Kanserde ciddi politikaya ihtiyaç var

Bütün dünyada kanser artış gösteriyor, ülkeler buna göre önlemler alıyor. AB’ye bağlı ülkeler ortak sağlık politikaları saptıyorlar, uygulamaları konuşuyorlar.

En önemlisi de örgütlenme modelleri.

Kanser, gerek kamu gerekse sivil örgütlenmeler açısından en ön sırada.

Türkiye’de ise Kanser Daire Başkanlığı, Sağlık Bakanlığı organizasyonunda daha alt bir seviyeye taşındı. Eski önemini ve başarısını koruyamadı bakanlık. Örneğin başarılı hasta sayımı yok düzeyde, veri bulmak ise altın bulma değerinde.

Veriler olmadan politika oluşturamazsınız. Kanser araştırmalarına komik bütçeler ayrılıyor. Oysa her ülke kendi biyolojik gerçeklerine göre araştırmalar yapıyor.

SGK ve ilaca erişimde sorunlar var, hasta ne yapacak bilmiyor.

Doğru bilgiye erişim ciddi bir sorun. Hasta hakları savunuculuğu yapan kaç kurum var?

Doğru bilgi yoksa hurafe vardır. Acil kanser politikalarına ihtiyaç var.

GÜNÜN SÖZÜ

“GÜLMEK sevgi ve insana saygı gösterisidir. Bu da uygarlaşmanın yeterli olmasa da temelidir.” (Prof. Dr. Doğan KUBAN)

İLİK VAKFI 2 MİLYON TL ARIYOR

KEMİK İliği Transplantasyon ve Onkoloji Merkezi Kurma ve Geliştirme Vakfı (KİTVAK) dikkatle izlenmesi gerekli bir örgüt... Ege Üniversitesi bünyesinde öncelikle çocuklara bir onkoloji hastanesi yapılması için yola çıkan vakıf, bunu başardıktan sonra hasta yakınları için de 2 adet konukevini hizmete açtı. Bütün bunlar duyarlı insanların bağışlarıyla gerçekleştirildi. Alınan her kuruşun hesabı verilerek...

Şimdi sırada, kanser hastası çocuk ölümlerini en aza indirmek ve onları sağlığına kavuşturmak üzere dünyadaki en gelişmiş sağlık merkezleriyle entegre olmuş bir ‘hücresel tedavi merkezi’ var.

Finans desteği için yapılan sergi, kermes, konser gibi etkinlikler elbette önemli ama yeterli değil. Yaklaşık 2 milyon liraya mal olacak merkez için daha çok desteğe ihtiyaç var. Kamuoyunda bazı vakıflara ilişkin ‘şüpheli’ para hareketlerinin tartışıldığı şu dönemde, İzmir merkezli pırıl pırıl bir vakıf... kitvak.org-0533 275 55 37

3600 EK GÖSTERGE VE İNTİBAK YASASI NE OLDU?

MİLYONLARCA kamu çalışanı ile 2000 sonrası emeklilerin umutla beklediği 3600 ek gösterge ve intibak düzenlemesi verilen sözlere karşın hâlâ hayata geçirilemedi.

Oysa her iki başlık 24 Haziran 2018 genel seçiminin temel vaatleri arasındaydı. İktidar ve muhalefet liderleri seçim meydanlarında “ek gösterge ile intibak yasasının çıkarılacağını” açıklayarak dar ve sabit gelirli kitleyi beklentiye soktu. Ne var ki aradan 1.5 yılı aşkın süre geçmesine karşın liderler beklentileri karşılamadı. 24 Haziran’ın ardından “ha bugün, ha yarın”la umutlar kırıldı.

Bir ara öğretmen, polis ve sağlık çalışanlarını kapsayan 3600 ek gösterge çalışması “hazineye yük getireceği” gerekçesiyle rafa kaldırıldı. Yeni intibak yasası ile emekli aylıklarında 55-350 lira arasında artış olacak. Kuşkusuz bu artış çok önemli.

