Abdullah Avcı’nın sakatlıklar ve formsuzluklardan dolayı günden güne değiştirdiği orta sahasında geldiği nokta; Abdülkadir Parmak’ın önünde iki on numara olan Yunus Mallı ve Bakasetas’ı oynatmak oldu. Çift on numaralı merkezine etkili hücum üçlüsünü de ekleyerek, son üç maçını kazanmış olan moralli Ankaragücü karşısına çıktı. Yine de belirtmek gerekir ki; oyun felsefesini dizilim ve oyuncu tipolojileriyle beraber teknik direktörün oluşturduğu strateji belirler.
Djaniny’nin etkili şutunu tamamlayan Ekuban ile perdeyi açana kadar olan bölümde Trabzonspor kontrollüydü ve rakibi ikinci bölgesinde karşıladı.
Geraldo’ya ciddiyetsiz bir şekilde yaklaşan Hüseyin’in yaptırdığı penaltı sonucu gelen gol eşitliği sağlasa da Djaniny-Ekuban ikilisi yine sahneye çıkıp takımı öne geçirdi.
DJANİNY VE EKUBAN FARKI
İki asist ile ilk devrenin yıldızı olan Djaniny önde kaptığı topla golünü de atarak Abdullah Avcı yönetiminde oynanan en etkili 45 dakikanın da sonucunu belirlemiş oldu.
Abdullah Avcı ile çıktığı maçlarda ilk defa ilk 45 dakikada birden fazla gol atma başarısı gösteren Trabzonspor yine en fazla isabetli şut (6) çekip, gol beklentisi açısından da (2.58) en yüksek sayıya ulaştı.
Üstelik bunu başarırken Yunus ya da Bakasetas’tan oluşan orta sahadan yine yardım almadı ama Djaniny ve Ekuban performansı bu farkı ortaya çıkardı.
UĞURCAN YiNE SAHNE ALDI
Bordo mavililerin temel stratejisinde farklılık yoktu ama istisnalar vardı. Rakibin birinci bölgesinde etkili bir baskı yaparak topu kapan Djaniny, Brecka’nın da hatasını değerlendirerek golü buldu. Maça daha iyi başlayan Kasımpaşa ise daha çok Yusuf Erdoğan ile etkili oldu.
Trabzonspor’un sol kenarını hırpalayan Yusuf Erdoğan, yine bu noktadan geliştirilen atakta kazanılan penaltıyı gole çevirerek maçta eşitliği sağladı. Özellikle Nwakaeme’nin geri dönüşlerde yaşadığı sıkıntıyı Kasımpaşa ilk devrede oldukça iyi bir şekilde değerlendirdi.
OLMASI GEREKEN YERDE
Avcı'nın Trabzonspor’unda en önemli sorun üçüncü bölgede rakip ceza sahasına girecek ekstra oyuncu eksikliği idi. Bakasetas transferi bu boşluğu doldurması açısından çok değerli. Denizli, Yeni Malatya ve Gaziantep karşısında üç puan getiren Bakasetas’ın golleri, yeteneğinden çok, olması gereken yerde bulunduğu için gerçekleşmişti. Özellikle 60. dakikadan sonra baskıyı artıran ve üst üste net pozisyonlar kaçıran Trabzonspor’da devreye yine ‘Çilingir’ Bakasetas girerek Ekuban’ın kaçırdığı pozisyonda düzgün bir vuruşla takımını öne geçirdi. Kötü bir gün geçiren Berat’ın golde etkili olan harika ara pası ise Avcı’nın, hatalarına rağmen oyuncuda ısrar etmesinin meyvesiydi.
5 HÜCUMCULU TRABZON
Abdullah Avcı maçın bir saatlik bölümü geride kaldığında sağ beke Abdülkadir Parmak’ı kaydırıp merkezde Berat’ın önüne Yunus’u yerleştirdi. Çift on numaralı beş hücumculu bir takım oluşturdu. Bu değişiklik sonrası Trabzonspor gole kadar çok etkili bir 20 dakika oynadı. Bu oyunda Yunus başrolde olmasa da takıma verilen mesaj yerini bulmuş gibiydi. Sonuçta Trabzonspor özellikle ikinci yarı ürettiği pozisyonlarla hak ettiği üç puanı Çilingir Bakasetas ile almayı başardı.
