Fındık mı ceviz mi badem mi

Kuruyemişlerin her birinin sağlık bombası doğal mucizeler olduğu kesin. Sağlığına düşkün herkes onlardan faydalanmalı. Ama biraz akıllıca!

Haberin Devamı

 Yapacağınız şey son derece basit. Haftada iki-üç kez fındık, antepfıstığı, yer fıstığı, ceviz ya da badem gibi bir kuruyemişin 30 gram kadarını tüketmek.
30 gram meselesi önemli, çünkü bunların hepsinin de 100 gramı yaklaşık 600 kalori enerji içeriyor. Avuç avuç yediğinizde “kilo alma” riskiniz var, bu nedenle 30 gramla yetinmeniz lazım.
Bu miktar kuruyemişte en fazla 180-200 kalori bulunuyor.
İkinci dikkat edeceğiniz nokta onları herhangi bir işlemden geçirmeden doğal halleriyle tüketmek.
Kavurma, tuz-yağ-şeker ekleme, baharatlarla kombine etme gibi işlemlerden geçirildiklerinde yapılarındaki faydalı unsurların pek çoğu uçup gidiyor, geriye sadece kalorileri kalıyor.
Peki, bunların hangisi daha değerli? Hangisine daha çok ağırlık vermeli?
O soruların yanıtını aşağıdaki kutuya bıraktık.
Buyurun...

Haberin Devamı

Ceviz omega-3, fındık E vitamini,badem kalsiyum zengini

Sert kabuklu yemişlerin hepsinin ortak özellikleri şu: Vitamin, mineral içerikleri güçlü, posaları bol, bitkisel protein zenginlikleri fazla, yağları sağlıklı ama bazı detaylar tabii ki var. İşte onlar...
1- Protein bakımından en zengin olanı badem. 30 gram bademde 6 gram kadar protein bulunuyor. Bu miktar cevizde 4’e, fındıkta 3’e düşüyor.
2- E vitamini zenginliği yönünden fındık başı çekiyor. 30 gram fındık günlük E vitamini ihtiyacınızın neredeyse yarısını karşılayabiliyor. Fındıktaki proteinin kalitesinin de yüksek olduğunu ve fındığın aynı zamanda demir zengini bir besin olarak tanımlandığını da hatırlatalım.
3- En çok omega-3 cevizde var. Ceviz folik asit ve magnezyum zenginliği ile de dikkati çekiyor.
4- Antepfıstığına gelince... İşte orada birazcık durun. Çünkü onun daha mühim bir ayrıcalığı var: Antepfıstığı mükemmel bir gamma tokoferol kaynağı. Gamma tokoferol ise ciddi bir doğal kanser savaşçısı. Özellikle akciğer kanserinden korunmada son derece işe yarayan doğal bir E vitamini formu.
5- Badem özellikle iyi bir kalsiyum kaynağı olarak öne çıkıyor. 30 gram badem günlük kalsiyum ihtiyacının yüzde 10’unu karşılayabiliyor. Bademin tam bir manganez bombası olduğu da biliniyor. Yarım çay bardağı kadar badem günlük manganez ihtiyacının yarısını karşılıyor.

Haberin Devamı

Tuzu azaltıp potasyumu çoğaltın

Yeni hayatın hızlı beslenme modeli bedenlerimizi tuz deposuna çevirdi. Yediğimiz her şeyde inanılmaz miktarlarda tuz var. Hazır çorbalar ve ketçaplar bile birer sodyum bombası.
Paketlenmiş gıdalar, meşrubatlar da öyle. Çoğunun içinde ya tuz ya da koruyucu bir sodyum bileşiği (mesela sodyum benzuat) var.
Bizim millet olarak da sofra tuzu tüketimi şampiyonu olduğumuz kesin. Beslenme konusunda en fazla eleştirilen Amerikalıların iki katı tuz tüketiyoruz. (Uzmanlar yetişkin bir Türk’ün günde ortalama 16-18 gram kadar tuz tükettiğini ve bunun çok büyük bir sağlık tehlikesi olduğunu söylüyor.)
Tuz tüketimi arttıkça böbrek hastalıklarına, hipertansiyona, kalp krizlerine daha sık/çok rastlanıyor.
Bu nedenle tuz meselesini hep gündemde tutmamız, sofralardan tuzlukları kaldırmamız, daha güvenli olarak tanımlanan deniz ve kaya tuzunu bile olabildiğince az tüketmemiz gerekiyor.
Potasyuma gelince. Oradaki durumu yandaki kutuda özetledim.

