Türkbükü’nün No 81’i

Bodrum Türkbükü değişti, artık eski Türkbükü yok, diyorlardı...

Haberin Devamı

Türkbükü’nün No 81’i

Eğlenme adabını bilen gençler geliyor artık, diyorlardı...

Eğlenene dik dik bakan, yalnız olanı rahatsız eden tiplerden arındırıldı, diyorlardı...

Doğruymuş.

Değişmiş Türkbükü. Güzelleşmiş.

Gençlik enerjisi gelmiş...

Türkbükü’ndeki adresim No:81 Otel ve onun Daze adındaki restoranı oldu.

Bulunduğu konum itibarıyla rekabetin tam ortasında No:81.

Hemen yanında Maça Kızı var.

Ama onlar müşteri kalitesi ve menü fiyatlarıyla dengeyi sağlayıp müşterileri kendilerine çekmeyi başarmış. Bunun nedeni genç yöneticiler...

Otelin sahibi Pamir Karakaya, genç...

Yiyecek içecek müdürü Yağız Göksu, genç...

Genel müdürü, genç...

Haberin Devamı

Türkbükü’nün No 81’i

Kadronun yaş ortalaması 27-28...

Onların enerjileri Daze’in menüsüne yansımış, plajın düzenini değiştirmiş, oteli bir yaşam alanına dönüştürmüş.

Eskiden çok aktif kullanılmayan otelin ön bahçesini yeşilliklerle dolu güneşlenme alanına ve suşi bara çevirmişler. ‘İki adım sonrası deniz olsun ama öncesinde de biraz kafa dinlemek istiyorum’ diyenler için yeni bir alan yani.

Müzik konusuna gelince...

Bodrum’daki tek elektronik müzik mekanı şu anda. Öyle elektronik müzik deyince ürkmeyin. Soft elektronik müzik diyelim.

Türkbükü’nün No 81’i

Nişantaşı’nın ‘cool’ mekanı da Türkbükü’nde

Abdi İpekçi Caddesi’ndeki Gizia Brasserie artık Türkbükü’nde. Gündüzleri beach olarak hizmet veriyor Gizia. Üstelik sadece 40 kişilik özel bir plajı var. Akşamları ise yemek servisi başlıyor.

Şöyle bir mekan hayal edin:

Hafif ve tatlı rüzgarlı Bodrum akşamı, denizin hemen dibinde dostlarla oturduğunuz bir masa ve pizzasından, makarnasına usta ellerden çıkan yemekler...

İşte öyle bir yer olmuş Türkbükü Gizia...    

Haberin Devamı

Bodrum’da lahmacun işi karıştı

Geçen hafta yazdığım Paper Moon’da lahmacun mevzusu büyüdü.

“İtalyanmış, yakışmazmış boşversene. Bal gibi de satılır” diyen de var...

Ve, “Haklısın... Böyle bir restoranda lahmacun satılmamalı” diyenl de...

Ertuğrul Özkök de hafta sonu köşesinde bu konuya değindi. Değinirken safını da seçti. Özkök, ‘Paper Moon’da lahmacun satılır’ diyenler arasına katıldı.

Hatta bir bilgi daha verdi köşesinde Özkök, lahmacun Paper Moon’un Milano şubesinde de varmış.

Adı da ‘İstanbul Pizza’ymış’...

Baktım İstanbul Pizza’nın malzemelerine. Mozzarella ve stracchino peynirleriyle yapılıyormuş, üstünde bir de antep fıstığı varmış.

E iyi ama bu lahmacun değil ki...

Haberin Devamı

Besbelli İtalyan şef kendi yorumunu katmış bu işe.

Yorumlama işine hiç karşı değilim. Sık sık şefler tarafından yapılan bir hamle bu.

Hafta sonu bu konu üzerinde bol bol düşünmeme rağmen...

Bodrum’daki her gördüğüm kişiye ‘siz ne düşünüyorsunuz’ diye sormama rağmen...

Avrupa’daki benzer restoranların menülerini karıştırmama rağmen...

Günün sonunda yine aynı fikirdeyim. Paper Moon gibi bir yerde lahmacun satılmamalı.

Teknede soyunmak normal mi?

Sinan Çetin’in teknede çekilen fotoğraflarını gördüm.

Mayosunu teknenin ortasında değiştirmiş Çetin. E tabii magazinci arkadaşlar hemen yakalamışlar o anları ve fotoğraflarını çekmişler.

Ama zaten teknede 3-5 kişiler... Adam hızlıca mayosunu değiştiriyor.

Haberin Devamı

Kimse bakmıyor hatta belki fark etmiyor bile kimse.

O yüzden bilemedim... Nerede değiştirecekti üstünü?

Bu kadar da özele girmek doğru mu? Değil gibi sanki...

Eski eş ile tatil

Nur Fettahoğlu ve Levent Veziroğlu kısa süre önce boşanmıştı.
Tatilde görüntülenmişler.
Üstelik aynı evde falan kalıyorlar. Belli ki birlikte planlanıp gidilen bir tatil.
Çok zor bir şey yaptıkları... İki eski eşin bunu yapması için...
◊ Uzun zaman önce aşklarının sönmüş olması...
◊ Kıskançlık denen olaya çok uzak olmaları...
◊ Birbirlerine müthiş saygı duymaları lazım...
Başka bir aşama yani.
Deneyen çift sayısı çok az, sürdürebilen çok çok daha az...

Bir sorum var

Haberler şöyleydi: “Özge Ulusoy yaptırdığı estetik operasyon ile sosyal medyanın diline düştü. Bazı kullanıcılar Ulusoy’u, Ciciş kardeşler, Yonca Evcimik ve Ceylan’a benzetti.”

Sorum şu:

Haberin Devamı

Bu benzetmeleri yapan sosyal medya kullanıcılarının amacı hakaret etmek, küçümsemek, alay etmek...

Çünkü şu üstte yazdığım kısa cümlenin içinde 5 kadına birden hakaret var...

Özge’yi birine benzetmem lazım derken hem Özge’ye hem benzettiği kişilere hakaret ediyorlar. Ama zerre farkında değiller. Ahh ahh...

Bi bitmediniz yahu bi bitmediniz!

 

 

 

 

 

Yazarın Tüm Yazıları