<div style="margin: 0 auto; max-width: 100%; min-width: 300px;"><div style="position: relative; padding-bottom: 56.25%; height: 0; overflow: hidden;"><iframe style="width: 300px; min-width: 100%; position: absolute; top: 0; left: 0; height: 100%; overflow: hidden;" src="https://embed.dugout.com/v2/?p=eyJrZXkiOiJTUEVJTW5BMCIsInAiOiJzcG9yYXJlbmEiLCJwbCI6IiJ9" width="100%" height="400" frameborder="0" scrolling="no" allowfullscreen="allowfullscreen" data-mce-fragment="1"></iframe></div></div>
Abdullah Avcı’nın Trabzonspor’u son dört maçta da olduğu gibi ilk devreleri golsüz beraberlikle kapatıp ikinci yarılarda attığı bir ya da bazen iki golle sonuç alan bir felsefe ile oynuyordu. Derinde savunma yapıp rakibe az pozisyon verirken Uğurcan Çakır’ın da müthiş formu da atılan golü üç puana çevirmeye yetiyordu. Erol Bulut bu gerçeğin farkında olarak Sosa-Mert Hakan-Pelkas ve Mesut Özil gibi orijini on numara olan dört oyuncu ilk 11’e yerleştirdi. Sol kenarda Pelkas’ın yanına yaklaşan Mesut ile beraber maçın sürpriz sol beki Szalai’nin de bindirmeleriyle beraber etkili bir şekilde sol kenarı kullandı Fenerbahçe. Üst üste Uğurcan Çakır kurtarışlarıyla geçen ilk yarım saat sonrası biraz kıpırdanma olsa da Trabzonspor pasif bir görüntü içerisindeydi.
İkinci yarıya daha istekli başlayan ev sahibi ekip önde baskının şiddetini arttırarak maça ortak olmayı başardı. Aslında her şey Trabzonspor’un son haftalarda galip geldiği maçlardaki senaryoya uygun bir şekilde gidiyordu ama dengeleri bozan ayrıntı Erol Bulut’un galibiyete olan tutkusunun Abdullah Avcı’dan daha fazla olmasıyla yapılan değişiklikler oldu.
DEĞiŞiKLiKLER ETKiLi OLDU
Mücadele gücünün yoğun olduğu böylesi maçlarda oyuncu değişiklikleri fizik kaliteyi belirlemesi açısından daha belirleyici oldu. Etkisiz kalan Thiam ve çok fazla top kaybı yapan Mesut Özil’i çıkarıp Valencia ve Samatta gibi iki atlet hücumcuyu 66.dakikada oyuna alan Erol Bulut bununla da yetinmedi. Sekiz dakika sonra bu kez Ozan ve Ferdi’yi maça dahil etti ve bu noktada Avcı değişiklik dahi yapmamıştı. Oyuna giren taze güçler hamle önceliğine sahip oldu ve baskıyı tersine çevirdi. Kenardan on numaraya geçen Pelkas merkezde bulduğu boşluğu iyi değerlendirerek harika bir şutla maçın sonucunu tayin etti. Gerçekte mahkum oynadığı ilk 45 dakika sonrası rüzgarı Trabzonspor arkasına almıştı ama Erol Bulut kendisi hakkında en çok eleştirilen oyuna müdahale konusunda bu kez yerinde ve zamanında hamleler yaparak üç puana giden yolu açan isim oldu.
250 TL'ye varan "Hoş geldin bonusu" sadece Misli.com'da! Hemen üye ol...
Her iki takımı da böylesine kötü bir zeminde verdikleri mücadeleden dolayı kutlamak gerekir. İlk devrede üretilemeyen pozisyonların, verilemeyen pasların sorumlusunun da en başta zemin olduğunu söylemek gerekir. Hamza Hamzaoğlu böyle bir ortamda mücadelenin öne çıkacağını düşünerek Adem-Umut-Tetteh gibi savaşçı oyuncuları ilk 11’de aynı anda başlattı. Sağ önde Zeki Yavru tercihi ise son günlerin formda oyuncusu Nwaekeme’ye karşı önlem amaçlı oldu.
