Herkesin ortak favorisi gizli vatan Alamanya!

Dünya tıp literatürüne “damar damar üstüne binmiştir..” ve “Dövme yaptıran kanser olur..” gibi iki muhteşem buluş armağan eden ortak zekâmızın ortak favorisi başlıktaki gibi Almanya çıkıyor.. Bilimsel bir sebebi yok ama zorlarsanız sizi biraz eskilere götürüp Alamancılık Geni’ni önünüze koyarım..

Haberin Devamı

* * *

Yüzdük yüzdük, kuyruğuna geldik..
Önümüzdeki Pazar günü dananın kuyruğu kopacak.. Şimdiden yarı finale çıkan dört takım üzerinden bahisler açıldı..
Şampiyon bu dört ülkeden hangisi olacak? Almanya mı? Hollanda mı? Brezilya mı yoksa Arjantin mi?
Bodrum denilen güzellikler beldesinde, saat neredeyse dokuzda okunan akşam ezanını bekleyen “oruç kafalı” ahalimiz üzerinde yaptığım ankete göre favori Almanya..
Neden derseniz? Bilimsel bir açıklaması yok.. İşin kökünde ahalimizin DNA’sına işlemiş “Alamancılık geni..” var da ondan..

* * *

“Alamancılık genine..” dadanmamız teee Birinci Dünya Savaşı öncesinden başlar.. Efendimiz, iki gözümüzün nuru Abdülhamid Han, İngiliz ve Fransız siyasetinin karşısına dikmek üzere Kayzer Wilhelm’in koluna girdiği günden beri bu böyledir..
Ahalideki “Alamancılık genini..” ilk fark eden, o vakitler Tatava denilen Kurtuluş semtinde mukim, tüccardan ve azınlıklardan Mösyö Vasilaki olmuş..
Cağaloğlu’na koşturmasıyla beraber, Mabeyn-i Hümayun’dan tedarik ettiği, iki imparatoru kol kola gösteren fotoğrafın, sonradan renklendirme kartpostalını çıkarması bir olmuş..
Hem de sekiz yüz bin nüfuslu İstanbul’da satmak üzere on bin adet..
O “Alamancılık genini..” kendini yüzbaşılıktan paşalığa terfi ettiren Enver Bey bir güzel işledi..
Hooop! Alamanın mabadına takılmış olarak, kendimizi dünya savaşı içinde bulduk..

Haberin Devamı

GİZLİ MÜSLÜMAN

Birinci harpte başımıza gelenlerin bünyeye giren “Alamancılık genine..” pek yan etkisi olmadı..
Daha babalarımız, dedelerimiz savaş anılarını bitiremeden İkinci Dünya Savaşı başladı.. Çok şükür kulağı duymaz İsmet Paşamız’ın inadı sayesinde savaşa girmedik ama Alamanın birinciye gelen amigosu biz olduk..
Hitler efendinin motorize birlikleri, panzerleri onun bunun ülkesine daldıkça bizim ahali sanki kendi keçileri komşu bostana dalmış da bedavadan karın doyuruyormuş gibi zevkten dört köşe oluyordu..
“Hitler’in gizli Müslüman olduğu..” tevatürü o yıllarda çıktı..
Alamanlar birinci harpte kankamızdı ya! İşte o savaşta onbaşı olan Hitler’in gece rüyasında cenabet oluverince, sabah uyandığında hamamına gideceği tutmuş.. Yediği içtiği ayrı gitmez, siper arkadaşı Mehmet Onbaşı ile birlikte hamama gitmişler..
Kurnanın başında birlikte yıkanıyorlarmış..
Hitler aceleci mi aceleci? Bizim onbaşı bir yandan başını sabunlayıp bir yandan da “Dam üstünde un eler, kavuşmuyor memeler..” türküsünü söylerken Hitler ayağa kalkmış sanki boy abdesti alıyor..
O sırada peştamalı kayıp düşmesin mi? Maslahatı tamamen ortaya çıkıvermiş.. Mehmet Onbaşı o maslahatı gördüğünde az daha dilini yutacakmış..
Heybetinden değil.. Çok şükür bizim Anadolu evlatları o konuda kimsenin arkasında kalmaz.. Hani bu işin yarışması yapılıp da birinciye kol saati verilse, o saat kola değil evvel Allah bizim çocukların maslahatına takılır..
Mehmet Onbaşı’nın şaşırması Hitler’in sünnetli olmasından.. Meğer gizliden Müslümanmış.. Asker olduğundan kendi komutanlarının gücüne gitmesin diye sünnetli oluşunu herkesten saklarmış..

