En şekil sitem!

Bu topraklar aynı zamanda sitem toprakları.

Haberin Devamı

Herkes herkese sitem etmeye bayılıyor.

Anne oğluna, baba torununa, arkadaş arkadaşa, hatta patron çalışanına...

Sitem treninde vagon çok yani, uçsuz bucaksız, uzayıp gidiyor.

En şekil sitem

Ama gördüğüm en şekil sitemi Ali Ağaoğlu’nun sevgilisi Duygu Su Gülpınar yapmış:

“O ağır antrenmanlarda yoktunuz.

Canım yanarken yoktunuz.

39 kilo olmak için pamuk yediğimde yoktunuz.

Ayak tırnaklarımı sökerken yoktunuz.

Elektrik faturamı düşünürken yoktunuz.”

İyi ki yokmuşuz Duygu Hanım!

Tırnaklarınız sökülürken neden yanınızda olalım, ben anlamadım.

Demek ki bu zor anları tek başınıza atlatmanız gerekiyormuş.

Neden şimdi bu sitem gözyaşları?

Haberin Devamı

Bu arada ben esas elektrik faturasına takıldım.

Elektrik faturası ne ki, doğalgaz faturasını düşünürken olmalıydı o kısım.

Daha doğal olurdu sitem.

En şekil sitem

Bu DM başka DM

Diyor ki:

“Her şey bir blog açma niyetiyle başlamıştı.

Moda ve stil üzerine notlar yazacağım mütevazı bir paylaşım alanı...

Sonra iş büyüdü. Bir ekibe dönüştük; iddiamız da büyüdü.

Ve ortaya geniş bir platform çıktı.

Benim ve yakın çevremdeki insanlar için de şaşırtıcı değil aslında.

Hevesle yapılan bir şeyin büyümesi, ‘derinleşmesi’...

Hayatım böyle geçti. derinmermerci.com’a da hayatım biçim verdi.

Hayatım: Elbette ki her şeyden önce kızlarım, ailem, dostlarım...

Ve özgürlüğüm, tarzım, seçimlerim...

İlham veren şeyleri, ilham veren insanları arayışım...

Kendimce, birilerine ilham verebilme hayallerim...

Bu sitede neler olduğunu anlatmama gerek yok aslında.

Görüyorsunuz, göreceksiniz.”

En şekil sitem

Derin Mermerci uzun süredir üzerinde çalıştığı web sitesini, kısa adıyla DM’yi, 1 Mart’ta online yapıyor.

Haberin Devamı

Yapar yapmaz da ilk davetini Zorlu Beymen’de vermeye hazırlanıyor.

Heyecanlı mı? Hem de çok!

Üstelik sitede sürpriz yazar isimler de var. Burcu Esmersoy onlardan biri...

Derin Mermerci’nin yaşam tarzını yakından takip edenler için sanırım DM önemli bir adres olacak. Bir tür Gwyneth Paltrow’ın Goop’u gibi...

En şekil sitem

Ya iki taraf da görmek istediğini görüyorsa?

Bu dizi bitmez. Sezon sezon sürer.

Futbolcu Caner Erkin ve eski eşi Asena Atalay’ın başrolde olduğu diziden bahsediyorum.

Gerçek hayat dizisi yani. Her şey gözümüzün önünde oluyor.

Hem de bayağı pata küte.

Kaçıranlar için son bölümde olanı aktarayım.

Caner Erkin oğlunun velayetini geri almak için dava açtı.

Haberin Devamı

Gerekçe olarak da şu maddeleri bam bam sıraladı:

◊ Hamilelik döneminde zayıflama hapları kullanarak çocuğun sağlığını hiçe saydı.

◊ Çocuğuyla geçirmesi gereken zamanı birtakım özel ev partilerinde, hatta striptiz kulüplerinde direk dansları yaparak geçirdi.

◊ Oğlumun doğum günü partisine bile mumlar üflendikten sonra katılıp erkenden ayrıldı.

◊ Oğlumun yaşadığı evde, boşandıktan sonra beraber olduğu sevgilisi burnunu kırdı.

Şeytan da sensin melek de...

Böyle bakınca ve en baştan beri bu ikili arasındaki atışmalara göz gezdirince Asena Atalay “şeytan”, Caner Erkin “melek” gibi görünüyor.

Ama şu hayatta kimse ne tam bir melek ne de şeytan.

Keza “gerçek” denilen şey de iki tarafın bakış açısına göre değişiyor. Çünkü herkes olayları kendi zihin dünyasına göre kaydediyor ve öyle hatırlamayı tercih ediyor.

Haberin Devamı

Kısacası, özellikle ilişkilerde hiçbir zaman tek bir gerçek yok.

En şekil sitem

‘The Affair’e bir dön bak...

Bol ödüllü “The Affair” dizisinin en azından ilk sezonunu hatmetmiş olanlar ne demek istediğimi daha iyi anlayacaktır.

O dizide iki evli insanın yasak aşkı anlatılıyor.

Ve yaşanan olaylar önce kadının bakış açısından veriliyor.

Sonra erkeğin bakış açısından...

Peş peşe izleyince görüyorsun ki, yaşanan anlar aslında farklı algılanmış.

Seyirci olarak şaşırıyorsun tabii: “Peki ama hangisi gerçek?” diye.

Sonradan çakıyorsun, her ikisi de pekala gerçek!

Demem o ki, Caner’in iddiaları Asena’yı direkt “kötü anne” olarak gösterme eğiliminde. Ama bir de karşı tarafa kulak vermek gerekiyor.

Haberin Devamı

Belki de olaylar hiç öyle değil.

Caner kendi dünyasına göre olayları öyle algılamak ya da algılatmak istiyor.

BELKİ DE...

Şu an üçüncü sezonunda olan “The Affair”den bir diyalogla yazıyı sonlandırayım.

Ana karakter Alison yakın arkadaşına yaşadığı yasak aşkı anlatırken diyor ki:

“Bana baktığı bir an var. O anı hiç unutmuyorum. Hep o ana geri dönmek istiyorum. Yaşadığım diğer her şey bu yüzden silik bir anı gibi geliyor.”

Arkadaşı kendiliğinden diyor ki:

“Belki de o an hiçbir zaman gerçek değildi. Sen bunu o an öyle algılamak istedin.”

Yazarın Tüm Yazıları