YiNE HÜCUMDA GEREKTiĞi GiBi ÇOĞALAMADILAR
Pasın atılması ve alınmasının oldukça zor olduğu bu ağır zeminde Malatya uzun paslarla üçüncü bölgeye geçip, topun düştüğü yerde mücadele gücü yüksek oyuncularla bir nevi ‘kaos taktiği’ uyguladı. En azından çok sık faul alarak etkili olmayı bu şekilde başardı. Öyle ki Trabzonspor en fazla faul yaptığı ilk devreyi oynarken Malatya da en fazla korner (7) kullandığı 45 dakikayı yaşadı. Konuk ekip ise Djaniny-Ekuban ikilisi ile ileride etkili olduğu anlarda yine hücumda çoğalma sorunu yaşadı. Berat’ın gelmesiyle Baker’in öne çıkacağını ve ona hücumda özgürlük tanıyacağını düşünmüştüm ama bu kez iki oyuncu da savunma önünü terk etmeden oynadı. Trabzonspor’un hücum üçlüsü yine ileride yalnızları oynadı. Düşük tempolu pozisyonu az ilk devrenin galibi çıkmadı.
BAKASETAS’IN ŞIK GOLÜ DENGEYi BOZDU
İkinci yarıda dengeyi bir duran top ortasında kaleciden seken topu harika bir topuk pasıyla önüne alan Bakasetas’ın güzel şutu bozdu. Maç, gol sonrası tempo kazandı ve Yeni Malatyaspor özellikle Hadebe-Adem ikilisi ile Hüseyin Türkmen’in savunduğu kanatta etkili oldu. 67’de ise neredeyse bir klasik haline gelen Uğurcan Çakır kurtarışı geldi. Hızlı hücuma çıkmakta sıkıntılar yaşayan Avcı’nın takımı kalesini savunma konusunda da her geçen gün daha da iyiye gitti. Maçın son anlarında ise Nwakaeme öyle bir sihir yaratıp ikinci golü attı ki, zeminin yarattığı bütün kusurları unutturacak kadar güzeldi.
Ligde son 8 maçının 7’sini kazanıp 1’inde de berabere kalan bordo mavili takım, zirveye doğru emin adımlarla ilerlemeye devam ediyor.
Üstelik maça da iyi başlayan konuk ekip Sagal’ın etkili şutuyla gole de yaklaştı ama ilk 45 dakika içerisinde ürettikleri tek pozisyon da bu oldu. Oyunu önce dengeleyen ev sahibi, saha içi disiplininden kopmadan, zaman içerisinde oyunu rakip sahaya yıktı. Önce Bakasetas ile başlayan ataklar Ekuban’ın yakın mesafeden direğe nişanladığı kafa topuyla devam etti. Bu maçta sağ kenarda başlayıp zaman zaman Ekuban ile yer değiştiren Djaniny, yerini Afobe’ye bırakasıya kadar maçın en iyisiydi. Özellikle geriye geldiği zaman tıpkı Beşiktaş maçında Rıdvan’ı geçip etkili atağı başlattığı gibi bu maçta da Trabzonspor’a hız kazandıran isimdi.
<div style="margin: 0 auto; max-width: 100%; min-width: 300px;"><div style="position: relative; padding-bottom: 56.25%; height: 0; overflow: hidden;"><iframe style="width: 300px; min-width: 100%; position: absolute; top: 0; left: 0; height: 100%; overflow: hidden;" src="https://embed.dugout.com/v2/?p=eyJrZXkiOiJuQ1NkY3F6MSIsInAiOiJzcG9yYXJlbmEiLCJwbCI6IiJ9" width="100%" height="400" frameborder="0" scrolling="no" allowfullscreen="allowfullscreen" data-mce-fragment="1"></iframe></div></div>
YETERİNCE HIZLI DEĞİL
Bordo mavili ekip arkada boşluk bırakmadan doğru yerleşim alarak hücuma çıkıyor belki ama yeteri kadar etkili atak üretemiyor. Zira rakibi dengesiz yakalayacak hıza sahip değil. Djaniny bu noktada eksik parçayı tamamladı ama yeterli değil. Tam da bu yüzden yerleşik savunmaya karşı Nwakaeme’nin sihrine muhtaç kalıyor.
