Madımak’ta ölenleri şiirler üzerinden hatırlamak

Geçen pazar günü, 2 Temmuz 1993 tarihinde Sivas’ta meydana gelen Madımak Katliamı’nın 30’uncu yıldönümüydü.

Haberin Devamı

Aralarında şairlerin, yazarların, halk ozanlarının da bulunduğu 35 vatandaşımız ateşe verilen bu otelde mahsur kalarak hayatlarını kaybetmişti.

Otuzuncu yıldönümü dolayısıyla basında birçok haber ve yorum yayımlandı, sosyal medyada paylaşımlar yapıldı. Bu hafıza tazelemesi sırasında katliamın korkunçluğunu bir kez daha benliğimizde hissettik, o büyük acıyı bir kez daha yaşadık.

Bu olayla ilgili eski dosyaları karıştırırken katliamın 11’inci yıldönümünün hemen ertesinde 4 Temmuz 2004 tarihinde Hürriyet’te yayımlanan “Hepimiz Birer Süs Bitkisiyiz” başlıklı yazım karşıma çıktı.

Bu yazı, Madımak Oteli’nde hayatını kaybeden iki şairimizin ölümden söz ettikleri dizeleriyle, olaydan sonra başka şairlerin onlar hakkında yazdıkları şiirlerden yapılan alıntılardan oluşuyordu. Daha doğrusu, bu dizelerin bir araya gelmesiyle ortaya çıkan bir metindi.

*

Haberin Devamı

Söz konusu yazım “2 Temmuz 1993 tarihinde Sivas’ın Madımak Oteli’nden yükselen dumanların isinin Türkiye’nin üzerine çöküverdiğini”, “Bu olayda diri diri yakılan insanlar arasında şair Metin Altıok’un da bulunduğunu” belirterek başlıyor.

Yazı şöyle devam ediyor:

“Metin Altıok yıllar önce sanki kendi ölümünü tarif etmişti: 

‘Heybesinde yılan işaretleri,

Baldıran zehri yüzüğünün içinde

Ve yanında kav taşıyan ben;

Tekinsizim size göre

İbret için yakılması gereken’

*

Metin Altıok, bir başka şiirinde yine ölümü anlatıyordu:

Ölümü arayarak geçti bunca yılım

Elbet, bir gün ölürüm

Ömrüm, ömrüm

Ve yanan mum

Kara bir fitil bırakan ardında

Ne kadar benziyor birbirine.

Zifiri karanlık gece

Mum bitti yanmadı tersine.

Beyaz mürekkeple yazdım

Bu şiiri karanlığın üstüne.’

*

Metin Altıok gibi şair Behçet Aysan da Madımak kıyımında öldü.

Aysan,
 Şair Altay Öktem’in onun için yazdığına göre, ‘epey saftı’ çünkü ‘halkım/sevgilim’ onun dizeleriydi.

Altıok gibi,
 Aysan da ölümünü önceden yazanlardandı:

‘Beyaz bir gemidir ölüm

Siyah denizlerin hep çağırdığı

Batık bir gemi

Sönmüş yıldızlar gibidir

Sen bu şiiri okurken

Ben belki başka bir şehirde ölürüm’

*

Onlar, artık şair arkadaşlarının dizelerinde karşımıza çıkacaklardı. 

Haberin Devamı

Şair Ataol Behramoğlu, ölümünden sonra Metin Altıok’u görmüştü:

‘toplanır ölü arkadaşlar

her biri bir yerden gelerek

kiminin boynunda ilmeği

kimi kanını silerek

kucaklıyor beni Metin Altıok

aldırma diyor gülerek

yaşamak görevdir yangın yerinde

yaşamak insan kalarak’

*

Şair Turgay Fişekçi de ‘DUMANIN D’Sİ, BOĞULMANIN B’Sİ, ÇARKIFELEK’TE SİZE ÖLÜM ÇIKTI’ şiirindeBehçet Aysan’ın yangın yerinde insanlık görevinden vazgeçemediğini hatırlatır:

‘Dumandan boğulanlara

nefes verirken boğulmuş

doktor-şair Behçet Aysan

Dışarıdakiler de insandı

Zafer çığlıklarıyla

yanan insanları seyredenler.

İçeridekiler de insandı

boğulan birini bırakıp gidemeyecek

onunla ölümü paylaşacak denli’

*

Haberin Devamı

Şair Altay Öktem ise ‘Madımak’ şiirinde  Altıok’un tersinden yanmadığı için şikâyet ettiği muma da gönderme yaparak şunları yazar: 

‘Bir mum yaktım tersten yandı mum artık çok geç

sanırım bir süs bitkisiyim

gülemeden öleceğim ben bu şehirde

ben bu dağlı şehirde’

*

Ve Metin Göz, ‘Metin Altıok’a Gazel’inde şöyle seslenecektir:

‘yangın yerlerinden geçtin su serperek gönlümüze

piştim gayrı dedin, için için yanmıştın bir zaman

ne buldun külünde, solmayacak bir gülden başka sen’ 

Eleştirmen Füsun Akatlı’nın dediği gibi, ‘Türkiye, sürdürdükleri, süründürdükleri, yaktıkları dahil, şairleriyle gurur duymaya layık bir ülkedir’ zaten... 

NOT: Behçet Aysan, Madımak Oteli’nde can vermiştir. Metin Altıok ise ağır yaralı olarak getirildiği Ankara GATA Hastanesi Yanık Merkezi’nde ölmüştür. Resmi tespit tutanağında her ikisi için de ölüm nedeni olarak yanma ve boğulma’ notu düşülmüştür.

*

Haberin Devamı

Madımak Oteli’nde diri diri yanarak ya da dumandan boğularak ölen insanlarımızın hatıralarını, hadisenin otuzuncu yıldönümünde yeniden yayımladığımız bu dizeler üzerinden bir kez daha derin bir saygıyla anıyoruz. 

Yazarın Tüm Yazıları