Haberin Devamı

Neden potasyum fakiri olduk

Zararlı olduğu halde tuzu çok fazla tüketirken faydalı olduğu kesinleşen potasyumdan hızla uzaklaşıyoruz. Oysa potasyum en az sodyum kadar hatta ondan da değerli bir mineral.
Her şeyden önce kalp ve damar dostu olduğu kesin.
Sodyumu fazla, potasyumu az kazanan bir beslenme düzenini sürdürdüğünüzde kalp hastalıklarına yakalanma ihtimaliniz, hipertansiyonlu olma olasılığınız hızla artıyor.
Yorgunluk, uyku sorunları, alerjik problemlerin potasyum noksanlığı ile bağlantılı olabileceği ileri sürülüyor.
Daha çok potasyum kazanmak ise kolay bir iş. Günlük potasyum ihtiyacımız 4-5 gram civarında. Bir orta boy muzda yarım gram, 9-10 adet Malatya kayısısında 1 gram, bir su bardağı kadar kuru fasulye, mercimek ve yoğurtta yarım gram, bir orta boy fırınlanmış veya haşlanmış patateste ise yarım gramdan daha fazla potasyum var.
Turunçgillerin hepsi, şeftali, balkabağı da adeta potasyum kaynıyor ve genelde sebzelerin tamamı yeterince potasyum içeriyor.
Unutmayın: Bedenimizin sodyuma da, potasyuma da ihtiyacı var ama sodyum zaten fazlasıyla bir şekilde giriyor.
İhtiyacımız olan, daha fazlasını tüketmemiz gereken ise potasyum oluyor.

Haberin Devamı

Hayat Okulu’nda bu hafta ne var

Şile’de Şile Gardens Otel’de çalışmalarını sürdüren Yaşasın Hayat Kilo Yönetimi ve  Detoks Merkezi’mizin bu haftaki “Hayat Okulu”nda “Sağlıklı et yemekleri ve sağlıklı köfte çeşitleri” konusu işlenecek ve pratik uygulamalar yapılacak. Faydalanmak isteyenlerin 0216 712 24 24 no’lu telefondan diyetisyen Gözde Ateş ile temasa geçmeleri gerekiyor.

Diş sağlığının estetik bir yanı da var

Yazılarımızın konularını planlarken de sizin sorularınızı dikkate alıyoruz. Bu sorulardan bazıları diş hekimliğinin alanına giriyor. Onlardan beşinin yanıtı için Estetik Diş Hekimliği dünyasının iyi bilinen isimlerinden birinin, Dr. Galip Gürel’in kapısını çaldık. Sizin adınıza biz sorduk, Galip hoca yanıtladı. Buyurun... 

Haberin Devamı

SORU 1: Dişlerim çok çirkin gözüküyor ama estetik görünüm için dişlerimi kestirmek de istemiyorum. Ne yapabilirim?
YANIT: Bu gibi durumlarda artık dişlerinizi kestirmenize gerek yok. Dişlerinizi hiç kesmeden ya da bazı durumlarda çok az şekillendirerek, size özel tasarlanmış tırnak kalınlığındaki ‘porselen laminat venerler’ ile istediğiniz estetik gülüşü yakalamanız çok kolay.

SORU 2: Dişlerimin rengi çok kötü, beyazlatma işlemi ile düzeltilemez denildi. Ne yapabilirim?
YANIT: Dişlerdeki renkleşme problemleri  ‘porselen laminat vener’ uygulamaları ile istenilen renge getirilebilir.

SORU 3: Dişlerimin rengi çok kötü, ciddi şekil bozuklukları var ve üstelik çok çarpık duruyorlar. Düzelebilir mi?
YANIT: Yaşınız ne olursa olsun, diş telleri ya da tel kullanmadan takıp çıkarabileceğiniz şeffaf apareylerle düzelebilir. Uygulanan ortodontik tedavilerle önce dişler olması gereken doğal yerlerine getirilir, daha sonra en minimal diş düzeltme yapılarak, üstüne  porselen laminate vener uygulaması yapılır. Böylece çok doğal bir estetik görünüme sahip olabilirsiniz.

SORU 4: Dişlerime üç kez estetik uygulama yapıldı, hiçbiri hayal ettiğim gibi olmadı. Yeni bir şansım var mı?
YANIT: Günümüzde artık bu tür uygulamalar hasta ağzında doğrudan uygulanacak 3 boyutlu gülüş tasarımı ile başlıyor. Bir başka deyişle, hastalarımıza yapmayı planladığımız tedavinin 3 boyutlu son görünüşünü daha tedaviye başlamadan önce hastayla paylaşıp gereken düzenlemeleri bu aşamada yapıp, hastanın onayını aldıktan sonra tedaviye başlıyoruz. Dolayısıyla hastamıza uygulamak istediğimiz estetik uygulamanın görselliğini 3 boyutlu gerçekleştirdikten sonra, porselen uygulamaya geçiyoruz. Genellikle tedavi biterken yaşanabilecek estetik hatalar önlenmiş oluyor.

SORU 5: Trafik kazası geçirdim ve ön dişimi maalesef kaybettim. Ne yapmalıyım?
YANIT: İmplantolojideki son gelişmelerle bu kaybedilen dişlerin yerine yeni protezler yapılabilmesi artık nerdeyse günlük yaşamın bir parçası haline geldi. Uygulama sonunda kendi dişiniz kadar doğal yeni bir dişe kavuşmak artık hiç sorun değil. Ancak dikkat! Bu tür estetik implant uygulamalarının sonunda diş etlerinizdeki şekil bozuklukları, mor dişetleri, gözüken implant parçaları gibi başarısızlıkları yaşamak istemiyorsanız, mutlaka bu işlemleri konunun uzmanı bir doktorla yapın.

Yazarın Tüm Yazıları