Yorgunluk deyip geçmeyin!

Yorgunluk son günlerin en çok konuşulan konularından biri.

Haberin Devamı

Özellikle kış ve bahar aylarında yorgunluk sorununa çare arayanların sayısı artıyor. Peki, ne oldu da eskiden sohbetlere bile “ara-sıra” konu olan bu sorun en önemli sağlık problemlerinden biri haline geldi. Çünkü eskiye oranla daha az bedensel güç harcıyoruz, kazma sallayan, kürek saplayan, odun kıran, yani şu veya bu şekilde ağır bedensel çalışma yapanların sayısı parmakla gösterilecek kadar azaldı. O zaman sorun ne?

Çoğumuzun farkında olmadığı bir nokta var: Bizi bedensel yükler kadar ruhsal olaylar da yorar. Çözümsüz konular, bitmeyen sorunlar, iş, aş, eş endişeleri, kaygı ve korkular, geleceğe yönelik belirsizlikler, yani farkına vardığımız ya da varmadığımız birçok ruhsal problem veya iç çatışma yorgunluk nedeni olabilir.

Son zamanlarda yaşanan yorgunluklar bedensel veya fiziksel olmaktan çok, ruhsal ya da motivasyonel yorgunluklardır. Depresyon sorunu, kaygı bozukluklarının sıklaşması, yarışmaya dayalı yeni yaşam tarzı sosyal ve maddi yönden mükemmeliyete yakın olanlarda bile ciddi düzeyde yorgunluk yakınmasına sebep olabiliyor.

BESLENME, AKTİVİTE VE UYKU ÇOK ÖNEMLİ

Yorgunluğun başka sebepleri yok mu? Tabiî ki var. Hareketsiz yaşam tarzımız bunların başında geliyor. Yoğun bedensel aktivite nasıl yorgunluk hissine yol açıyorsa, gereğinden fazla tembellik de enerjisizlik, güçsüzlük duygusuna yol açıyor. Uzamış tatiller, televizyon karşısında geçirilen boş saatler, gereğinden uzun istirahatler de bizi yorabiliyor.

Beslenme yanlışları da önemli bir neden. Bedenimizde bazı vitamin ve mineraller azaldığında yorgunluk hissi başlıyor. Özellikle demir, potasyum, kalsiyum eksikliği, folik asit ve bilhassa B 12 vitamini noksanlığı yorgunluk nedeni olabiliyor. Sodyum azlığının da yorgunluğa yol açtığı kesindir. Kalsiyumun yalnız azlığı değil, fazlalığı da yorgunluk nedeni olabiliyor. Beslenme hataları sonucu ortaya çıkan kan şekeri düşmeleri -hipoglisemiler-, yeteri kadar su içmemek de yorgunluğa neden olabiliyor. Özellikle fazla kilolu, göbekli, insülin direnci problemi olan biriyseniz, fazla miktarda şeker, un, nişastalı yiyecekler yemek, bir öğünde alınan toplam kalori miktarını abartmak, silik hipoglisemi nöbetleri de yorgunluğa sebep olabiliyor. Öğün atlamanın da yorgunluğa neden olabileceği aklınızda olsun. Sık yapılan bir beslenme yanlışı da yorgunluktan kurtulacağım diye fazla miktarda kafein tüketmektir. Kafeinin makul miktarları yorgunluğa iyi gelse de fazlası yorabiliyor.

Uykusuzluk en az beslenme kadar önemli bir yorgunluk sebebidir. Süresi ve kalitesi iyi olmayan bir uyku sizi ertesi gün mutlaka yorgun bırakır. Horlamanın, uykuda solunum durmasının -özellikle fazla kilolu olanlarda, burun boğaz sorunu yaşayanlarda- önemli bir yorgunluk sebebi olduğu kesindir.

HASTALIK İŞARETİ OLABİLİR

Yorgunluğun önemli bir sağlık sorununun işareti olabileceğini de bilmenizde fayda var. Kansızlıktan enfeksiyon hastalıklarına (tüberkiloz, malta humması), hormonal bozukluklardan (tiroid tembelliği, böbrek üstü bezleri yetersizliği, hipofiz bezi yetersizliği gibi) organ yetmezliklerine (kalp, karaciğer, böbrek yetmezlikleri), romatizmal hastalıklardan kanserlere kadar pek çok hastalıkta yorgunluk uzun süreli ilk ve tek şikayet olabiliyor.

Yorgunluk sorununun tedavisi esas olarak nedene göre planlanıyor. Sorun psikolojikse başka, bedensel sorunlardan kaynaklanıyorsa başka şekilde çözümlenmesi gerekiyor. Yani herkese uygun gelebilecek ortak bir tedavi söz konusu değil. Bununla birlikte yorgunluk sorunundan yakınanlara sık önerilen bazı doğal destekler var. CoQ10, magnezyum, B12 vitamini, ginseng, B6 vitamini, B5 vitamini doğal desteklerin en önemlileri ve en sık kullanılanlarıdır.

Benim önerim birkaç haftayı geçen özellikle ilerleyici bir karakter gösteren yorgunluk şikayetiniz olduğunda sorunun nedenini öğrenmeye çalışmanız, gerekiyorsa konuyla ilgili  bir doktordan yardım almanızdır.

Haberin Devamı

Bahar ayları yorar mı?

