Zeynep Atikkan: Eğitimli toplum olmak

Zeynep ATİKKAN
Haberin Devamı

Eğitimli toplumlar, daha ne kadar çok şeyi bilmeleri gerektiğinin bilincinde olan toplumlardır. Eğitimsizler ise her şeyi bildiklerini iddia edip bütün dünyaya ders vermeye kalkanlar. Aslında cehaletleri doruklarda olduğu için her gördükleri yeniliğe hayran kalır onlar.

Eğitimsiz toplumlar tek kalemde gerçeği yakaladıklarını sanan zıppırlardan oluşur. Eğitimli toplumların bireyi ise şüphecidir, sorgulayıcıdır.

Türk eğitim sisteminde sorgulayıcılığa ve şüpheci düşünceye belge verileli yıllar oldu. Felsefe, tarih ve bilimsel düşüncenin iki paralık değeri yok artık. Edebiyatın ve güzel konuşulan Türkçe'nin getirisi var mı? Bakıyorum da sadece İngilizce ve bilgisayar reklamı yapıyor dünyayı yakaladığını sanan özel okullar. Devlet okullarının halini hatrını soran zaten yok. Global pazarlara dinamik gençler yetiştiriyor da Türkiye!

Kimin umrundaydı sekiz yıllık eğitim eğer İmam Hatipler'i kapatma politikası girmeseydi devreye? Beş yıllık eğitim fazlasıyla yeterli değil miydi Gölcük'te, İzmit'te, Adapazarı'nda yerle bir olan binaların müteahhitliğini yapmaya? Becerikli iş adamı olmaya?

Vergi yasalarını erteletmeye? Banka hortumlayıp daha sonra saygın iş adamı diye ortalıkla dolaşmaya? Ve her şeyi bilenlerin daha onlarca yüzlerce beceriklilik örneği.

* * *

Kendi eğitimini boşlamış ama çağının gelişmelerine pek hayran olanları hatırlayın Körfez Savaşı'nda, Kosova müdahelelerinde. Bombalayan tarafın sıfır kayıpla üssüne dönüşünün ne kadar alkış aldığını. Amerikan uçaklarının ve de gelişmiş savunma sistemlerinin karşısında sejde edişlerini anımsayın!

Bugün bakıyorum da kendi burunları kanamadan binlerce insanın hayatını yok edebilenlerin yaptıkları özeleştirilere ve de sorgulayıcılıklarına!

Pentagon'un Kosova sortilerinden sonra çıkarttığı üstünlük bilançosu en çok üçüncü dünyalıları etkiliyor. Zaaf tespitlerinin içeriği ise gelişme azminde olanların dikkatini çekmekte. Çünkü işin püf noktası orada.

F-bilmem kaçların teknolojisi, vuruculuğu, kırıcılığı ve de sayılabilcek bütün en üstün nitelikleri iyi hoş da, Amerikalı askerin eğitimi yetersiz deniyor. Kısaca herşey, yeni savaşları tanımlayanların iştahla anlattıkları gibi ‘steril’ değil. Tepeden bombayı indirip dünyaya teknolojik üstünlük ispatı yapmakla iş bitmiyor.

Pentagon'un yaptığı zaaf saptamalarına göre bütün teknolojik savaşlar çok iyi yetişmiş insan gücü gerektiriyor. Kosova'daki savaş, bu ihtiyacı bütün açıklığıyla ortaya koyuyor.

Peki Amerika, bu nitelikli insan gücü talebini karşılayacak donanımda mı?

Amerika'da orta öğretimin yüzde 90'ına hitap eden kamu okullarının düzeyi dikkate alınırsa bu açığı karşılamak tabii ki mümkün değil. ‘O zaman Petagon’un bundan sonraki hedefi insana yatırım olmalı' deniyor.

Büyük şirketlerin kaptığı nitelikli gençlerin peşine Pentagon'un da düşmesi söz konusu artık.

Bu çok boyutlu bir eylem planı. Çünkü özellikle Balkanlar'daki savaşlar ancak tarih, coğrafya, sosyoloji bilen askerlerin barış gücü olarak bölgede başarılı olabileceklerini gösteriyor. Bazen küçük çaplı bir etnik sorunun çözümü mahalledeki barış gücüne düşüyor. Ölüm ile yaşam arasındaki o hassas dengede sosyal bilimlerin teknolojiye yapacağı katkı da bu işte. Teknolojik üstünlüğün ancak insan sıcaklığıyla sağlamasının yapılması. Bu da kültürün yapıcılığıyla mümkün olabiliyor.

Gelişme, ‘Bilmiyorum ama bilmek istiyorum’ ile başlar.

Teknolojiyi üreten bunu görüyor da. Teknolojiyi tüketen ise aval aval bakıyor. O her şeyi bildiğine göre...



Yazarın Tüm Yazıları