Yüce Divan’da boş kalan sandalyeler

AKP hükümetinin İran’la ilişkilerde açtığı en önemli dosyalardan biri, doğalgaz fiyatının fahişliğini öne sürerek, fiyatın aşağı çekilmesini talep etmesi oldu.Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın geçen temmuz ayında Tahran’a yaptığı resmi ziyaret sırasında İranlı muhatapları ile fiyatın düşürülmesi için oturduğu pazarlık masasından eli boş ayrıldığı hatırlardadır. İran hükümeti, Türkiye’nin fiyatın yüksekliği konusundaki itirazlarını kaale almıyor ve 1996 yılında imzalanmış olan anlaşmaya dayanarak katı bir tutum izliyor.İran, Türkmenistan’dan metreküpü 40 dolara aldığı doğalgazı, üzerine geçiş ücreti olarak fahiş bir miktar ekleyerek 150 doların üzerinde bir fiyatla Türkiye’ye satıyor.İran’ın aynı doğalgazı Ermenistan’a 80 dolardan sattığını bilmeniz, Türkiye’nin yediği kazığın büyüklüğünü anlamanız için yeterlidir.ÜLKEYİ PAHALI RUS GAZINA MAHKÛM ETME SUÇUDaha önemlisi, Türkiye’nin İran’a ödediği fiyatın, yüksek maliyetli Mavi Akım projesiyle Rusya’dan aldığı doğalgaza ödediği miktarın da 7-8 dolar üstünde oluşudur. AKP hükümeti, İran hükümetini ikna edemeyince çareyi 1996 anlaşmasını uluslararası tahkime götürmekte bulmuştur. Hükümetin bu yıl yaptığı tahkim başvurusuna Uluslararası Ticaret Odaları Birliği bakacaktır. Tahkim mekanizmasını bir tür uyuşmazlık mahkemesi gibi görebilirsiniz.İlginç bir tesadüfle, bir başka mahkemede, bugün Ankara’da ANAP’lı Enerji Bakanları Cumhur Ersümer ve Zeki Çakan hakkında açılan davanın görülmesine başlanacaktır.Bu, herhangi bir mahkeme değildir. Yalnızca siyasilerin yargılandığı özel bir mahkeme olan Yüce Divan’dır.Bu iki eski bakanın TBMM kararıyla Yüce Divan’a gönderilmelerine yol açan muhtelif iddialar söz konusudur. İRAN DOĞALGAZI DAHA PAHALIYSA Ersümer’e yöneltilen suçlamalardan biri çok önemlidir. TBMM Soruşturma Komisyonu’nun raporunun 213. sayfasında Ersümer’e şu suçlama yöneltiliyor:‘Ülke pahalı Rus gazına bağımlı ve mahkûm kılınmış, ulusal çıkarlar göz ardı edilmiştir.’ Ersümer, Rusya’dan pahalı gaz almayı kabul ederek ödün verdiği suçlaması nedeniyle bugün Yüce Divan’da sanık sandalyesinde oturacaktır. Soru: Peki İran doğalgazı Rus gazından daha pahalı ise ve AKP hükümeti 1996 anlaşmasını değiştirebilmek için iki yıldır didinip duruyorsa, sanık sandalyesinde oturması gereken başkaları yok mudur?Bu noktada karşımıza AKP iktidarının yolsuzlukla mücadeledeki ayrımcı politikası çıkıyor. İran’la 1996 yılında doğalgaz anlaşmasını imzalayan Refahyol hükümetiydi. Bu konudaki siyasi talimat, dönemin başbakanı Prof. Necmettin Erbakan tarafından verilmiş, anlaşmaya imzayı Refahyol’un Enerji Bakanı Recai Kutan atmıştı.AKP KENDİSİYLE TUTARLI OLMAK İSTİYORSA Yanlış hatırlamıyorsak, bugünkü Dışişleri Bakanımız Abdullah Gül, imza töreninde Refahyol’un Devlet Bakanı olarak hazır bulunmuştu. Ersümer’i pahalı doğalgaz anlaşması yaptığı gerekçesiyle Yüce Divan’a gönderen AKP iktidarı, daha pahalı olan İran doğalgazı anlaşmasını yapan siyasi kadroya nedense dokunmamayı tercih ediyor.Meselenin ayrımcılığı aşan bir başka boyutu daha var. Önümüzdeki dönemde ANAP’lı, DSP’li pek çok siyasi şahsiyet, Yüce Divan’da yargılanırken Türkiye de bir anlamda geçmişiyle muhasebesini yapacak. Bu muhasebenin adil bir zeminde yapılabilmesi için AKP iktidarının Yüce Divan sürecini hiç olmazsa dokunulmazlıkların kaldırılması ve bir siyasi ahlak yasasının çıkartılması yolundaki eşzamanlı adımlarla tamamlaması gerekirdi. Dokunulmazlık zırhının arkasında kendilerini koruma altına alanların, dokunulmazlığı kalkmış olan siyasi hasımlarını Yüce Divan’a havale etmelerindeki çelişkiyi izah edebilmek zordur.
Yazarın Tüm Yazıları