7 bin kelime çok bile

DÜNKÜ gazetede "Kadın günde 20 bin, erkek ise 7 bin kelimeyle konuşuyor" başlığıyla yer alan haberi "Aslında 7 kelime filan yeterli olabilir" diyerek okudum.

Konuyla ilgili hazırladığım sözlüğe (!) geçmeden önce, bu araştırmanın Louann Brizendine adında ABD’li bir nörolog tarafından hazırlandığını hatırlatayım, çünkü işin bu kısmı çok mühim.

Niye mühim?..

Çünkü arkadaşlar, iş Türkiye’ye gelince bu rakamın bir ciddiyeti kalmıyor. Çetin Altan yazılarında sık sık belirtir "Türkler şu kadar kelimeyle yazar, şu kadar kelimeyle konuşur" diye.

***

Dilimizi korumak konusunda zaman zaman gösterilen müthiş hassasiyeti dilimizi kullanmak konusunda pek göstermiyoruz yani...

Fakat 7 bin değil de 3 bin, 20 bin değil de 7 bin kelime olsun. Neticede kadın ve erkekten bahsediyoruz; orantılı vaziyette bizi de bağlar.

***

Bir kere, hayatınızda günde 20 bin kelime kullanan biri varsa (kadın veya erkek) aşağıdaki tavsiyeleri okumanıza bile gerek yok. Ufak bir çanta yapın ve kaçın!

Ama illa "Yabancı dil öğrenmek istiyorum. Bana ’Erkekçe’ veya ’Kadınca’ öğret" diyorsanız yapacak bir şey yok, sözlüğü okuyun.

Duruma hakim olduğum için erkekler için hazırladım sözlüğü; kullanımı basit. Kadınlar için bir erkek kullanma sözlüğe bile gerek yok; birasını ve uzaktan kumandasını verin, ara sıra yanından geçerken de "N’aber birader?" deyin başka bir şey istemez...

***

Evet: Bunu hiç eksik etmeyin. Ne derse desin peşinen "Evet, sen haklısın" diyeceksiniz. Ama dinlemeye de çalışın bu arada söylenenleri. Yoksa duruma uyanıp "Ben senin gözünde bir demet maydonozum, di mi Sırrı?.." diyebilir, siz de "Evet hayatım" otomatiğine bağlandığınız için üzümlü kek gibi ortada kalabilirsiniz. Bir de kelime zenginliği açısından zaman zaman "Evet" yerine, "Tamam, olur, kesinlikle, bittabii. Yeter ki sen iste sevgilim, ben o ayakkabıyı sana tasmaya bağlar getiririm, bir nevi köpeğin olur, parkta gezdirirsin istersen" gibi

Hayır: Nükleer enerji gibi bir şey. Yerinde ve kontrollü kullanılırsa faydaları olabilir. "Mine’ye o elbise yakışmış mıydı sence?" diye sordu diyelim eşiniz veya sevgiliniz; bu noktada "Hayır hayatım" diyeceksiniz.

Kendini kurnaz sanıp "Elbisesine bakmadım Mine’nin" gibi cümleler kuranlar çıkarsa 20 bin kelimelik dağarcık bir anda patlayabilir ve "Elbisesine bakmadıysan neresine baktın?" diye başlayan ve tahminimce 6 bin kelimeden önce de tükenmeyecek bir arıza çıkabilir.

Bakarız: Sınırsız öteleme imkanı tanıyan, en güzel ve en sık başvurduğum kalıp. Başına "Tabii" ekleyerek olumlu bir hava da katabilirsiniz.

Jokerler: Tehlike anında camı kırarak kullanabileceğiniz kelimeler ve kısa cümleler. Burada da önce can emniyeti diyoruz ve kelimelerin kullanım anlarının önemini bir kez daha hatırlatıyorum. Sonra "Usta lafını dinledik, hanıma kavganın ortasında ’Saçını mı yaptırdın sen?..’ dedim hoşuna gitsin diye. ’Ühü Sırrı ühü! Bu saçtan sadece süpürge yapılıyor artık, gençliğimi bitirdin!’ cevabı geldi. Senin yazı bize bir Akmerkez seferine patladı" demeyin.

***

Jokerlere ek olarak "Seviyorum", "Mutluyum", "Huzurluyum", "Bir tanesin", "Eline sağlık", "Çocuklar büyüyor mu?" gibi tek kelimelik veya küçük cümlelerden oluşan ve hayatla aslında ilgilendiğinizi belirten cümleleri sayabiliriz...

Tabii, isteyenler Barbara Cartland romanlarından sekiz sayfalık bir öpüşme tasvirini ezbere alıp hayatındaki kadına bunu kafadan okuyabilir ve kadının tüm devrelerini de bozabilir. Tercih sizin...
Yazarın Tüm Yazıları