Marmara depreminde neyi kaybettik, neyi kazandık?

1999 Marmara depreminin 20. yılı ile ilgili olarak açıklama yapan Anadolu Yakası İnşaat Müteahhitleri Derneği (AYİDER) Başkan Yardımcısı ve AE Mimarlık Yönetim Kurulu Başkanı Mimar Ahmet Erkurtoğlu, “1999 Marmara Depremi’nden sonra binaları güvenli hale getirirken, toplanma alanlarını ve yeşil alanları kaybettik. İstanbul’un günü kurtarmak için geçici planlar yerine master plana ihtiyacı var. Kentsel dönüşümünde ise daha yolun çok başındayız” diyor.

Haberin Devamı

Erkurtoğlu’nun uyarıları şu noktalarda toplanıyor:

Aynı parselde 10 katlı binanın yıkılıp yerine 12 katlı bina yapılması kentsel dönüşüm değildir. Riskli binalar hâlâ aciliyetini koruyor.

Kadıköy’de yıkılması gereken yaklaşık 30 bin binanın sadece yüzde 10’u yenilenebildi. Bu yüzden kentsel dönüşümü sağlıklı şekilde hızlandırmamız gerekiyor.

Betonlaşan kentte toplanma alanlarının artık devreden çıktığı dikkat çekiyor.

Depremden ziyade değişen iklim koşulları nedeniyle yağmurlar, heyelanlar da binaların yıkılmasını tetikleyen sebepler arasında yerini almaya başladı.

Bir deprem olsa binalar sağlam ama bir kent meydanı yok. Bir tane kent meydanı düşünülmüyor. Burada bir yanlışlık var. Sadece günü kurtarmak için bir şeyler üretiyoruz.

İmar Yasası’nın yeniden gözden geçirilmesi gerekiyor. Yoksa yanlış kentsel dönüşüm uygulamaları nedeniyle 50 sene sonra İstanbul’da yeniden bir kentsel dönüşüm yapmak zorunda olacağız.

Haberin Devamı

BAHATTİN YETKİN, BİNGÖL’ÜN ORTAĞI ÇIKTI

İBB iştiraki olan İSBAK AŞ Genel Müdürlüğü görevine getirilen Bahaddin Yetkin’in sosyal paylaşımları kamuoyu tarafından tartışılmaya başlayınca, İmamoğlu’nun talimatı ile görevden alındı.

Yetkin’in istifa haberini İBB Başkan Danışmanı Murat Ongun duyurdu.

Demek ki bir işe alım sırasında sadece ‘liyakat ve beceri’ yeterli olmuyormuş. Doğru adamlığın önde olması gerekiyormuş. Peki, bu ismi kim önerdi? Bu kişi CHP Genel Merkezi’nin ‘ağır topu’ Tekin Bingöl olabilir mi? Söyleyelim: Kardeşi Sertaç Bingöl’ün Bahattin Yetkin ile nasıl bir ortaklığı vardır? Bunlar bir ‘yumak’ halinde ortada duruyor. CHP kulislerinde Bingöl’lerin, Melih Gökçek’in ‘Ankara kapıları’nı yaptıkları konuşuluyor. Bu durum ortaya atılırken, Tekin Bingöl çevresine “Benimle Halit Toroman uğraşıyor, bu bilgileri gazetecilere ulaştırıyor” diyormuş. O gazeteciyi biz sanıyorsa doğru konuşmuyor. Ama hakkında neler konuşulduğunu, Kılıçdaroğlu’na neler anlatıldığını bir öğrensin de sonra bizim ismimizi ağzına alsın!  

KARİA DOSTLARINI MİLAS’TA BEKLİYORUZ

MİLAS’tan ‘Karia, Karialılar ve Mylasa Sempozyumu’ Düzenleme Kurulu adına Olcay Akdeniz, Karia’ya ilgili tarihi ve arkeolojiye meraklı dostlara bir çağrı yaptı: “11 yıldır hevesle ve heyecanla yapmakta olduğumuz sempozyum bu yıl 23-24 Ağustos Cuma-Cumartesi günleri Milas’ta yapılacak. Milashandaki sempozyumu, yıllarca Karia arkeolojisine emek vermiş, bilgileri ve bulgularla Karia tarihine çok değerli katkılar sağlamış olan Prof. Dr. Numan Tuna ile Prof. Dr. Poul Pedersen’in onuruna düzenleyeceğiz. Sempozyumun ana teması Karia’nın kutsal değerlerini tanımak ve anlamak için ‘Karia’nın Kültleri’ olacak. Bölgede kazı ve arkeolojik araştırmalarını sürdürmekte olan Türk ve diğer ülkelerden kazı başkanları eldeki bilgi ve bulgularını bizlerle paylaşacaklar.”

Haberin Devamı

MESAJ

“ÜMMET Araptır. Arap, Türk düşmanıdır. Anadolu Türkü ırk değildir, çok sağlam ve milli bir alaşımdır, bileşimdir.”

Özdemir İNCE

“BİR zamanlar TÜRK-İŞ vardı. Ama artık yok. Gelin de rahmetli Halil Tunç’un şalter indirdiği günleri, hüzün ve ibretle anımsayın.” Dr. Noyan UMRUK

BURADAYIZ, GİTMİYORUZ!

“Bir önceki dönem İstanbul’dan azınlıkları temsil eden 3 milletvekili vardı, şimdi 1’e düştü.... Hemen her dönem yoğun olarak oturduğumuz ilçelerde başkan yardımcılıkları verilirdi. Bu dönem, tek bir başkan yardımcımız olmadığı gibi İBB’de azınlıklardan tek bir meclis üyesi bile yok. İstanbul’un çokkültürlü yapısı kimsenin dilinden düşmez ama ‘temsil’ konusuna gelince işin rengi tamamen değişiyor... Bizler mimarisinden ticaretine, müziğinden sinemasına, edebiyatından mutfağına kadar ürettiğimiz, değer kattığımız bu kentte yaşamaya devam edeceğiz. Buradayız, gitmiyoruz.”

Haberin Devamı

Nurhan ÇETİNKAYA-Bakırköy

Yazarın Tüm Yazıları