Haberin Devamı

Yorgunluğun mevsimlerle de ilişkisi olabiliyor. “En çok hangi mevsim bizi yoruyor?” sorusunun yanıtı bence kış mevsimi olmalıdır. Kış aylarında sıcaklığın, parlak güneşli günlerin azalması, kilo eğiliminin artması, yüksek kalorili gıdalara duyulan aşırı istek ve kış depresyonu gibi faktörler kış yorgunluklarının en önemli nedenleri olmalıdır.

Bahar yorgunluğuna gelince... Bahar yorgunluğu ne kadar önemli bilmiyorum. Ama bu yorgunluk şarkılara, şiirlere bile konu olmuştur ve bence daha çok işin “romantik” yanıdır. Belki de hidroklimatik şartlarda meydana gelen değişikliklerin sonucudur. ıyon dengesindeki değişiklikler de etkili olabilir. Adaptasyon ile ilgili bir sorun da olabilir. Bazılarına göre bahar aylarında yoğunlaşan alerjiler de bu yorgunluğun nedenidir. Bana sorarsanız bahar yorgunluğu daha çok ruhsaldır, duygusaldır, beklentiseldir. Ve zannedildiği kadar önemli değildir.

Haberin Devamı

SIK SORULAN SORULAR

Egzersiz kan şekerini düşürür mü

Fiziksel aktivite kan şeker düzeyini azaltır, bu nedenle daha önceden bir miktar karbonhidrat içeren besinlerden almak önemlidir. Yoğun bedensel çaba sarf edilen ağır bir egzersiz yapıyorsanız veya egzersiz süresi uzun bir zaman alıyorsa hipoglisemi oluşabilir.
şiddetli veya sürekli bir egzersizin hipoglisemi yapıcı etkisi 18 saate kadar uzayabilir. Hipoglisemi sorununuz varsa, özellikle de şeker hastası iseniz bir egzersiz programına başlamadan önce mutlaka doktorunuzla konuşmalısınız. Düzenli ve planlı egzersize başlayacağınızda doktorunuz ilaçlarınızı, diyetisyeniniz beslenme planınızı yeniden düzenleyeceklerdir.

Haberin Devamı

Metabolik sendromda faydalı olabilecek yiyecekler hangileri

Eğer “karın ve göbekten gıdıklanma, hipoglisemi atakları ya da kan şekerinde yükselme, iyi kolesterolde azalma, trigliserid ve ürik asitte artma, kan basıncında yükselme” gibi belirtilerle seyreden “metabolik sendrom” probleminden yakınıyorsanız nişastalı, unlu, şekerli yiyeceklerden uzak durun. Sirkeyi, limon suyunu ve özellikle de tarçını daha fazla kullanın. ıçecek olarak yeşil çay ve ada çayına öncelik verin..

“Acı yoksa fayda yok” deyimi doğru mu

Spor salonlarında egzersiz uzmanlarının motivasyon amacıyla kullandığı efsanelerden biri de yukarıdaki cümledir. ışin uzmanları “eğer canınız yanıyorsa bırakın” diyor. Egzersizden sonuç almak öncelikle egzersizin süresi ile bağlantılı bir konu. Bir defada kısa süreli yoğun egzersiz yapmak ile gün boyu tekrar tekrar kısa yürüyüşler yapmak arasında ciddi bir fark yok.
Bu nedenle sizi perişan edecek, daha da önemlisi canınızı yakıp egzersiz yapmaya pişman edecek ağır egzersizlerden uzak durmanızda fayda var. Bu tür egzersizlerin kas eklem zorlanmalarına, tendom kopmaları, kas yırtılmaları gibi problemlere yol açtıkları iyi biliniyor.

Haberin Devamı

Egzersiz içecekleri bir işe yarıyor mu

Ciddi bir faydalarının olduğu söylenemez. Egzersiz süresi ve sonrası için önerilen o pek şatafatlı, iddialı içeceklerin bilinen tek yararlı maddesi içindeki sudur.
Özellikle egzersizde harcadığınız süre 45 dakikadan azsa vücudun su dengesini sağlamak için sadece su içmeniz yetiyor. Eğer egzersiz süreniz uzunsa mineralli bir su tüketmeniz daha faydalı oluyor. Bu nedenle yoğun ve uzun süre egzersiz yapanlar değişik minerallerle zenginleştirilmiş spor içeceklerinden faydalanmayı tercih ediyor.

Yiyecekler davranışlarımızı da etkiler mi

Elbette! Mesela protein yönünden zengin bir yemek enerjik olma hissini güçlendiriyor. Fazla miktarda karbonhidrat tüketmek özellikle şeker, un ve nişasta gibi karbonhidratlar yenmişse yorgunluğa, hatta uyku haline yol açabiliyor.

Yatmadan önce bir parça çikolata ya da birkaç kaşık yoğurt sakinlik duygusu veriyor. Kısacası ne yiyip içtiğiniz nasıl davranacağınız üstünde etkili olabiliyor. Diğer taraftan yiyip içeceklerin görünüşleri takdim edilme biçimleri de önemli. Aynı yiyecek hoş bir şekilde takdim edildiği ve maksimum lezzetle hazırlanabildiği zaman daha çok keyif veriyor, hoşgörülü ve affedici davranışlara neden
olabiliyor.

Yazarın Tüm Yazıları