* * *

Haberin Devamı

Bu hikâyeyi dedelerimin akranlarından onlarca defa dinledim.. Hitler’in birinci harbi görmüş her Müslüman ailede bir arkadaşı olduğunu ve çarşı hamamına birlikte gittiklerini keşfetmem de o günlere denk gelir..
Hitler deli daha gibi önüne gelen ülkeye dalar, ortalığı tarumar eder de onun gizli Müslümanlığından kıl kadar şüphesi olmayan ahalimiz keyiflenmez mi?
Yan etkisi evlerimize televizyon girip de Avrupa’daki futbol maçlarını izlememizle birlikte ortaya çıktı.. Hele Avrupa veya Dünya Kupası ise..
Günahları boynuna.. Televizyonumuzun spor spikerleri sanki Hitler’in gençlik teşkilatından geçmiş gibiydiler..
Bir Alamanya merakı, bir Alamanya hayranlığı o kadar olur.. Sahaya çıkan Alamanya takımı ise televizyonumuz için gerisi teferruattı..

Haberin Devamı

HER DAİM MUZAFFER..

Eh! Allah için Alamanlar da bu işi iyi biliyorlardı.. Ne demiş futbolun düşünürü futbolu tarif ederken..
“Futbol on birer kişi ile oynanan, sonunda Almanlar’ın kazandığı bir oyundur..”
Hâl böyle olunca Brezilya’daki kupanın “kumar açısından” kıymet-i harbiyesi kalmadı..
Şöyle aman aman dikkat çeken bir takım yok.. Şampiyon hangisi mi? O da olur bu da olur? Kime söylersen kafasını sallıyor.. Biraz sıkılayıp, ille de takım söyle dediğin zaman cevap aynı oluyor:
“Almanya kazanır..”
Türkbükü sahilinde ev yapımı incik boncuk satan bir Münevver Ablamız var.. Tezgâhı her sene aynı yerde.. Sattıkları da aynı şeyler.. Lakin Münevver Abla’nın kendine yaptığı katkılar her yıl değişiyor..
Şekil yapmaya eline kına yaparak başlamıştı..
Geçen yıl ilk kez tayt giydi.. “Evlerinin önü hamburger büfesi.. Yarim tayt giymiş görünür küfesi..” türküsü kıvamında sürdürdü ticaretini.. Bu yıl baktım.. Saçını sarıya boyayıp, burnuna bir de halka geçirmiş.. Gelene geçene “Evimin kadını olmaya hazırım, tut halkamdan ardınca sürü beni..” mesajı veriyor..

* * *

Haberin Devamı

Münevver Abla’ya sordum, senin favorin kim, diye..
Bir saniye tereddüt etmedi.. “Almanya abicim..” dedi.. “Almanları tek geçerim..”
Nasıl biliyorsa? Nasıl bu kadar emin olabiliyorsa?
Yüzüne dikkatle baktım.. “Dövme yaptırmayın, kanser olursunuz..” deyip bütün tıp dünyasına meydan okuyan devlet adamı kararlılığı vardı..
Ben de paramı onun seçtiği favoriye yatırmaya karar verdim.. Hem Alamanya hem Münevver Abla’ya oley!

Yazarın Tüm Yazıları