Ekonomide verilerin iyiye gittiği açıklanıyor, o halde yaşamsal iki düzenleme neden hayata geçirilmiyor?

Yoksa verilen sözler seçim meydanlarında mı kaldı?

ÇOCUĞA ‘BEN SENİN YAŞINDAYKEN’ DEMEYİN

“ÇOCUK büyütürken özel hiçbir şey yapmayın. Öncelikle yargılamayın, etiketlemeyin. ‘Sen tembelsin’, ‘Kafan basmıyor’ demeyin. Konferans vermeye kalkmayın. ‘Ben senin yaşındayken...’ diye başlayan konuşmalardan kaçının. Tehdit etmeyin, sorgulamayın, merak edin. Hesap istemeyin, sadece anlatmak isterse dinleyin. Ve emirler vermeyin. Sorgulamayın ve ahlak dersi vermeyin. Ona güvendiğinizi hissettirin ve anlatmak isterse dinleyin. Hepsinden önce çocuğunuzu tanıyın. Erkek çocuklarınıza ne kadar özgürlük tanıyorsanız kız çocuklarınıza da aynı özgürlüğü tanımalısınız.” (Prof. Dr. Şevki SÖZEN)

ALATURKA-ALAFRANGA

OKUL Çankaya’da, ismi yok, öğrencinin adı yok, sınıfı yok. “Anne tuvaletim geldi, beni eve götür” diyor. Anne koşturuyor. Okulda alaturka tuvalet var. Çocuk evdeki alafranga tuvalete alışmış; hani oturup kalkması zor olmayan, üstüne başına sıçratmayan, hijyenik olan. Ödeneksizlikten böyle sorunlar çözülemiyor. Müdürlerle veliler karşı karşıya kalıyorlar.

BİLİYOR MUSUNUZ?

TRAKYA Üniversitesi’nin düzenlediği, 281 firma ile binlerce öğrenci ve mezunu bir araya getirecek ‘Trakya Kariyer Fuarı’nın Bandırma Onyedi Eylül, Çanakkale Onsekiz Mart, Kırklareli ve Tekirdağ Namık Kemal üniversitelerinin de katkılarıyla 24-25 Şubat tarihlerinde Edirne Balkan Kongre Merkezi’nde düzenleneceğini...

ŞİDDETSİZ Toplum Derneği’nin düzenlediği, Esin Canak ve Yılmaz Haluk Aytekin’in konuşmacı oldukları söyleşinin 27 Şubat Perşembe 18.00’de Ankara Kıbrıs Evi’nde (Halk Sok. No. 17 3. kat-Sıhhiye) yapılacağını...

İYİ Parti Antalya Milletvekili Feridun Bahşi’nin, öğretmen olduğu halde bilgisayar işletmeni, icra memuru, ambar memuru, gişe görevlisi, itfaiyeci, şoför, kaloriferci, hizmetli vs gibi mezuniyet dışı unvanlarda çalışmak zorunda kalan kamu personellerinin sorunlarını TBMM gündemine getirdiğini...

OKUYUNUZ: KARABAĞ SORUNU NEDİR?

BU köşede Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın Münih Güvenlik Konferansı’nda tartıştıklarını ve Dağlık Karabağ’la ilgili Paşinyan’ın açıklamalarının ne kadar yüzeysel bir bilgiye sahip olduğunu gösterdik. Bu gelişmelerin yaşandığı dönemde Hürriyet’in Moskova temsilcisi olan Muammer Elveren, “Dağlık Karabağ’da çatışmalara başlayan Azerbaycan ve Ermenistan, SSCB’yi oluşturan ve sonradan bağımsız birer devlet olan 15 cumhuriyetten ikisiydi” diyor. Elveren, hem 1921’de SSCB Komünist Partisi Merkez Komitesi’nin, hem de SSCB Yüksek Sovyet’in 10 Ocak 1990 tarihli ve Sovyetler Birliği Yönetim Organı ‘Yüksek Sovyet Prezidyumu’nun 21 Şubat 1990 tarihli kararlarını anlatıyor.