Can Yaman haklı mı...

Yine Can Yaman, yine muhabirlerle gerginlik. Ama bir gazetecinin demeç alamadığı için “Bura İstanbul, ona göre haa” gibi bir çıkış yapma hakkı yok bence. Yani fikrimi sorarsanız bu kez Can Yaman sakin ve efendi, daha çok karşı taraf tahrik ediyormuş gibi.

Haberin Devamı

Oyunculuk kariyerini İtalya’da sürdüren Can Yaman’ın yıldızı magazincilerle bir türlü barışmıyor.
Son İstanbul ziyaretinde Nişantaşı’ndaki Cabbar adlı kebapçıdan çıkarken görüntülendi Yaman.
Annesi ve İtalyan olduğunu düşündüğüm arkadaşlarıyla gelmiş restorana.
Öncelikle bu tercihinden dolayı kutlarım Yaman’ı, çünkü Alaçatı’da da bir yazlığı olan Cabbar, gerçekten de şehrin en iyi birkaç kebapçısından biri.
Biliyorsunuz, bir öfke kontrol sorunu var Can Yaman’ın.
Bazen kendisini çeken insanların elinden telefonunu alıp yere atarak kırdığı falan olabiliyor.
Sosyal medya hesabından gazeteciler aleyhine sert açıklamalar yapabiliyor. “Acaba gizli şekeri falan mı var?” diye düşündüğüm çok oldu.
Bu kez de yine restoran çıkışı sonrası “Korumaların müdahalesi”, “Can Yaman İstanbul’u birbirine kattı” gibi eleştirel haberler yer aldı medyada.
Ve alışıldığı üzere Can Yaman da sosyal medyadan sert bir açıklama yaptı:
“Kendi sirkinizde size iyi oyunlar!”
Ve korumaları olarak lanse edilen insanlarla fotoğrafını paylaştı: “İşte bodyguard’larım!”
Gerçekten de fotoğraftakiler öyle pek bodyguard tipli insanlar değil.
Biri yeğeni, zaten omuzuna almış. Diğerleri annesi falan, yani aile fertleri.
Ve İtalya’dan arkadaşları olduğunu tahmin ettiğim iki-üç kişi.
Sonra döndüm, restoran çıkışı görüntüleri izledim.
En azından görünüşte bir itiş kakış yok ortada.
Hep beraber restorandan çıkıyorlar ve gazeteci kalabalığının arasından kapıda bekleyen araca yöneliyorlar.
O sırada bazı muhabirlerin sesleri duyuluyor. Önce çok tatlılar. “Can Bey sizi çok özlemiştik” falan diyerek iki-üç kelime de olsa demeç almaya çalışıyorlar ağzından.
Can Yaman hiçbir şey söylemiyor, direkt aracına yöneliyor.
Elbette ki iki dakika durup “Arkadaşlar, İstanbul’a ailemi ziyarete geldim” falan dese çok şık olurmuş.
Ama zorunda da değil ki. Sonra gazetecilerden “Burası İstanbul, Roma değil!”, “Çok terbiyesizce hareketler” gibi sözler duyuluyor.
Bir gazetecinin demeç alamadığı için “Bura İstanbul, ona göre haa” gibi bir çıkış yapma hakkı yok bence. Yani fikrimi sorarsanız bu kez Can Yaman sakin ve efendi, daha çok karşı taraf tahrik ediyormuş gibi.
Can Yaman restorandan daha yeni çıkmıştı...
Ne dersiniz, acaba karnı tok olduğu için kan şekeri falan mı yerindeydi?
Yurtdışındaki popülaritesinden gururlandığımız kadar zaman zaman da kızıyoruz, eleştiriyoruz Can Yaman’ı.
Ama her şey dozunda ve küstürmeden olmalı.
Çünkü bazı çok örnek davranışları da var.
Mesela şirketini Türkiye’de tutup, İtalya’da kazandığı paranın vergisini Türkiye’ye ödemesi gibi.
Unutmayalım ki İstanbul’dan yapacağı bir güzel paylaşım bile birçok İtalyan’ı, İspanyol’u şehrimize gelmeye teşvik edebilecek kuvvette bir star.

Haberin Devamı

Doğum günü emrivakileri

Haberin Devamı

Esra Sönmezer, altına imza atacağım bir açıklama yapmış:
“Yeni moda doğum günü partilerinin birçoğu ‘yediğini içtiğini öde’ sistemi oldu. Lüks mekânlarda doğum günü organize edip utanmadan ‘Fiks menü 2 bin TL’ diye mesaj atıyor. Beni çağırma. Böyle insanları hayatımdan çıkarıyorum.”
Evet, doğum günleri güzel bir sosyalleşme vesilesi.
Bu sayede bir araya geliyor, yiyip içip, sohbet edip, eğleniyoruz. Eskiden evlerde yapardık.
Ama durum gittikçe tuhaf bir hâl almaya başladı.
Gitmesen olmaz, darılacak. Gitsen... Belki de çok hazzetmediğin bir yerde bir ton para.
O kişiye sürpriz doğum günü yapılıyorsa, elbette herkes parasını ödeyecek. Ama böyle metazori davetler de biraz emrivakiye giriyor sanki.

Haberin Devamı

Sabırsızlandıran iki etkinlik

Can Yaman haklı mı...

Şehirdeki iki kültürel etkinliğe acayip yükseliyorum.
İlki; hafta sonu Atatürk Kültür Merkezi’nde prömiyerini yapan “II. Mehmet” operası.
Fatih Sultan Mehmet’in Eğriboz Adası kuşatması sırasında kendisine âşık olan Venedikli Anna’nın hikâyesini konu alıyor.
Sahneye gerçek at çıkarıyorlar. Padişahın atını canlandıran Çilli’yi izlemek için sabırsızlanıyorum.
Bir diğer etkinlikse geçen ay Nişantaşı’ndaki The Stay Boulevard otelinin içinde açılan Komedi Kulübü’ndeki stand up serisi. Mart boyunca Sarp Apak, Ali Poyrazoğlu, Deniz Göktaş gibi oyuncuların gösterileri olacak.
27’sinde Giray Altınok olacak sahnede. Bayılıyorum bu adamın parodilerine.

Yazarın Tüm Yazıları