Marmara’daki musilaj olayını ‘Haliç’in pisliği’ başlattı

Sevinç ve Erdal İnönü Vakfı bünyesinde yıllardır yürütülen, Marmara Denizi’ni araştıran “MAREM” projesinin lideri Hidrobiyolog Levent Artüz, 14 Haziran 2021 akşamı düzenlenen Zoom toplantısında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Genel Başkan Yardımcıları Faik Öztrak ve Ali Öztunç’a Marmara Denizi’nin yaşadığı son çevre felaketini anlattı. Toplantıya, Tekirdağ’lı işinsanı Cem Çetintaş da katıldı.

Haberin Devamı

Levent Artüz bu görüşmede Marmara’nın yaşadığı felaketin yakın tarihini anlatırken, Marmara Denizi’nin ölümünü su üstüne çıkaran müsilaj olayının nedenleri için, bu sürecin 1989 yılında Haliç’in pisliğinin Marmara’ya atılması ile başladığının özellikle altını çizdi. “Bugün gelinen noktada öncelikle yapılması gereken bütün bu sürecin sorgulanarak, nasıl işe yaramayan arıtma tesislerinin yapıldığının; ne kadar büyük paralar harcandığının ortaya çıkarılması gerektiğidir” dedi.

Bu felakete uzun vadede çözümü başlatabilmek için öncelikle yapılacak işin Marmara’yı her türlü atığın boca edildiği bir alıcı ortam, bir ‘çökertme havuzu’ olarak kullanmaktan vazgeçilmesi olduğunu belirten Levent Artüz “Eğer bu pervasızlık iki ay daha sürer ise ve özellikle de uygulanmaya başlanan Ergene Derin Deniz Deşarjı acilen durdurulmayıp, deşarja birkaç ay devam edildiği takdirde müsilaj veya benzeri bir felaket Karadeniz ve Ege’ye ulaşıp uluslararası bir sorun boyutunu kazanacaktır” dedi.

Haberin Devamı

GÜNÜN SÖZÜ

“Üçüncü bir ittifaka gerek olduğunu görüyorum.” (Cem Uzan-Bizim TV’deki konuşmasından)

İZMİR’E CİTTASLOW MÜJDESİ!

İZMİR Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, İzmirlilere bir müjde verirken “Bugün, hepimizin geleceğini belirleyecek ve İzmir’in refahını herkes için büyütecek bir başlangıç günü” diye söze başladı ve devam etti:

“Büyük bir gururla açıklamak istiyorum ki, İzmir dünyanın ilk ve tek Cittaslow (sakin şehir) Metropolü unvanını aldı. Dahası, dünyanın diğer şehirlerini bu ağa dahil etmek için öncülük görevi üstlendi.” İzmir’in bu önemli gününde İzmir’in gelişiminde büyük katkısı olan Ahmet Piriştina’nın 17. ölüm yıldönümü olduğunu hatırlatarak rahmet ve minnetle andıklarını söyledi. İzmir’in son bir yıl içinde depremi, seli, tsunamiyi, yangını yaşadığını belirtirken “Doğanın sağlığını korumadan kendi sağlığımızı da koruyamayız. Gezegenimiz iyiyse, biz de iyiyiz. O hastaysa, biz de hastayız” dedi. İtalya’da 12 Haziran’da Uluslararası Cittaslow Birliği’nin Genel Kurulu’nda İzmir’in dünyanın ilk Cittaslow Metropol kenti ilan edildiğini anlatan Soyer, hareketin 2009’da ilk olarak Seferihisar için kabul edildiğini söyledi. Seferhisar’dan sonra Türkiye’den 17, KKTC’den de 4 kent ağa üye oldu. Soyer, 2013’ten bu yana Uluslararası Cittaslow Birliği’nin Genel Başkan Yardımcısı olarak görev yapıyor. Cittaslow aslında nüfusu 50 binin altında olan kentlerin sahip olabileceği bir unvan. Soyer daha sonra şu bilgiyi verdi: “Bu çalışmaların sonucunda sadece dünyanın ilk Cittaslow Metropolü olmakla kalmadık, aynı zamanda Cittaslow Metropol normlarını evrensel ölçekte tanımlayan şehir olduk. Cittaslow Metropol’ün bize vereceği kazanımları altı ana başlık altında topladık. Toplum, kentsel direnç, herkes için gıda, iyi yönetim, hareketlilik ve Cittaslow mahalleleri, yani sakin mahalleler. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı ve planladığı birçok proje ve yatırım Cittaslow Metropol kriterleri ile uyum gösteriyor.

