mı, ıssız acun kalır mı?
Hiiç ihtimal vermem. Fakat yazıda da belirtildiği üzere geçen yüzyıl başında dünyanın en popüler ve yeri sarsılmaz denilen enstrümanı akordiyondu.
Akordiyona saygısızlık etmeyelim ama bugün kaç akordiyon satılıyor, kaç kişi “Akordiyon dinlemezsem çatlarım” diyor, onu da akılda tutmak lazım.
O sebepten gitarınıza iyi bakın, sahip çıkın, biz de dinleyelim...

Yazarın Tüm Yazıları