DEĞİŞİKLİKLER GECİKİNCE
Üç puanı getiren tek golde ise bu tarz kapalı savunmalara karşı etkili bir silah olan hücumda kaptırılan topun yeniden kazanılması yani ‘karşı pres’ etkili oldu. Topu kazandığını sandığı anda kaybeden Denizlispor bir an için savunma dengesini yitirdi ve ev sahibinin yeni transferi Bakasetas’ın tam da 61.dakikada gelen golüne engel olamadı. · 75 dakika boyunca olması gereken bir futbolu ortaya koyan Trabzonspor az daha beraberlik golünü kalesinde görüyordu zira rakip 4 yeni oyuncu değiştirerek fizik gücünü büyük oranda yenilemiş iken Avcı hiçbir şekilde oyuncu değiştirmemişti. Sagal’ın şutunun ardından ikinci önemli pozisyonunu bu dakikalarda yakalayan Denizlispor belki de puan almak için tek şansını bu noktada yitirdi. Trabzonspor, Avcı ile beraber yeni bir kimlik inşa edip harika bir periyot yakalayarak, hak ettiği yerin en azından menziline girmiş oldu.
Oyunu kendi yarı sahasında kabullenen Başakşehir’e karşı ilk devre boyunca yüklenen bir Galatasaray vardı sahada. Maçın hemen başında Onyekuru’nun hareketliliğinden doğan aksiyonları bir kenara bırakırsak pozisyon üretmekte zorlanan taraftı sarı kırmızılılar. Bunun da en önemli nedeni merkezde Taylan’ın yanında oynayan futbolcunun Etebo olmasıydı zira merkez hücumu neredeyse hiç gerçekleşmedi. Santrfor oyunu konusunda iyi olan Babel’i bir kez olsun duvar olarak dahi kullanmayı düşünecek bir oyuncusu yoktu. Taylan geride top dağıtırken Etebo da gelen topları iki kenardan birine vererek baskıyı kenarlardan yükseltiyordu.
PENALTI, KIRILMA NOKTASI
Bu açmaz içerisinde Marcao’nun yaptırdığı penaltıyı kurtaran Muslera ise belki de maçın kırılma noktasıydı. Üretimsizliğin yarattığı çaresizlik içerisinde vakit geçerken ortaya çıktı Ryan Donk. Sağ kenardan öyle bir orta kesti ki beşli hattın gerisinden hızlıca içeriye giren Onyekuru maçta dengeyi bozan isim oldu. Onyekuru aynı zamanda bu sessiz geçen sürecin renkli olan tek kişiliğiydi, Donk ise kahramanı.
ONYEKURU BÜYÜK RiSK
Önde olmasına rağmen Terim, Emre Kılınç’ı merkeze çekip, kanada Babel’i atarak yeni transfer Mostafa Mohamed’i de oyuna alıp takımın hücum dozajını artırsa da Başakşehir istifini bozmadan tehlikeli kontralar üreterek geride durmaya devam etti. Tedirginliğin arttığı bu zamanda yine ortaya maçın futbolcusu Donk çıktı. Belhanda’nın kullandığı korner vuruşunda öyle bir yükselip golü attı ki Aykut Kocaman’ın ilk maçında puan alma umutlarını da yok etti. Onyekuru’nun varlığı gol için yüklenen her takım için ne kadar büyük risk barındırdığını yine yaptırdığı penaltıyla da göstermiş oldu.
MOHAMED’i BEĞENDiM
Yeni transfer Mostafa Mohamed 45 dakika içerisinde iyi bir görüntü ortaya koydu. Köşe vuruşunda rakiplerinden yükseğe sıçrayıp darbeli bir kafa vuruşu gerçekleştirdi. Gelen pası baskı altında hızlı bir şekilde kanada aktardı ve belki de en önemli özelliği sırtı dönük oyunu iyi bir şekilde oynayacağını gösteren anlardı.
Biri atıyor, diğeri tutuyordu. Artık bu sözü ‘tutanın ve taşıyanın iyi olacak’ şeklinde Uğurcan ve Nwakaeme ile güncelleyebiliriz. Beşiktaş, önde yaptığı baskıyla rakibi yarı sahasına kapatarak başladı mücadeleye. Avcı’nın takımının baskıyı kırma ve hücuma çıkış yolu ise belliydi: Anthony Nwakaeme. Daha henüz maçın başında orta sahaya gelip baskıda kapılan topu iyi bir şekilde kullanarak tehlike yarattı ve 90 dakika boyunca Trabzonspor’un hem topu üçüncü bölgeye taşımasında hem de hücumda etkili olmasında başrol oyuncusu oldu.