Haberin Devamı

NE KAZANACAĞIZ?

İzmir’in Cittaslow Metropolü olmasıyla bu çalışmalar gelişecek, hız kazanacak ve tümüyle kurumsallaşacak. Biz büyük bir kararlılıkla tercihimizi yaptık. İzmir’de korkulara yer yok. Cittaslow Metropol, bir metropolü küçültme veya geçmişe dönme projesi değildir. Tersine, Cittaslow Metropol, geleceğin şehirlerini inşa etme projesidir. Yoksulluğu değil, refahı büyütür. Haksızlıkları değil, adaleti çoğaltır. Bizi birbirimizden ayırmaz. Tersine, birleştirir. Farklılıklarımızın aynı zamanda gücümüz olduğunu hatırlatır. Şehri beton sınırlara hapsetmez. İnsanı doğasıyla bütünleştirir.”

‘ANTALYA OLMAYACAĞIZ’

İZMİR Büyükşehir Belediyesi’nin yeni turizm konsepti gazetecilere tanıtıldı. Sunumu yapan İzmir Vakfı’ndan Ali Can Epözdemir, bir şehrin turizm kenti sayılması için nüfusunun en az 1-1.5 katı kadar turist ağırlaması gerektiğini belirterek şunları anlattı: “İzmir’’in yıllık ağırladığı turist sayısı 1.2 milyon. Nüfusu ise 4 milyon. Bu durumda İzmir henüz bir turizm kenti sayılmıyor. Biz bunu değiştirmek ve İzmir’i önde gelen turizm kentlerinden biri haline getirmek için bir dizi proje başlattık. Dijital kanalları da kullanarak tanıtım atağına kalkışacağız. ‘Visit İzmir’ adını verdiğimiz bir aplikasyon geliştirdik. Bizim bir tarafımızda Efes, bir tarafımızda Bergama var. Amacımız Antalya gibi olmak değil. Hem deniz hem kültür-tarih hem de doğa turizmi ile gelirlerimizi artıracağız.”

Haberin Devamı

SARKİS EFENDİ’DEN BİR ŞARKI

ERMENİ bir okurumuz gönderdiği mektupta babasına özlemini şöyle ifade ediyor: “Ermeniceye karşı yoğun bir ahlaki sorumluluk duyuyorum son dönemde. Bu hiçbir politik harekete bağlı değil, sadece özlüyorum. Ne gelir elden? En iyisi babamın hep dinlediği Kemanî Sarkis Efendi‘nin “Kimseye etmem şikâyet ağlarım ben halime /Titrerim mücrim gibi baktıkça istikbâlime” ‘Türkü’sünü dinleyeyim.

BİLİYOR MUSUNUZ?

CHP Hatay Milletvekili Mehmet Güzelmansur’un, konkordato, iflas, icra sayılarının olağanüstü arttığını, iflas eden şirket sayısının 2020’de 121, 2021’in ilk 5 ayında ise 50’yi bulduğunu, Türkiye’de takipteki kredi miktarı 150 milyar lira olduğunu ve icra ve iflas dairelerinde dosya sayısının 22 bini bulduğunu söylediğini...

Haberin Devamı

BUĞDAY Ekolojik Yaşam Dergisi’nin, ekolojik yaşam bilgisini ve deneyimini yaygınlaştırmak amacıyla, 1990’lı yıllardan günümüze değin Buğday Fanzin, Buğday Bülten, Buğday Dergisi, Buğday Rehber ve Buğday E-Bülten gibi farklı format ve isimlerde fakat hep aynı ekolojik yaşamı yaygınlaştırma misyonuyla sürdürdüğü süreli yayın öyküsünü, şimdi de Buğday E-Dergi ile beraber dijital ortama taşıdığını (www.bugday.org)...

Yazarın Tüm Yazıları