Mavi dinginlik

Celal Binzet, 25 Şubat’a kadar Fırça Sanat’ta (Hilal Mahalesi) sürecek sergisine “Hep aynı” adını vermiş.

Haberin Devamı

Mavi dinginlikDoğru bir tanımlama yapmış. Çünkü Binzet’in resimlerinde doğanın deniz teması ağır basar. Sanatçının kullandığı mavi, adeta dinginliğin sembolüdür onun resimlerinde, insanı dinlendirir, huzura kavuşturur. Sıcaktır Binzet’in kullandığı mavi. Okyanusun insani ürperten siyaha çalan mavisi gibi değildir. Tuvale adım atsanız, denizin en fazla dizinizin seviyesinde olduğunu hissedersiniz sanki. Hiç kendisine sormadım ama, artık maviye kendi adını vermiş, hocalarından birisi olan Turan Erol’un etkisi vardır diye düşünüyorum.
Binzet’in resimleri sizi nasıl bir dünyaya götürecek, bunu tespit edebilmeniz için en iyisi gidip sergiyi izlemeniz. Binzet, ressamlığının yanısıra sanatçı olması nedeniyle toplumsal sorunlarla yakından ilginen ve sorunları farklı algılayan bir isim. Binzet’in, sergisine ev sahipliği yaptığı Fırça Sanat’ın sahibi Semra Sancak’la yaptığı söyleşisinden aldığım bölümler, sanırım onun bu özelliğini ortaya koyacak nitelikte:
“Madem ki sanatla uğraşıyorum, o halde bizde olduğu kadar dışarıda da neler olup bittiğini merak ediyorum. Dahası geçmişte nasıl bir sanat olduğunu araştırmak doğru olmaz mı? Sanatın toplumsal bir olgu olduğunu unutmayalım hiç. İçinde büyüdüğü toplumun her kurumundan ister istemez etkilenir ve onları etkiler de. Çevremizde sanat adına olan bitenlere biraz eleştirel bir gözle baktığımızda bunları görmemek olası değil. Sanatla ilgilenen kişiler olarak bir araya geldiğimizde tartıştığımız ve hepimizin çok yakından bildiği sorunlar değil mi düşündüklerimiz? Öyleyse hepimize düşen görev olabildiğince düşünmek ve sorgulamaktır. Çünkü sanatın işlevi budur. Eğer öncülük gibi bir rolü varsa salt bu yüzdendir. Özellikle bizdeki topluma yön vermeye çalışanların baskıladığı bir ortamda sanata düşen görev her zamankinden fazladır kanımca. Aydınlatma görevini hiç birimizin aksatmaması gerekiyor.

Haberin Devamı

DİNGİNLİK KARGAŞAYA KARŞI

Resimlerimdeki dinginlikler, sanıyorum toplumsal kargaşaya karşı bir karşı-duruş olmalı. Zaten yeterince karanlığın egemenliğindeki toz duman arasında bir kaçış sayılabilir benim yaklaşımım. Ayrıca söylemeye gerek var mı bilmiyorum ama sanatta anlatım yolu daha önemlidir kanımca. Doğa yorumlamasında biçimin içerikle örtüşmesi bu açıdan bir anlam kazanır. Böyle bakınca çalışmalarım, doğadan benim seçtiğim görsel notlar olarak da yorumlanabilir. Yaşadığımız beton çirkinliklerin arasından doğaya duyulan özlem neden olmasın bu notlarda?

Haberin Devamı

SANATIN EZBERİ BOZMA GÜCÜ

Sanatın, insanlardaki ezber kalıplarını bozma gücü bellidir. Böyle bir sürece giren insan için artık şablon bilgiler, dogmalar değer taşımaz. Ama öyle olmak da belli bir çaba gerektirir. Geri kalmış ülkelerde, yönetimler bu tür insanlar istemez. Onlar için en ideal model, uysal ve kalıplarla düşünen, soru sormayan, sorgulamayan insan tipidir. Biraz politik gibi olacak ama, çevreye bir bakın. Karmaşa çıkan ve baskıcı yönetimlere geçen ülkelerde gözden çıkarılan ilk insanlar soru soran ve toplumu aydınlatmaya çalışanlardır. Böyle bir uygulamadan sanatçının payını almaması düşünülemez. Doğaldır ki sanat yapıtı da bu bağlamda yok edilmekten/yasaklanmaktan kurtulamaz. Çözüm önerisi geliştirmek benim boyumu çok aşar. Kendi kendime söylediğim bir şey var. Bir sorunun nelerden kaynaklandığını, varlık nedenini bilirsem çözümüne o ölçüde yaklaşmış sayılırım. Bu durumu bizim sanat ortamında her bireye uyarladığımızda bugün var olan sorunların çözümüne bir adım yaklaşılacağına inanıyorum. Çünkü, bilgi toplumda geometrik artış gösterir ve yaygınlaşmasıyla gücünü artırır. Böyle bakınca işimizin zor olduğu açıktır. Ezberciler için böyle bir sorun yok ortalarda. Bir kişi çıkıp bazı söz kalıplarıyla beyin yıkama işini gerçekleştiriyor, geri kalan kalabalıklar onaylamaktan başka bir şey yapmıyor. Bu anlamda sorumluluk hepimizde. Her birimiz kendi alanımızla ilgili tam donanımlı olarak toplum içine çıkmalıyız.”

Haberin Devamı

KENTTE NE VAR?

Ekrem Kahraman-17 Şubat’ta açılacak (KAV Sanat/Yıldız), Nuri Abaç-Duran Karaca-27 Şubat’a kadar (Nurol Sanat/Güvenevler), Figür yorum- 19 Şubat’ta açılacak (Galeri Soyut/Yıldızevler), Efgan Beyaz-17 Şubat’ta açılacak (Sevgi Sanat/Çankaya), Ahmet Kolburan-19 Şubat’ta açılacak (Kursart/Dikmen), Aykut Öz (Heykel)-19 Şubat’ta açılacak (Galeri Akdeniz/Yıldızevler), Erhan Hökelek-28 Şubat’a kadar (Galeri Gözde/A. Ayrancı), Kerim Laçinbay-28 Şubat’a kadar (Alev Sanat/Çayyolu), Ayşe Bilir-4 Mart’a kadar (Atlas Sanat/Çankaya), Hüsnü Dokak-29 Şubat’a kadar (Aysel Gözübüyük Sanat Galerisi/Alacaatlı), Mineke Reinders-Zeki Fındıkoğlu-29 Şubat’a kadar (Bilkent Üniversitesi Sanat Galerisi), Raif Gökkuş-3 Mart’a kadar (Emin Antik/Kale), Ayten Timuroğlu-26 Şubat’a kadar (İsmail Altınok Sanat Merkezi/Kolej), Burhan Özer-16 Mart’a kadar (Medya Sanat/Çankaya), Zafer Malkoç-29 Şubat’a kada (Stillife/Yıldızevler), Ayşegül Algan-20 Şubat’a kadar (Torun Galeri/Küçükesat), Fulya Ergürbüz Uzer-26 Şubat’a kadar (Ziraat Kuğulu).

Yazarın Tüm Yazıları