Neden kabızız

50-60 yıl evvel günde en az 50-60 gram posa tüketiyorduk. Sebze, tahıl, bakliyat tüketimi azalıp, et, süt ürünü ve fast food tüketimi artınca bu rakam “kritik değer” sayılan 20 gramın bile altına indi. Neticede de kabızlık salgını kaçınılmaz bir evrensel sorun olarak hepimizin problemi oldu.

Haberin Devamı

Kabızlık salgın bir sorun ve o salgının boyutları da hızı da her geçen gün biraz daha büyüyor. Haftada bir defa bile bağırsaklarını rahat boşaltamayan bu şanssız insanlarda divertikülozis (bağırsak duvarındaki balonlaşma/ keseciklenmeler) ve iltihaplanmalara (divertikülit), hemoroit gibi (mayasıl) tatsızlıklara da sık rastlanıyor.
Peki sebep ne? Problem “posa tüketimi azalması”. Çok değil 50-60 yıl evvel günde en az 50-60 gram posa tüketiyorduk. Sebze, tahıl, bakliyat tüketimi azalıp, et, süt ürünü ve fast food tüketimi artınca bu rakam “kritik değer” sayılan 20 gramın bile altına indi.
Neticede de kabızlık salgını kaçınılmaz bir evrensel sorun olarak hepimizin problemi oldu. Not: Posa tüketimi azalınca sadece kabızlık değil kalın bağırsak kanserleri diyabet, hipertansiyon, damar sertliği ve obezite sıklığı da artıyor, aklınızda olsun!
Kabızlıkla mücadele için sebze, tam tahıl ve meyve tüketin, daha bol ve sık su için, daha çok hareket edin.

Haberin Devamı

Bağırsak polipleri önlenebilir mi?

Kalın bağırsaklarda oluşan polipler ileride oluşabilecek bir kolon kanserinin öncüleri de olabiliyor. Bu nedenle kolonoskopide yakalanan polipler anında temizlenip, o kişi 2-3 yıl sonra yeni bir kolonoskopik tetkike çağrılıyor.
Peki bunların oluşumunu önleyen ya da sayılarını azaltabilen besinler var mı? Bu konuda yapılmış detaylı bir çalışma yok ama kurkumin (zerdeçal) zengini besinlerle kuersetin içeren (üzüm, soğan, elma) yiyeceklerin 6 aydan daha fazla bol ve sık tüketilmeleri halinde polip oluşumunun azalabileceğini gösteren bazı çalışmalar var. Benim kanaatim özellikle zerdeçalın bu konuda ciddi işe yarayabileceği yönünde.
Bol ve sık zerdeçal tüketen Hindistan halkında kolon (kalın bağırsak) kanserine daha az rastlandığı biliniyor.
Çoğu uzman bu iyi haberi de zerdeçalın kalın bağırsak duvarındaki mucizevi etkisine bağlıyor.

K2 kalp takviyesi mi?

K2 vitamininin damarlara kalsiyum birikimini engelleyerek plak oluşan riskini azaltabildiği doğru. Ne var ki plak oluşumunu önlemek için herkesin her gün bir adet K2 vitamini yutması gereksiz.
K2 üreticileri D vitamininin popülaritesini köpürterek osteoporoz (kemik erimesi) nedeniyle yüksek doz kalsiyum alanlara (ki yanlış bir tercihtir) sürekli olarak her gün bir adet K2 vitamini de yutmalarını söylüyorlar.
Oysa D vitamini ve kalsiyum dozunda kullanılıyor ve bol bol yeşil sebze (özellikle de maydanoz ve enginar) yeniyorsa bu haplara avuç dolusu para vermenin hiçbir anlamı yok.
Netice şudur: K2 vitaminini herkesin damar koruyucu takviye olarak yutması gerekmez.

Haberin Devamı

Açlığınız duygusal mı fiziksel mi?

◊ Fiziksel açlık ertelenebiliyor ama duygusal açlık ataklarını frenlemek çok zor.
◊ Fiziksel açlık gerçek açlıktır, duygusal açlık ise stresle, üzüntü, endişe, korku ile gelen açlık kürleridir.
◊ Fiziksel açlık yiyip içince geçer, duygusal açlıkta ise yedikçe yersiniz, doymak bilmeyebilirsiniz.
◊ Fiziksel açlıkta porsiyon kontrolü sizin elinizdeyken duygusal açlıkta kontrol duygularınızın elindedir.
◊ Fiziksel açlıkta yemek sonrası mutluluk duyarken, duygusal açlıkta suçluluk hissine kapılırsınız.

Yazarın Tüm Yazıları