Altın ithalatına kota ihracatçıya dert oldu

YASTIK altı... Düğün dernek... Beşi bir yerde... Cumhuriyet... Çeyrek... Anlamışsınızdır. Bugünkü konumuz altın...

Haberin Devamı

Biliyorum herkes altın fiyatlarının ne olacağının peşinde. Son olarak İran’ın İsrail’e saldırması üzerine gerilim iyice artınca her dönemin güvenli limanı altına talep arttı. Gözler yine altına çevrildi. Ancak bugün gelin, masanın öbür tarafında oturanlara yani altının ticaretini yapanlara söz verelim, konuya biraz da onların cephesinden bakalım.

Ramazan Bayramı’ndan hemen önce Takı Üreticileri ve İhracatçıları Derneği Kurucu Başkanı Mustafa Kamar ile buluştuk. Kendisi Mücevher İhracatçıları Birliği’nin de (MİB) önceki başkanı. Takı Üreticileri ve İhracatçıları Birliği’nin kuruluş öyküsüne geleceğim ama önce Kamar ile buluşmamızın en önemli bölümünü aktarayım.

Altın ithalatına kota ihracatçıya dert oldu

Haberin Devamı

Kamar söze MİB’in kuruluşunu hatırlatarak girdi:

Ülkemiz mücevher ihracatıyla 2002-2003 döneminde dünyadan yüzde 0.5 pay alıyordu. O dönemde Başbakan olan sayın Cumhurbaşkanımıza sunumlar yapıldı. Sektörün neler yapabileceği anlatıldı. 2004 yılında Mücevher İhracatçıları Birliği kuruldu.”

COVID İŞİ KARIŞTIRDI

Sektörün 2020’ye gelindiğinde ihracatta dünyada yüzde 10’luk payla 18 milyar dolara ulaştığına dikkat çeken Kamar, şöyle devam etti:

“Derken Covid-19 pandemisi geldi. Dünyadaki ekonomik dalgalanmalar, bölgemizde yaşanan savaşlar, yaptırımlar ve belirsizlik, hane halkını kendini koruma çabasıyla altına ve dövize yönlendirdi. Bu nedenle 2020-2023 döneminde altın bazlı cari açık yükseldi. 2021 yılından itibaren altın bazlı cari açığın düşürülmesi için harekete geçildi.”

‘10-15 KİŞİYE YARADI’

İşte, tam bu noktada Mustafa Kamar altın ithalatına uygulanan kota ile ilgili bir tespitini gündeme getirdi:

“Altın ithalatına uygulanan kota 10-15 kişi veya kuruma servet transferine dönüştü. Söz konusu kişi ve kurumlar, kota ayrıcalığı sayesinde 500 milyon dolar kazandı. 2021 yılında dönemin Ticaret Bakanı Mehmet Muş ile Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin katıldığı bir toplantıda sorduğum soruları tekrar hatırlatmak isterim:

Haberin Devamı

- Bunca alınan kararların ardından hane halkının altına ulaşması frenlendi mi? HAYIR

- Hane halkının aldığı altınların ekonomiye bir katkısı oldu mu? HAYIR

-Suistimaller arttı mı? EVET

- Altın kaçakçılığı 1990’lı yıllardan beri görülmeyen düzeyde arttı mı? EVET.”

Mustafa Kamar, son dönemlerde altın ithalatıyla ilgili alınan kararların hane halkının talebini kısmak, frenlemek yerine mücevher ihracatındaki 20 yıllık kazanımları bitirdiğini de iddia ediyor.

Konuyu tartışmakta fayda var.

‘DÜNYA İLE REKABET ARTIK İMKANSIZ’

TAKI Üreticileri ve İhracatçıları Derneği’ni sektördeki “küçük”lerin sesini duyurabilmek amacıyla kurduklarını belirten Mustafa Kamar, altın piyasasıyla ilgili genel tespitlerini sıralamayı sürdürdü:

Haberin Devamı

Uygulanan kota ile birlikte mücevher ihracatçısı altına dünya piyasalarına oranla 3-5 bin dolar daha pahalı ulaşır hale geldi.

Şu anda hem müşteri, hem pazar kaybediyoruz. Hâlâ ihracat yapma çabasındayız ama bunu müşterileri koruyabilme amacıyla yapıyoruz. Müşterilerimizi Dubai, İtalya ve Çin’e kaptırıyoruz.

- Kotalı ithal edilen altının 4 tonu ihracat için üretim yapana, 8 tonu da hane halkına paylaştırılıyor. Hane halkının talebinden dolayı Darphane de günde 800 kiloya varan altın üretimine geçti. Bu da ayda ortalama 16 ton sarrafiye üretimine denk geliyor. Ayrıca, altın ithalatı yapan bazı şirketler Darphane’de sarrafiye bastırıyor, külçeye ulaşmak iyice zorlaşıyor.

Haberin Devamı

- Altın ithalatındaki kotanın oluşturduğu uluslararası piyasalara oranla 3-5 bin dolarlık farkın üstüne sarrafiyede de kilo başına 3-5 bin dolar fark oluşmaya başladı. Yani, vatandaş 1 kilo sarrafiyeyi 8-9 bin dolar pahalı alıyor.

- Gelinen noktada ülkemiz ihracat pazarlarını kaybetmeye başlamıştır. Ayrıca, 10-15 imtiyazlı kişi ya da kurum dışında sektörümüzün bütün küçük ve orta boy işletmeleri sıkıntı içindedir.

‘HANE HALKI ALTINI YÜZDE 10 VERGİ İLE ALSIN’

MUSTAFA Kamar, sıkıntıları dile getirdikten sonra çözüm önerilerini de sıraladı:

- Mücevher ihracatçısı getirdiği döviz belgeleriyle bankalardan her an ons + 3 puanla altına ulaşabilsin. Bu, bankalara verilecek talimatla hemen devreye girebilir.

Haberin Devamı

- İhracatçının kazandığı dövizin yüzde 40’ını Türkiye’de bankalarda bozdurma zorunluluğu uygulanıyor. Mücevher ihracatçısının altını alımında da benzeri sistem kurulabilir.

- Gümrük Çıkış Beyannamesini getirenler bankadan hemen altın alabilmeli. İhracatçının ihtiyacı olan altının bedeli dahilde işleme rejimi (DİR) kapsamı dahil 7-8 milyar dolardır.

- İhracatçı, 7-8 milyar dolarlık işleyeceği altına rahatça ulaşabilmeli, suistimal yapanların ipi de anında çekilmelidir.

- İhracat karşılığı altın getirmek sektörümüze yeniden serbest bırakılmalıdır. Birkaç kişinin yaptığı suistimal yüzünden bütün sektörü cezalandırmayın.

- Şu anda Türkiye’nin altınla ilgili cari açığının önemli nedenlerinden biri hane halkının yatırımıdır. Hane halkının 24 ayar, gram altın ve sarrafiye alımına yüzde 10 vergi getirilebilir.

- Altın yatırımını banka veya borsa aracılığıyla yapanlardan bu verginin alınmaması bir cazibe yaratır. Söz konusu yatırımlar ekonomiye kazandırılmış olur.

Yazarın Tüm Yazıları