UFAK BİR SİHİR
Eğer Nwakaeme’nin oyunu dinlendirici ve Beşiktaş’ın hücumdaki sürekliliğini sekteye uğratacak rolü olmasaydı hiç şüphe yok ki bu maçı kazanmak bir yana, farklı kaybetmek dahi ihtimaldi. Çok kişiyle rakip yarı sahada kamp kuran siyah beyazlılarda ligin en formda 9 numarası olan Aboubakar’ın başına biriken kalabalık maç boyunca diğer opsiyonları doğurdu ve iş burada Uğurcan’a düştü. Özellikle maçın ikinci yarısında Ghezzal ve Rosier ile sağ koridoru etkili bir şekilde kullanan Beşiktaş öne geçmeye yaklaşmıştı ki devreye Nwakaeme girdi. Köşe vuruşunda çizgiden aldığı pası ufak bir sihir yaparak içeriye gönderdiğinde golü atan Vitor Hugo aynı zamanda yenilen golde yaptığı yerleşim hatasını da telafi ediyordu. 10 kişi kalmasına rağmen etkili hücumlar yapan Beşiktaş’ı durduran isim, yaptığı kurtarışlarla bana göre yerli olarak ülkenin en değerli futbolcusu olan kaleci Uğurcan oldu
<div style="margin: 0 auto; max-width: 100%; min-width: 300px;"><div style="position: relative; padding-bottom: 56.25%; height: 0; overflow: hidden;"><iframe style="width: 300px; min-width: 100%; position: absolute; top: 0; left: 0; height: 100%; overflow: hidden;" src="https://embed.dugout.com/v2/?p=eyJrZXkiOiJpTnE5elJNaiIsInAiOiJzcG9yYXJlbmEiLCJwbCI6IiJ9" width="100%" height="400" frameborder="0" scrolling="no" allowfullscreen="allowfullscreen" data-mce-fragment="1"></iframe></div></div>
HAKEME DE TEBRİKLER
Maçı kaybetmiş olsa da ortaya koyduğu pozitif futbolla alkışı hak eden Sergen Yalçın’ın talebeleri olurken belki de maçın eleştirilecek yegâne ismi oyuna yeni girmiş olmasına rağmen Beşiktaş’ı eksik bırakan Dorukhan. İlk 26 dakikada faul dahi olmadan oynanan bol pozisyonlu ve iyi niyetli oyuncuların olduğu güzel bir 90 dakikayı geride bırakırken sanırım bir tebriği de maçın hakemi Halil Umut Meler’in hak ettiğini söyleyebiliriz.
Son iki maçını da kaybeden Konyaspor mutlak puan parolasıyla çıktı Trabzonspor karşısına. Avcı ise pozisyon üretiminde sorun yaşasa da uyumun gücüne inanarak Vitor Hugo’nun da dönüşüyle beraber kanıksadığımız onbiri sürdü sahaya. Oyuncular aynıydı belki ama son dönemin en önemli problemi olan pozisyon üretimi başta olmak üzere her şey farklıydı Trabzonspor tarafında. Abdullah Avcı döneminin en iyi maçıydı. Abdülkadir Ömür’ün talihsiz sakatlığı dahi ritmini bozmadı takımın. “Peki bu maçın farkı neydi?” derseniz eğer Trabzonspor orta sahasının etkinliği diyebiliriz. Ceza sahası içerisinde ekstra adam katkısıyla denge bozucu rolünde hiç olmayan ve kenar ortalarında takımın hücumcularını rakip savunmanın ellerine teslim eden bu yapı bu maçta değişti. Flavio ve 61. maçına çıkan 61 numara Abdülkadir Parmak da hareketliliği ve dinamizmiyle beraber maçın en iyilerindendi. Antalyaspor maçının en çok eleştirilen oyuncusu olan sağ bek Serkan Asan da yine bu maçın öne çıkan oyuncuları arasında yer aldı. Bunun sonucu olarak Trabzonspor 3 ay sonra bir lig maçında 3 gol atmayı başardı.
<div style="margin: 0 auto; max-width: 100%; min-width: 300px;"><div style="position: relative; padding-bottom: 56.25%; height: 0; overflow: hidden;"><iframe style="width: 300px; min-width: 100%; position: absolute; top: 0; left: 0; height: 100%; overflow: hidden;" src="https://embed.dugout.com/v2/?p=eyJrZXkiOiJqaEVjc0NmciIsInAiOiJzcG9yYXJlbmEiLCJwbCI6IiJ9" width="100%" height="400" frameborder="0" scrolling="no" allowfullscreen="allowfullscreen" data-mce-fragment="1"></iframe></div></div>